19 Mart 2012 Pazartesi

Gölyazı Köyü


Dün sabah saat 6.30'da kalkmak inanılmaz zordu.
Ancak Gölyazı Köyü çok güzeldi.
Otobüste uyurum diye kafamda kurdum ancak koltukları görünce yıkıldım.
Eskihisar-Topçular feribotunda yediğimiz sandviç ve poğaça yanında çay üstüne Türk kahvesi...
Havanın 20 derece olacağını bilseydim kalın sweatimi giymezdim. Güneş burnumu kırmızı yaptı. Diğer arkadaşların yüzü kırmızı gerçi ama bugün fondötenle kamufle ettim.
Yansıma cenneti Gölyazı Köyü, güzel bir efsanesi var.  Kayıkçı amca da baya anlattı.
Gölün ortasında motoru durdurup -Bu göl her sene 2-3 kişiyi yutuyor. Bir yandan da elinde bir ip, amca ayağa kalktı ölüleri anlatmaya devam ederek. -Amca elindeki ip ne için? diye sordum herkesler koptu. Amca çok şeker hemşerim Selanikli. Binmek: Pinmek. Pahalı: pahacı gibi kelimeleri kullanıyor. Aynı bizim ailedekiler gibi. Oğlu mimar olmak istiyormuş. Ekipteki diğer mimar arkadaşlar e-maillerini verdiler. Rapido mapido soruları için...
20 Lira ödememiz gerekirken amca bizden 15 aldı. -Bizim hanım size balık da yapardı dedi.
Turdaki diğer insanlardan koptuğumuz için kendi başımızın çaresine baktık. Yemeğimizi de kendimiz yedik, motorumuzu da kendimiz bulduk. Günbatımı çekmek için 3 saat kaybettik ama napalım çoğunluğa uymak lazım.
Dönüş yolunda feribot sırası beklerken de bayıldık resmen allahtan hava güzeldi.
Bir daha sanırım turla bir yere gitmeyeceğim.
Kendim gezmeye devam.
Sorunsuz insanları yanıma alabilirim bir de  + olanları.

1 yorum:

Yusuf Aygün dedi ki...

Günün ve gezin güzel geçmiş..Ne mutlu sana..Turla gezi mecbur kalınmadıkça tercih edilmemeli diye de eklemek isterim..Saygılar

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-7

  God of Art- Sanat Tanrısı 7. ARTEMİS Sabah uyandıklarında Artemis pek bir şey hatırlamamaktaydı. Yatakta yalnızdı. Aklında tek kalan p...