24 Temmuz 2015 Cuma

TV Drama Yazarları New York'ta Buluştu!

New York'ya yaşayan bir arkadaşım NY Film Okulu'nu bitirdi. En sevdiği hocalardan biri olan Caroline de kendisinin TV projeleri için yoğunlaşacağını söyleyerek okuldan ayrılmıştı. Bende "Keşke orada onunla çalışma fırsatı bulabilsem" dedim. O da çalışma ortamını ayarlayamasa da tecrübelerinden yararlanmamı sağlayabileceğini söyledi. Caroline küçük bir grup için workshop düzenliyormuş. Atladım Amerika'ya gittim. 
İlk gün jetlag etkisinden çıkmaya çalışırken ikinci gün kendimi yıkılan ikiz kulelerin yerine yapılan One World Trade Center'da buldum. Arkadaşım ile buluşup workshopun düzenleneceği 95. kata çıktık. Girişteki güvenlik adımı soyadımı karıştırsa da 4-5 dakika içinde binaya girebilmiştim:)) Kiralık ofislerden birinde birkaç öğrenci oturmuş kahve içiyorlardı. Hemen onlarla tanıştım ve heyecanımı paylaştım. Ayaklarımın altındaki NYC manzarasına dalıp gittim. Caroline geldiğinde çok gerildim ancak Amerika'da öğrenci-öğretmen ilişkisi çok farklı. Sıcak yaklaşımı sayesinde sanki senelerdir onu tanıyor gibiydim. 
Önce sektörden ve yaptığı işlerden bahsettti. Biz de kendimizi tanıttık. Daha sonra da projelerimizi. Herkes bir projeye odaklanmış ve uzun zamandır onun üstüne çalışıyordu. Ben ise çeşitli dallarda örnekler verip hepsini paralel götürüyor gibiydim. Caroline "Türkiye'de ne kullanıyorsun?" diye espri yapıp bir kahkaha attı. Çünkü onlar tek proje üstünden ilerliyorlardı. Ben ise sürekli öykü üretiyordum. Bunun da nadir görülen bir yaratıcılık olduğunu söyleyerek beni övdü. Diğer öğrencilerin de yeteneklerini keşfederek o yönde ilerlemelerini söyledi.
Bir sayfa örnek dizi öyküsü yazmaya başladık. Kimisinde dramatik eksiklikler vardı. Bir projenin girişi sorunluydu diğerinin bir türlü finali gelmiyordu. Benim yazdığım projeyi okuyunca çekilmiş bir işi yazdığımı sandı. Oysa ben kendi dramamı yazmıştım. Yine övgüyü hak ettim:)))
Kendimi gerçekten geliştirdiğim için çok mutluydum ama uzun zamandır bir workshopa katılmadığım için başkalarının tecrübelerini ve görüşlerini kaçırıyordum. Bu etkinliklerin Türkiye'de de olmasını dileyerek Caroline'in çekeceği kısa film üstüne sohbet etmeye başladık. Eğitimin bitmesini hiç istemiyordum. Vedalaşırken ayaklarım geri geri gitti. Caroline ona her zaman yazabileceğimi ve yeni dizisi için öykü önerileri gönderebileceğimi söyledi. Dünyalar benim oldu. Yaratıcı bir dizi yazarı daha ne ister!

Dünya Ticaret Merkezi 95. kattayım. Her odada bir New York kitabı var:)) Kentimizi tanıyalım.

                                                        Çok heyecan verici bir deneyim.



                        22 haftada yazılan bir senaryo:))Türkiye'de bunu yaşamak gerçekten zor.


   Bir kızı 100 kişi ister 1 kişi alır durumu. Projenizin dört dörtlük olması sizin elinizde, biraz da şans.


 Amerika'nın en çok rating alan eski sit-comu "I Love Lucy"nin set arkası. 50'li yıllarda bir TV ile tanışmaya çalışırken Amerika'da sitcom çekiliyordu. Ve set ekibinin hepsi takım elbise giyiyordu:))


                                                        Hocama çok teşekkür ederim:))

19 Temmuz 2015 Pazar

New York TV Yazarları Workshop

NYC düzenlenen TV yazarlari workshopunun ardindan İstanbul'da üstünde çalışacağım dergi ve kitaplari Barnes&Noble'den aldim😊

14 Temmuz 2015 Salı

Walter's Coffee Roastery


Dün Instagram'da paylaşımlarını gördüğüm Walter's Kafe'ye gittim. İçeri girdiğimde nereye oturayım diye 5 dakika düşünürken çalışacağım için kuytudaki masalardan birine yerleştim. Bir cappucino söyledim. Eğer arkadaşınızla kaynatmak istiyorsanız kesinlikle içeride bahçeye bakan yere oturmanız lazım. "Breaking Bad" dizisinden esinlenerek konsept oluşturulmuş. Duvarda Jesse'nin "Yo!" su duruyor ve internet şifresi bile Pinkman:)) Ekip yeni yeni servis yapmaya alışsa da onların bir araya gelmiş arkadaşlar olduğu gözden kaçmıyor. Sizinle ilgilenmeleri de çok güzel. Özel pişirme kıyafetlerini giyip fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Kadıköy-Moda Bademaltı Sokak'ta bulunan bu ferah mekana gitmemek için hiçbir sebep yok:))) Belki Walter White'ın meşhur kahvaltısını denersiniz.

