Ana içeriğe atla

Cuma günü ne yapılır?

Cuma günü insanlar ikiye ayrılır.
Benim gibi evden çalışanlar diğerleri gibi ofisten çalışanlar.
Birde cumaya gidenler var onlar konumuzla alakalı değildir.
İşte olanlar için cuma, en kutlsal gündür. Ertesi gün cumartesidir yani tatil.
Akşam 5,30-6 olsun eve gidelim diye çırpınır millet.
Çıkış saati yaklaştıkça kimse birbirini tanımaz. İş biter bilgisayarlar kapatılır.
Patrona göre asla iş bitmez.
Koşarak servislere arabalara binilir ve iş yerinden hızla uzaklaşılır.
Pazar akşamüstüne kadar herşey unutulur. Pazar akşamı küçük karın ağırısıyla hatırlanır.
Evden çalışanlar hem şanslıdır hem de şanssız. İşten ne zaman çıkılacağı belli değildir.
Gece 2 olsa bile çalışılır. En iyi yanı, ayaklar uzatılmış, pijamalar giyilmiş, çay içip galeta yiyen bir işçiye dönüşmektir.
Gündüz aynı motivasyonu göstermek daha zor. Sabah yataktan yapışarak uyanmak.
Yarı açık gözle kahvaltı etmek ve neler yapılacağını düşünmek.
En iyisi akşam çalışmak o da haftada 2 ya da 3 gün maximum. Yoksa insan daralır!
Evden çalışınca gözünün önünde bulaşık, çamaşır, temizlenmesi gereken bir ev oluyor.
Bu da insanı iş yapmaktan alıkoyan takıntılardan biri.
Ha bir de evde insan çok sıvı tüketiyor çok wcye gidiyor. Sifon çook çekiliyor.
Sıkılınca aranacak arkadaşlar yok çünkü hepsi işte. Onları arayınca "çalışıyorummm" lafı duyuyorsun.
Sanki sen işsizsin. Geçen bir arkadaş "ben çalışıyorum senin işin yok tüm gün evdesin" dedi, bozuldum ama densizliğine verdim. Sen git gel ben aynı parayı evden kazanıyorum diyemedim. Aynı parayı da kazanmıyorum zaten.
Şimdi çalışma zamanı. Önce türk kahvesi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...