Ana içeriğe atla

Strobe Edge



Sıradan bir gün ve sıradan bir tren yolculuğu... Bir liseli kız için bambaşka anlamlarla yüklü. Çünkü kalbi aşkla atıyor. Liseli Ninako trenden inen Ren’in peşinden gider ve ondan hoşlandığını belli eder. Ren de gönlünde başka bir kız olduğunu açıkça söyler. Ninako için onun yakınında olmak yeterlidir. Ortaokuldan beri genç kızdan hoşlanan Daiki ona çıkma teklifi eder. Çünkü Ninako kötü günlerinde onun yanında olan tek kişidir. Bu sayede kıza aşık olmuştur. Ninako ise onu reddeder. 
Japon çiçekleri altında okula yürüyen gençler,  yeni eğitim döneminde hangi sınıfa düşeceklerini merak ederler. Ninako ile Ren aynı sınıfa denk gelmiştir. Ren yine sınıfın en yakışıklısıdır. Ne tesadüftür ki ikisi sınıf başkanı olurlar. Bir de yanlarında gönüllü arkadaşları Takumi vardır. Artık birlikte vakit geçirmeleri kaçınılmaz olur.  Güzel model Mayuka, aralarına kara kedi gibi girer. Cılız güneşte bile şemsiye kullanan Mayuka, ten renginin bozulmasını ve abur cubur yiyerek şişmanlamayı şiddetle reddeder. Ninako ise onu güzel olduğu için değil Ren ile çıktığı için kıskanır. Bu üzüntüyle bakan bir çift gözü gören Takumi dayanamaz ve kızı oradan uzaklaştırır. 
Ertesi gün Ren, “Ciddi değilsen Ninako ile oynama” tadında arkadaşına uyarıda bulunur. İşte bu noktada aslında kızı ne kadar önemsemeye başladığını anlarız. Takumi da Ninako’nun üstüne gider “Umutsuz bir aşk, sınırlarını zorlama”. “Sınırlarımı ben bilirim” diyen Ninako her zaman Ren’in yakınındadır. Hasta olduğu zaman bile başını bekler. Onun yaralarını sarar. Ren’in pişmanlık duyduğu şey ise Mayuka’ya tutamayacağı sözler vermiş olmasıdır. Anne babası boşanan kıza “Her zaman seninleyim” demiştir. Bu da ağır gelmeye başlar. Eve dönüş yolunda ikisi birbirine yakınlaşır. Romantik bir şekilde Ninako Ren’in omuzunda uyur. Ren de ona sarılıverir.  
Ren, akşamları bir restoranda garson olarak çalışır. Takumi onu ziyarete gelir ve ağzından çıkan tek söz “Ben Ninako’yu seviyorum” olur. Ninako ve Takumi havaifişek gösterisini izlemeye gittiklerinde Takumi’nin eski kız arkadaşıyla karşılaşırlar. Bu noktada izleyici “Kim kiminle birlikte olacak?” diye düşünmeye başlar. Hemen sonrasında da Takumi Ninako’ya çıkma teklifi eder. 
Japon filmlerinin vazgeçilmez sahnelerinden biri olan havaifişek gösterisini ve birbirine aşk dolu gözlerle bakan iki aşığı izleriz. Güzel model sevgili de erkek arkadaşında gözü olan kızı hemen farkeder. Bunun üstüne de bir ayrılık konuşması gelir. Mayuka günden güne güçlendiğini ve birine ihtiyaç duymadığını söyler. Ren ise bu konuşma karşısında şoke olmuştur. Mayuka ise “Kalbinde başkası var” diyerek bir bomba daha patlatır.  
Ayrılık haberiyle okul sarsılır. Ninako’nun ise sevinçten ağzı kulaklarındadır. Takumi’nin tadı eski kız arkadaşının okula gelmesiyle kaçar. Çünkü kız geçmişte Ren’e yakın olmak için onu kullanmıştır. Bir şekilde olaylar tatlıya bağlanmaya başlar. Hatta o kadar tatlılaşır ki Ren Ninako’ya çıkma teklifi eder. “Kız evi naz evidir” misali Ninako teklifi reddeder ve acı çekmeye devam eder. Aşkın sadece mutluluk olmadığını içinde ızdırabı da barındırdığını henüz lise çağında anlamıştır. Bunu Takumi’ye anlatırken bir yere varamayacaklarını anlarlar. “Gençken aşkın tadını çıkaralım” diye onları sevenlerin kollarına doğru koşarlar. 
Ninoka Ren ile ilk karşılaştığı yerde istasyondadır. Ninoka, “En küçük şeyleri bile seninle paylaşmak istiyorum” der. Bu da aşkı anlatan en güzel cümle değil midir?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...