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Marslı- Andy Weir


Andy Weir, fizikçi ve bilgisayar uzmanı bir babanın oğlu, kendisi de yazılımcı. Küçüklüğünde Arthur C.Clarke, Isaac Asimov, Robert Heinlein gibi bilimkurgu yazarlarının kitaplarını okumuş. 2009 yılında yörünge mekaniği, astronomi ve insanlı uzay uçuşları konularını araştırdıktan sonra ilk kitabı Marslı'yı yazmaya başlamış.
Kitap Mark Watney'in Mars'ta hayatta kalma mücadelesini konu alıyor. İnternetten ücretsiz olarak yayınlanan "Marslı" çok okununca Amerikalı Crown Publishing Group tarafından hakları alınmış ve 2014 yılında basılmış.
Best Seller olan Marslı'yı Hollywood filme çekmeye karar vermiş ve Ridley Scott yönetmenliğinde Matt Damon'ın başrolünde bir film için harekete geçilmiş.Filmin 25 Kasım 2015'de vizyona gireceği söyleniliyor.

.

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Yörükoğlu Süt Reklamı


Yine Anadolu Kadını yine yerel bir marka!
Yörükoğlu Süt reklam fikri beni benden aldı götürdü. Yolu Toroslar'a düşen bir çekirdek aile... Adam "Şu Torosların havasına bak Ayla, böylesini şehirde bulamazsın" diyor. Karısı gözlerini yarı döndürüyor, arkadaki velet ise tabletiyle oynuyor. Baba şaşkın, memeleri sütle dolmuş bir inek görüyor greenboxın önünde! Yörük ailesi diye bir teyzenin gözünün içine bakarak kolunu sallıyor. Yani teyze o kadar uzakta değil eve doğru gelen yabancıları görebilir. Sanki yönetmen abartılı hareket yap, farkettir kendini demiş.
"O meşhur sütünüzden tatmaya geldik" diyor adam karısı ve oğlu bu sefer memnun. Anadolu teyzesi ise sorgu sual olmadan tüm misafirperverliğiyle eve davet ediyor. Çekirdek aile ayaklarını kıvırmak suretiyle sedirlere oturuyorlar. Arkada dağlar, süt dolu inekler var. Canları süt çekmiş teyzenin getirdiği sütleri hemen içiyorlar. "Şu doğallığa bak" diyor adam. Muhtemelen çocukluğunda anasının ocakta kaynattığı sütü içiyordu, büyükşehirde de kutu sütü içiyor. Muhakkak arasındaki farkı biliyor olacak diye düşünüyorsunuz. Ama adamın damaktadı büyükşehirdeki hormonlu gıdalardan dolayı yok olmuş. Ve kutu sütü tanımıyor.
"Teyzem sen bize şundan 3 litre hazırlasan ya" diyor. Teyze 3 kutu Yörükoğlu Sütü altın tepside sunuyor. Baba şok. "Aaa bu içtiğimiz süt mü?". Sevinse mi üzülse mi anlayamıyor. Tam süt kutusuna uzanırken cut oluyor. Yörük'ten çok Ruslara benzeyen teyze eliyle süt tesisini gösteriyor. "Biz taze sütü oraya gönderiyoruz, onlar da paketleyip bize gönderiyorlar, biz bile böyle saklıyoruz" diyor.
Yani reklamın teması Yörükoğlu Süt köydekini de kazıklıyor. Eğer teyzeye beleşe göndermiyorsa... Yani doğada bile doğal süt bulamazsınız artık, biz her yere yayılmaya başladık izlenimi veriyor. Dağdakilerin taze sütünü alıp yerine 2 sene saklanabilen kimyasal eklenmiş süt satıyoruz. Yine de teyze bizi savunuyor ve gelene reklamımızı yapıyor. Bu köylü de çok salak canım. Gerçi teyze "Biz sütümüzü böyle saklıyoruz" diyor demek içmiyor. Çok anlam yükledim- yüklemedim:))


1 Temmuz 2015 Çarşamba

Fuse Tea Gurme Reklamı


"Bu rahatlık nereden geliyor?"
Tabii ki Fuse Tea'den. Buzlu çayın ferahlığından!
Kızın ailesiyle tanışmaya giden damat adayı mesleğinin gurme olduğunu söylüyor. Ne iş yaptığı anlaşılmayınca da örnek vererek anlatmaya başlıyor. İkramları bir bir eleştiriyor, "börek yağlı, poğaça dünden kalmış, çörekler hiç fırından çıkmamış gibi" diyerek bombayı patlatıyor. Haklı olarak düşünüyoruz "Bu rahatlık nereden geliyor?". Çocuk buzlu çay içerken kafasından buzlar, şeftaliler patlamış da ondan. Konsept ve konu oldukça güzel. Yakınlarda kız isteme muhabbeti yaşayan biri olarak çok doğru saptamalar yapılmış. Tek eksik gelin kızın ve kayınvalidenin tepkilerini biraz görebilseydik en azından onlara gülebilirdik. İkramlarda tek tuzludan öte tatlılar için de eleştiri yapılabilirdi. Böyle akan bir metin yazılsa daha akılda kalıcı olurdu:))

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-6

God of Art- Sanat Tanrısı 6. ARTEMİS Artemis şaşkındı, garip bir mesajla uyanmıştı. Efil akşamüstü gelip onu alacak, Pertev’in dedesinin...