Ana içeriğe atla

SWEET BEAN



Sentaro küçük dükkanında dorayaki (içi fasülye ezmeli krepler) yapmaktadır. Bir gün liseli kızlar gelir. Sentaro gürültülerinden o kadar rahatsız olur ki onlara gitmeleri için hediyeler verir. 76 yaşında bir kadın da yarı zamanlı eleman arayan Sentaro ile iş görüşmesi için gelmiştir. Tokue yaşlı olduğu için işe kabul edilmez ve tekrar geleceğini söyleyerek gider. Başka bir öğrenci olan Wakana da işe taliptir. Ancak Sentaro kızın derslerini çalışmasını öğütler.  
Ertesi gün tekrar gelen Tokue, patron maaşı az da verse o işe girmeye niyetlidir. Ellerinin sakat olması ve yaşı gereği ağır iş yapamasını Sentaro sebep gösterir. Kadın 50 senedir fasülye ezmesi yaptığını söylese de işe yaramaz. Hazırlıklı olan Tokue, Sentaro’ya tatması için bir kap fasülye ezmesi bırakır.  Taktik işe yaramıştır. Tokue kiraz çiçekleri dökülürken tekrar gelir. Bu sefer işi almıştır. Heyecandan ne diyeceğini bilemez hatta sevinçten ağlar.  
İlk iş gününe güneş doğmadan gelen Tokue, ev yapımı fasülye ezmesini hazırlamak için çalışmalara başlar. Haşlama, süzme, pişirme ve yıkama gibi aşamalar oldukça uzun sürer. Sentaro ise fasülyelerin hazır olmasına iki saat kaldığını duyunca biraz pişmanlık hisseder. Toptancıdan aldığı ezme yerine ev yapımı hali biraz zahmetli gelmiştir. 
Sentaro krepleri hazırlar, ezmeleri içine sürer. İkisi de tadına bakarlar ve değdiğini söylerler. Okullu müşteriler de lezzeti farketmiştir. Bir gün sonra dükkanı açan adam şoke olur. Kapıdaki sırayı görünce önemli bir şey olduğunu düşünür. Oysa insanlar onun lezzetli dorayakisinin tadına bakmaya gelmiştir. İyi satış yapılan bir günün akşamında dükkanın eski sahibi gelir. Sentaro’nun cüzzamlı bir kadını işe aldığını ve bunun duyulması halinde dükkanın batacağını söyler. Ayrıca uyarır hala onlara olan borcunu ödememiştir.  
Sentaro olanlara sinirlenince işe gelmez. Tokue dükkana gelmiş çoktan satışa başlamıştır. Wakana da ona katılır. Bunu duyan adam çok şaşırır, yine de kadını zorlamak istemez. Wakana’nın aklına yaşlı kadının elleri takılır. Gerçekten cüzzamlı olup olmadığını kütüphanede araştırır. Son yasaya göre cüzzamlıların halktan uzaklaştırılıp bir yere kapatılmaması gerektiğini öğrenir.  
Ancak dükkan sahibinin dediği gibi haber yayılmıştır ve insanlar cüzzamlı birinin çalıştığı yerden yiyecek almamaktadırlar. Bir gün yok satan dorayaki diğer gün elde kalmıştır. Durumu anlayan kadın dükkana gitmeyi bırakır. Sonra da Sentaro’ya “Sevgili patron” diye başlayan bir mektup yazar devamında ona fasülyelerin öykülerini dinlediğini anlatır. Öğüt veren kadın, hayallerinin peşinden koşması gerektiğini söyler. Ve konuşmaları gerekmektedir.  
Wakana ise kuş kafesini kaptığı gibi evden kaçmak için harekete geçmiştir. Alkolik annesine daha fazla katlanamaz. Bir yandan da kendini suçlu hisseder. Tokue’nin ellerindeki problemi annesine anlatmış bu yüzden dedikodunun yayılmasına neden olmuştur. Sentaro da onu koruyamadığı için üzgündür. İkisi onu kaldığı cüzzamlılar evinde ziyaret ederler. Tokue kuş cıvıltıları arasında onlarla sohbete başlar. 10 sene önce kocasını kaybettiğini söyler. Kardeşinin onu genç bir kızken getirip cüzzamlı diye oraya bıraktığını anlatır. Onu en çok üzen de evden getirdiği güzel kıyafetlerinin imha edilmesidir. 
Güzel geçen sohbetin ardından bu sefer Sentaro, Tokue’ye mektup yazar. Geçmişinden bahseder. Daha önce bir barda çalıştığını ve bir kavgayı ayırmaya çalışırken birisini sakat bıraktığını anlatır. Annesi de erkenden ölünce ondan eski öyküleri dinleyememiştir. Huzuru bulacağını düşünerek insanlardan uzak durmayı tercih eden adam, yaşlı kadınla gerçek dorayaki yapmayı öğrenmiş ve hayata tekrar dönmeye başlamıştır. Dükkanın sahibi tadilat işlerine girişince Sentaro ne yapacağını bilemez. Bu sefer onu toplamak Wakana’ya düşer. 
İkisi Tokue’yi ziyarete gittiklerinde acı haberi öğrenirler. Yaşlı kadın zatürreden ölmüştür. Sentaro ise yazıp göndermediği mektupla kalakalır. Ölmeden önce onlara mutfak gereçlerini ve bir de ses kayıt cihazını bırakmıştır. Kayıtta; kuşa bakacağını söylediğini ancak onu doğaya saldığını söyler. Sentaro’nun yüzünü görünce onun neden hüzünlü olduğunu düşünmüş ve doğuramadığı çocuğunu onun yerine koymuştur.  
Tokue’nin arkadaşı mezar taşlarının olmadığını ölen cüzzamlılar için ağaç diktiklerini söyler. Bu nedenle dükkanın önündeki kiraz ağacına derin bir sevgiyle baktığı anlaşılmıştır. Tokue artık başka bir boyuttadır, vücudu gökyüzüne uzanırken ellerinde sakuralar açarAğaç aynı zamanda yeniden doğuşun simgesi olduğu için kutsal kabul edilir. 
“Umudun Tarifi” hayatın zorluklar karşısında nasıl ayakta kalınabileceğinin güzel bir örneği. Hem senaryosunu yazıp hem de yönetmenliğini yapan Naomi Kawase’nin filmi, 2015 senesinde Cannes’da Belirli Bir Bakış Bölümünde gösterilmiş. Kalplere dokunan ‘Umudun Tarifi’ni izlemek isteyenlere iyi seyirler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...