Ana içeriğe atla

Kısa Filmlerden Seçmeler-25. İstanbul Short Film Festival

Bahaa El Gamal'ın "Altı" isimli filmiyle ilk seansıma başladım.
Bir otel odasına kırmızı elbiseli bir sanatçı kadın. Çirkin ama alımlı, elinde silahla dolanıyor.
Kocasına doğrultuyor sonra da kendine, sırayla çekiyor tetiği ancak içinde tek kurşun olan silahta doluya denk gelmez zor...
Rus ruleti kıvamında ölüm denemelerinden önce bir sır açıklanıyor.
Kadın kafasına dayar silahı ve Mısır'da bir bomba patlar. Gayet anlamlı.

Rıdvan Çevik'in "İrfan" adlı animasyon çalışması çok başarılı ancak senaryo yönünden biraz eksik duruyor.

Marina Sereseky "Düğün" adlı kısa filminde hem bizi renklendirip neşelendiriyor hem de sonunda boğazımızı biraz düğümlüyor. Uzakta olan annelere adadığı film gerçekten İspanyol sıcaklığını özleyen beni sevindiriyor.
Özellikle de Madrid bu kadar burnumda tüterken.

Benjamin Parent "Bu Bir Kovboy Filmi Değil" ile Fransızların komik filmler yapabileceğini de ıspat ediyor. Brokeback Mountain filmini izleyenlerle izlemeyenlerin aralarındaki tartışmalar, konuşmalar kısa filmi oluşturuyor. Lise tuvaletinde yaşanan bu konuşmalar biraz gaylik üzerinde baskıya sebep olsa da hoş izlenen bir film sayılabilir.

Ayce Kartal "Tornistan" adlı animasyonuyla harikalar yaratmış. Gezi olaylarının medyaya yansımasını, basının özgür olmamasını ve sivil duyarsızlığı gayet yerinde bir şekilde eleştirmiş. Devam filmlerini izlemek isterim.

Julietta Baily "Atlamak" adlı animasyonunda havuza atlamakla atlamamak arasında kalan birinin iç sesini bize yansıtıyor. Mecburen atlıyor. Sonrasında yüzüyor, tekrardan atlamak istiyor.

Luc Janin-Franck Janin bizim gezi olaylarına benzeyen -daha vahşisi- kırmızı gömlek giyenleri polisin Banghok'da katlettiği direnişi temel alıyor. "Sadece Su Ekle" yine Bangkok'da yılda bir kez halkın yaptığı su şakalarını gösteriyor. Paralel olarak kurgulanan bu kısa filmden anlıyoruz ki su tabancası doğrultmak insanı güldürür, diğeri ise öldürür.

37"4 Derece filmini çok sevdim. Adriano Valerio'nun bu filmi 2013 Cannes kısa film seçkisinde gösterilmiş.
Atlantik okyanusunun ortasındaki Tristan da Cunha adasında sadece 270 kişi yaşıyor. Birbirini küçüklüğünden beri tanıyan Nick ve Anne güzel bir birliktelik yaşamaktadır. Ancak Anne okumak için İngiltere'ye gitmeye karar verir. Nick de adadane yapacağını düşünür ve Anne ile geçen günlerini anar. Güzel mütevazi bir kısa film. Yönetmenin de eline sağlık:) Devamı gelir muhakkak.

Kısa filmleri kısaca özetledim Türk kısaları beni çoook farklı yerlere götürmüyor, senaryo eksikliği ve sinematografi açısından. Yine de umudumuz var biraz daha izlemek ve uygulamak lazım. Büyükburunluluk yapmadan işi bilenlere senaryo yazdırmak gerek.

Festival 5 gün daha Fransız, İtalyan ve Alman Kültür'de izlenebilir.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Gece Sahilde Tek Başına

Young Hee, Güney Kore'de ünlü bir aktristir. Yönetmenle yaşadığı bir ilişki sonucunda kalbi çok kırılır. Çünkü adam evlidir. Hamburg'a giden Young Hee, bir arkadaşının evinde kalır. Hem kalbinden aşkın izlerini silmeye çalışır hem de adamın gelip onu almasını bekler. Farklı bir ülkede her gün parkta yürüyüş yapar, yeni insanlarla tanışır ve biraz daha rahat davranmaya çalışır. Her ne kadar arkadaşı onun bir yemekte alkol alıp gevşemesinden hoşlanmasa da Young Hee o an canı ne isterse onu yapmaya kararlıdır. Ülkesine geri döndüğünde eski arkadaşlarını bulur ve onların değişimini gözlemler. Hala bekar olan erkekleri acımasızca eleştirir. Eski aşkının ne yaptığını merak etse de çok peşinde düşmez. Eninde sonunda hesaplaşacak kadar içinde biriktirdikleri vardır. Young Hee sadece sevilmek istediğini anlamıştır. O yüzden çevresindekilerle bu konuda rahatça tartışır. Arkadaşların onun zor zamanlarına destek olmak için seslerini çıkarmazlar. Young Hee sahilde uyuduğu bir gün es...

Balıkesir Şan Sineması

Balıkesir Şan Sineması'nın kapanacağını ve 4as market olarak açılacağını duydum veeee çok üzüldüm. İlk filmimi izlediğim yer olan Şan, benim için çok özeldir. 1994-1999 yılları arasında... İlk kez Batman'ı orada seyrettim ve sonraki 4 sene boyunca filmlerimi izlediğim tek yer oldu. Kısacası sinema nedir Şan'da öğrendim. Cumartesi ve pazar günleri hınca hınç dolu olurdu. Okuldan ve dersaneden kaçıp gittiğim tek yerdi. Ülkede sinema ve tiyatro salonları kapatılıyor yerlerine marketler ve avmler açılıyor. Köle gibi çalış, sanattan uzaklaş, para harca, daha çok kazanmak için çalış ve daha çok harca. Çark böyle dönecek artık. Anlayanlar anlamayanlara anlatsın.