Ana içeriğe atla

KISEKI - I WISH


Koichi, sabah uyandığında ilk gördüğü şey Sakurajima yanardağıdır. Okul için hazırlanmadan önce odasının tozunu alır. Arabanın ve trenin arkasında bıraktığı tozun içinden koşarak okuluna gider. Arkadaşlarının aksine Koichi buna alışamamıştır. Karşısında kocaman bir dağ vardır ve kül bulutu püskürtmektedir. İnsanların hiçbir şey olmamış gibi yaşaması gariptir. 
Anne ve babası ayrılan Koichi, küçük kardeşi Ryonosuke’den ayrı yaşamaktadırlar. O Fukuoka’da babasıyla kalırken Koichi de annesi, anneannesi ve dedesiyle Kagoshima’da yaşar. Ryonosuke kendi başının çaresine bakmayı bir oyun gibi algılarken Koichi daha duygusaldır, tek hayali dağılan ailesinin birleşmesidir.  
Anneanneleri de kardeşlerin birarada olmasını ister bir yandan da kızına iş bulup çalışmasını önerir. Çünkü dedenin emekli maaşı yetmemektedir. Diğer evin direği de küçük neşeli Ryonosuke’dir. Eve yemek alan, bahçedeki mahsülleri sulayan, babasını beste yapması için motive eden, o da yetmiyormuş gibi okulda arkadaşlarına yardım eden bir kahramandır.  
Koichi’nin sınıf arkadaşlarının dediğine göre; Kumamoto civarında bir mucize gerçekleşecektir. Farklı yönlerden yola çıkan iki hızlı tren, yan yana geçerken tutulan dilek gerçek olacaktır. Okul çıkışı trenyolunda buna benzer bir şey yaşarlar. Yolun karşısındaki yaşlı kadın bir anda yok olmuştur. Onun zamanda yolculuk yaptığına inanırlar. Yanardağ da normal haline gelmiştir.  Bir diğer mucize de yanardağın patlama tehlikesi karşısında insanların evlerini boşaltmalarıdır. Böylede Koichi’nin ailesi yeniden biraraya gelebilecektir. 
Ryonosuke babasıyla yaşamayı ‘ona göz kulak olmak’ için tercih etmiştir. Yani başka bir kızla çıkmaması gerekmektedir. Oysa annesi küçük oğlunun onu istemediği düşünerek üzülmektedir. Annesinin baskısına dayanamayarak işe giren genç kadın bir yandan da yeni arkadaş grubuna girer. Amacı hayatını yeniden kurmaktır.  
İki kardeş ‘dilek tutma’ olayında farklı noktadadırlar. Ryonosuk,e aslında ailesinin tekrar birleşmesini istememektedir. Annesinin babasına kızıp saldırdığı an belleğine kazındığı için onlar ayrıyken kendini daha huzurlu hisseder. Abisi aynı dileği tutmadıklarını anlayınca onu bir güzel fırçalar. Bahçeye ektiği sebzeleri ailesinden çok önemseyen kardeşini suçlar. Ryonosuke ‘Abimle birbirimize görünmez bağla bağlıyız’ diye düşünürken bir arkadaşı ‘Uzun süre birbirini görmeyen insanların önemini yitireceğini’ söyler. 
Koichi hızlı trene binip kardeşiyle buluşmaya karar verir. Tek eksik olan şey bilet parasıdır. Üç kafadar para bulmak için ellerinden geleni yaparlar. Otomatların altındaki bozuklukları toplayıp okumuş kitaplarını satamaya kalkarlar. Ve okuldan kaçacakları günü planlarlar. Buluşma noktasına gelen küçük kardeşi de okuldan kız arkadaşlarını getirmiştir. Önce araları gerilse de kavuştuklarına memnun kalırlar. Ta ki içlerinden biri kaybolana kadar. 
Birlikten kuvvet doğar. Okul kaçakları polise yakalanırlar. Ancak oyunculuk yetenekleriyle işin içinden sıyrılırlar. Akşam bir kaçağın büyükannesinin evinde yemek yerken hızlı trenlerin kesiştiği noktaya bir sonraki gün gitmeye karar verirler. Gece bir türlü uyumak bilmeyen çocuklar sabahın erken saatinde trenlerin geçişini izlemek için tünelin yakınına giderler. Tam tren gelirken hepsi dileklerini haykırmaya başlar. “Lütfen babam kumarı bıraksın”, “Oyuncu olmak istiyorum”, “Daha iyi resim çizmek istiyorum”, “Köpeğim hayata geri dönsün” diye çığlık çığlıa bağırırlar.  
İçlerinde dilek tutmayan tek kişi Koichi’dir. “Ailemin yerine dünyayı diledim” der. Ryonosuke bunun üstüne farklı bir şey dilediğini itiraf eder. İki kardeş birbiriyle vedalaşır ve farklı yönlere gitmek için trenlerini beklerler. Koşarak eve varan Ryonosuke, babasının müzik grubunun bir televizyon programından teklif aldığını öğrenince onlara “Teşekkür edin, bunu bana borçlusunuz” der en sevimli haliyle...  
Koichi ise sır ortağı olan dedesine karukan kekinden kardeşine yedirdiğini söyler. Babası ile iletişim kuramasa da dedesinin kalbine giden yolu bulmaya başlamıştır. Eski yaşantısına geri dönen çocuk, balkonundan yanardağa bakar. En azından o gün kül yağmayacağı için sevinir. Bazı şeyleri değiştirmek yerine olduğu gibi kabul etmek büyümenin erdemlerindendir. Ryonosuke ve Koichi beraber büyümeseler bile kardeş olmanın getirdiği mucize ile yetinecektirler. 
Hirokazu Koreeda’nın hem yazıp hem yönettiği film “I Wish” 2011 senesinde vizyona girmiş. 2013’de çekilen “Like Father Like Son” filmi de “I Wish” kadar gönüllere dokunan bir aile filmi. Özellikle başroldeki çocuk oyuncuları büyük bir titizlikle seçen yönetmenin eli Osaka Film Festivali’nden boş dönmemiş. Çocuk oyuncular Koki Maeda ve Oshiro Maeda en iyi yeni oyuncu dalında ödül almışlar. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...