Sergi en ufak bir tarihi eserin bile bir değerinin olduğunu bize anlatıyor.
"Taşlar
Konuşuyor", 71 adet arkeolojik eser kopyasının sanatçı tarafından
"tümlenmesiyle" oluşturulmuş objeleri biraraya getiriyor.
Sergide
kullanılan arkeolojik eserler, Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki kazılarda
bulunmuş ancak sergilenecek değerde bulunmadıkları için diğer buluntulardan
farklı bir sınıflandırılmaya tabi tutulan parçalardan seçildi. TC Kültür ve
Turizm Bakanlığı, bu parçaları "etütlük eser" olarak sınıflandırıyor.
Korunması Gerekli Taşınır Kültür Ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve
Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmelik'in 3. maddesinin c fıkrasına göre
etütlük olarak ayrılan bu parçalar, "2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamına giren, ancak Eser Envanter Defterine kayıt
edilecek nitelikte olmayıp bilimsel amaçla kullanılabilecek korunması gerekli
eserler" olarak ayrılıyor. Parçası olabileceği bütünle ilgili fikir
vermediği düşünülen, eksik, biçimsiz veya önemsiz görülen bu parçalar, çoğu
zaman müze depolarında saklanıyor ya da bilimsel araştırmalarda kullanılmak
üzere üniversitelerin ilgili birimlerine gönderiliyor.
Aslı
Çavuşoğlu bu sergi için 71 etütlük eser seçerek bu parçaların birer
kopyasını üretti. Ahşap, bronz, cam, demir, mozaik ve seramik gibi
malzemelerden yapılmış bu parçaların kopyaları üretilirken, orijinal malzemeler
kullanıldı. Sanatçı daha sonra bu parçaları, "bütün"lere tamamladı.
Her bir eser, seramik, kauçuk, epoksi, pleksiglas, keçe, volkanik taş, deri ve
sünger gibi farklı malzemelerle "tümlendi".
71
objenin teşhir edilmesi için sanatçı tarafından tasarlanan kaideler de
sıkıştırılmış sünger, ahşap ve kauçuktan üretildi. Sergideki parçalar 1'den
71'e kadar numaralandırılmış olarak sunuluyorlar ancak bu numaralandırma
tamamen rastlantısal. Herhangi bir tematik, kronolojik veya coğrafi
sınıflandırmaya dayanmıyor.
Sergi,
arkeolojik ve tarihi bilgilerle anlatı oluşturmanın ve objeler aracılığıyla
çoksesli hikâyeler anlatmanın olasılıklarını araştırıyor.
arter.org.tr.den alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder