27 Ekim 2012 Cumartesi

Pak Bahadur-Sevgili Arkadaşım Bahadır filmim


Yine gecenin bi yarısı çekilen gece filmi!


Seyhan ile gecenin bi yarısı çekmiştik


Yaeeehu tatildeyim

Dün Homelan'ın 1.sezonunu bitirdim nihayetinde. Şöyle bir 2. sezona göz gezdireyim dedim ancak netten bişeyler bulamadım.
Touch diye bir dizi buldum aslında çok sardı izlerim işten gelince artık her akşam 2 bölüm.
Dün arkadaş ziyaretinde bulundum. Yol yordu beni. Nişantaşı'nda vitrin fotosu çektim. Eee mahallevitrini.com a materyal lazım!
İş bağlantıları yapmam lazım. Mediacatonline Ekim sayısı elimde:))
Komşunun verdiği kurban etini olduğu gibi düdüklü tencereye attım ve yarım saat pişirdim. Sonuç lokum gibi dağılan et beni mutlu edecek!
Onu nohutla falan pişirmeli yarın güzel bir yemek yapayım, suyundan çorba pilav vs.
İlk açtığımda feci koktu ama kötü oldum kusasım gelmişti. Açken yenir sanırım. Kırmızı eti pişeremiyorum en büyük sorunum zaten.
Bugün evi temizledim sanırım 1 ay idare eder. Bir de koku giderici aldım hola, çam ağacı koksun evim.
Yarın da yayılacağım.
Tatil hiç bitmesin:)))

Balkondan uçan denizatım Necmi


Nişantaş Palyaçosu


24 Ekim 2012 Çarşamba

Keşke tüm koyunlar yarın sabah makarna olup kurtulsalar.


Düğün salonu işletmecisi evlendirme programında eş arıyor:))

Uzun zamandır evlendirme programı izleyememiştim. Şu an tvyi açtım ve gördüğüme sevindim:)
Düğün salonu işletmecisi evlendirme programında eş arıyor:)) Düğünler sırasında kalabalığa karışsa birini bulur muhakkak! Ama şans demekki.
Sevgili uzaklarda her gün tatlı yemelerde arayıp beni kıskandırmalarda. Ama bilmiyor ki bu lale devri bitecek ve kendisi geri gelecek ehhee.
Dün akşam Homeland'ı izledim son 4 bölüm kaldı 1. sezonu bitirmeye bu akşam hallederim sanırım. Biraz gaflet dizi ama beğendim.
Bugün sabah kalkmak zor geldi, yarın tüm gün köle gibi çalışacağız. Tek tesellisi mesai.
Cuma-cmt-pazar tatilll. Ne yapsam ne etsem. Aslında kendimi eve kapatıp okuma-izlemeye adamak istiyorum!
Acıkmışım yani...
Dün yediğim palamut hala erimedi. Balkondan uçan denizatı da üzdü beni:)
Hediye edilince çççoookk sevinmiştim halbuki.
Gidesi varmış.
Baş ağrım için yemeni sardım geçmesini bekliyorum.
Yarın bayramlıklarımı giyip işe gideceğim.
Tüm gün sürmeseydi bari.
İyi bayramlar hepimize.
Sabah ölecek olan tüm hayvanlar için üzgünüm:((

22 Ekim 2012 Pazartesi

Ay canım Blokum

Seninle hiç ilgilenemedim -bloğum, uzun zamandır.
Ancak bu hafta hakettiğin değeri göreceksin.
Sevgili memleketine gitti, artık aynı yerde çalışmıyoruz.
6 aylık iş beraberliğinden sonra armut gibi kaldım.
Tabiii bu süreçte insanların bana gönderdiği negatif enerjileri topladım.
İç dengemi sağlama alma çabası devam ediyor. Neyse ki hafifledi bu durumlar.
Sevgili 10 güne geri dönecek hasret bitecek...
Tolgacım da yarın akşam gidiyor memleketine, onu da özleyeceğim.
Tam armut kalacam çarşamba günü.
Bayramda çalışınca mesai ücreti alacağız ne kadar sevindim anlatamam.
İş için kamçılandım resmen!
Cumam tatil 3 gün yayılırım bir gün de arkadaşları ziyaret ederim artık.
Geçen hafta espresso yaparken elimi yaktım. Cumartesi de fırında diğer elimi.
Yanan deri anında ne hale geliyor gözlerimle gördüm görmez olaydım. İçim kalktı.
2 kat alta su akıyormuş teyzeler geldi hummalı araştırma yaptılar. Günlerce sürdü.
Bilirkişi şıp diye gelip anlayana kadar.
Bizden değilmiş.
Ne kadar sevinsek az.
Dış cephe tamiratı var tam anlamadım iskele bi gün var bi gün yok.
Bekliyoruz.
Kendimi biraz özgür biraz yalnız biraz biraz hissediyorum.

