PAZARTESİ
Uykuya
daldı. Duvardaki saat terse mi işliyordu? Göz kapaklarını zor kaldırıyordu.
Gücü tükenmişti. Hepsini içti. Yatağı ıslatmak umurunda değildi. Bardaktaki
suya baktı. Temiz geceliğini giydi. Çarşafları değiştirmişlerdi. Gece kremini yüzüne
sürdü. Dişlerini fırçaladı. Elini yüzünü yıkadı. Kitap kulübüyle Kara Kitap
hakkında konuşabilecekti, not aldı. Neden bu kadar çok övülmüştü ki? Bu umutsuz
aşk içini karartmıştı. Roman bitmişti. Hemşire kız iğne yapmak için Suzan
Hanımı kontrole geldi, ilaçlarını zamanında alması gerektiğini söyledi. Kumru
ile vedalaştılar, Suzan yatakhaneye geldi. Kumru gözyaşlarını sildi “Yarın
yüzmeye beraber gidiyoruz!” dedi. Suzan’ı affetti. Suzan af dilemedi. Kumru,
hastalanmasına üzülmüş, Eflatun ile takılmasına bozulmuştu, ağladı. Yemekhaneden
çıktılar. Kumru yanına geldi. Yarım tabak tavuklu pilavı ayranla birlikte yedi.
Meydandan geçerek yemekhaneye gitti. Doktor ona iki kutu ilaç verdi, kötü
üşütmüştü ancak yarına daha iyi olacaktı. Polikliniğe vardı. Giyinmesi tam beş
dakika sürdü. Dün gece ne tür bir iğne olmuştu? Camdan gördüğü gri bulutlar
hızla dünyanın diğer tarafına gidiyordu. Pazartesi sabah, hayır öğle vakti
gözünü açtı Suzan Hanım.
ESER SAHİBİ EVRİM TANIŞ, İZİNSİZ KULLANILAMAZ. TELİF ÖDENMESİ GEREKİR.
Yorumlar