17 Ekim 2012 Çarşamba

CİPİS


Öğretmenleri vermediler

Iğdır’a 21 kilometre uzaklıktaki Bulakbaşı Köyü’ne ellerinde uzun namlulu silahlarla giren 2 PKK ’lı, köyde bulunan ilköğretim okulunun öğretmenler odasını bastı. Öğlen arası için odada toplanan 19 öğretmen, karşılarında elleri silahlı kişileri görünce büyük korku yaşadı. PKK’lılar, öğretmenlerden Umut Görkem Sevinç, Ersin Karakaya, Soner Er, Mehmet Koçubaba, Lütfü Atılmış ve Abdullah Enes Er’i silah zoruyla okuldan çıkardı. PKK’lıların okula girdiğini gören köylülerin haber vermesi ile köy muhtarı Mehmet Gültekin, jandarmaya haber verdikten sonra köylülerle birlikte okula gitti. PKK’lıları “Öğretmenlerimizi götürmeyin” diyerek ikna etmeye çalıştı. PKK’lılar köylüleri ve muhtarı tehdit ettikten sonra öğretmenleri de yanlarına alıp köyden çıktı. PKK’lılar, Ağrı Dağı’nın Korhan Yaylası’na doğru götürdükleri 6 erkek öğretmeni, 1 saat sonra serbest bıraktı. Serbest bırakılan öğretmenler, köyde öğrenci ve meslektaşları tarafından sevinçle karşılandı. Serbest bırakılan öğretmenler, cep telefonları ile yakınlarını da arayarak iyi olduklarını bildirdi. İl Milli Eğitim Müdürü Dinçer Ateş, 600 öğrenci ve 19 öğretmenin bulunduğu ilköğretim okulunda yaşananlarla ilgili olarak, “Kıllarına zarar gelmedi. Sağ salim hepsi döndü. Bir saat kadar ayrılık yaşadık. Köylülerin sayesinde teröristler kaçırılan öğretmenlerimizi bıraktı” dedi.

Köylüler siper oldu
Bulakbaşı Köyü Muhtarı Mehmet Gültekin yaşananları Radikal ’e anlattı. Öğretmenler kaçırılmasın diye kendilerini siper ettiklerini ifade eden Gültekin şunları söyledi: “İki PKK’lı okulu basarak 6 öğretmenimizi kaçırdı. Öğrencilerin köylülere haber vermesiyle köylü, kadın, çoluk çocuk demeden hepimiz var gücümüzle peşlerine düştük. Köylülerimizin bir kısmı yalvararak, ağlayarak, bir kısmı da tepki göstererek 1 saat içerisinde öğretmenlerimizi aldık getirdik. Köylü önlerine kendini siper etti. ‘Öğretmenlerimizi bırakmıyoruz. Bizi öldürün öyle götürün’ dedi. Baktılar kurtulacak durumları yok, öğretmenlerimizi vermek zorunda kaldılar. PKK’lıları köyün 5 kilometre üst tarafında yakaladık. Öğretmenlerimizi orada aldık onların elinden. Ne için götürdüklerini tartışamadık ama götürmelerine de fırsat vermedik. Bırakmadık, izin vermedik. ‘Hocalarımızı aldınız, bırakmayız’ dedik. Sadece 2 kişiydi, silahlıydılar. Öğretmenlerimizi sağ selamet aldık.’’

Her kesimden tepki
PKK’nın okul baskınına her kesimden tepki geldi. BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, “Doğru bulmuyorum” demekle yetinirken, MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, “Köylüler PKK’lıların önüne çıkmış, ‘bırakın bizim öğretmenlerimizi kaçıramazsınız’ demişler. PKK eğitime yönelik olarak eylemlerini arttırıyor. İki nedeni var bunun; birinci nedeni ‘bizim insanlarımızı asimile ediyorsunuz’ diyor. İkinci nedeni ise anadili gündemde tutmak” dedi. Sosyolog Prof.Dor. Mazhar Bağlı ise savaş dönemlerinde bile okullara saldırılmadığını belirterek, şöyle konuştu: “Köylülerin karşı çıkması, halkla arasında bir mesafenin konulduğunun göstergesi. Sanırım şunun farkında değiller; günümüz toplumları çocuk merkezlidir ve aileler çocuk üzerinden yaşamını şekillendiriyor. Kimse, çocuğunun eğitimden uzak düşmesine razı olmaz. Örgütün esas hedefinin Kürtler ve bölge insanının refah düzeyi olduğuna ilişkin söylemimizin doğruluğunu gösteren bir parametre olabilir.”

Köylülerin tepkileri anlamlı’
Prof. Dr. Büşra Ersanlı: Anadilde eğitim veya başka bir talebi bu yolla istemek olmaz. Aile kadar önemli bir şey öğretmenler. Çocukların orada güvence altında olması lazım. Güvence altında olması demek öğretmenleri ile birlikte olmak demek. Bu manada köylülerin öğretmenlerine sahip çıkmaları anlamlı. Bu tür eylemlere tek yönden bakmamak gerekiyor. Eğitim sistemi tartışılmalı. Anadilde eğitim de bekliyor insanlar. Böyle bir aşırı tahammülsüzlük var.

Sivil eylem örgüte yaramaz
YAZAR FAİK BULUT: Bu eylemler tamamen devleti taciz etmeye yönelik. Onlara göre okul da öğretmen de devletin. Böyle bir mantıkla çıkıyorlar. Devleti yıpratma taktikleri uyguluyorlar. Devleti temsil edenlere yönelik eylemlerle biz buradayız mesajı veriyorlar. Sivillere yönelik eylemlerin ne örgüte ne de savunulan bir davaya hizmet ettiği kanısında değilim. Tersine, bu eylemlerin ne Kürt meselesine ne de örgütün yapmak istediği propagandaya yaradığını düşünmüyorum.

6 Ekim 2012 Cumartesi

Gidecek Yeri Yoktu...

Sıradan bir günde başladı herşey.
Allahın herhangi bir günüydü. Güneş aynı saatte doğmuştu. Çatıdaki martılar yine aynı şekilde birbirlerini itekleyip gökyüzüne doğru bağırmışlardı.
Farklı olan neydi?
Artık değişimin zamanı mı gelmişti?
Aceleyle kalkmış yüzünü yıkamıştı.
Ne giysem diye camdan baktığında havanın hafif serin olduğunu hissetti.
Gökyüzü fazlasıyla parlaktı. Deniz tüm güneş ışığını geri yansıtıyordu.
İşte bu sebeple denizi göremiyor ama varolduğunu biliyordu.
Mavi hırkasını giydi. İş arkadaşlarının bayıldığı o meşhur hırkayı.
Çöpü alıp ağzını bağladı. Ayakkabılarını giydi, çöpten akan çay suyunu son anda farketti. Geçti.
Son anda farkedildiği için.
Eve gelince silerim iye geçiştirdi.
Kapıyı kilitledi sokakta kimseler yoktu. Bacakları ağrıyordu. Tüm gün oturarak çalışmak böyle sonuçlar doğuruyordu.
Çöp tenekelerinin yanına gitti "pist pist" diyerek. Ya kedi atlasa üstüne bir daha atamaz çöpü tam tenekenin içine.
Kedi medi yoktu ki. Fırlattı gitti pisliklerini.
Ev artık temizdi yerdeki çay suyu lekeleri hariç.

Devam gelecek!


2 Ekim 2012 Salı

I wanna see "Diamonds" in the sky

Rihanna bacının son güzel şarkısı dinlenir diyorum.
Sonbahar havasına iyi gider.
Diş çekimi olayını atlatıyorum sanırım ya da yönlendirme oldu başka şeyleri düşünüyorum.
O andan sonra koymadı o kadar acı!
Sevgili taşındı ve evi yerleşiyor. Aslında çoğunu pazar hallettik.
Nasılsa 25 mkarede...
Ha bir de pazar yüzdüm hem kapalı havuzda hem açıkta.
Vücut ısım 38 derece iken abartsızı 20 dereceden az olan suya gözü kapalı girdim.
Felç olmaktan korktum, güneşlenmeye gittim ancak fırtına çıktı ee normal Ekim ayındayız.
Koşarak eve gittim hemen sıcak duş, ardından da biraz uyudum aslında tam dalamıyorum.
Odada güneş ışığı vuran yere yattım uyudum:)
Vitamin aldım işte.
The Newsroom son bölümü de izlenirse bir sezon kapanmış olacak.
Bugün çok kahve içtim yeter ama açık çay olsa iyi giderdi.
Aslında ağzımın içindeki oyuğu unutamıyorum.
Dilim varmıyor bile oraya!

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-6

God of Art- Sanat Tanrısı 6. ARTEMİS Artemis şaşkındı, garip bir mesajla uyanmıştı. Efil akşamüstü gelip onu alacak, Pertev’in dedesinin...