Ana içeriğe atla

Zootopia


Disney'den harika bir film daha. Ailecek izlenebilecek sosyal mesajı olan, komik, eğlenceli animasyon 2016'nın gözde filmlerinden. Zootpia aslında "Irkçılık" kavramını ele alıyor. Bunu tatlı bir yolla işleyerek izleyiciye anlatıyor.
Zootropolis, evrim geçirerek insanlar gibi olan hayvanların dünyasıdır. Tüm memeliler, büyük şehirde ya da kırsalda yaşarlar. İnsanlar nasıl giyiniyor, iki ayak üzerinde yürüyor, işe gidiyor, akıllı telefonla oynuyor, eğleniyorsa onlar da öyle yapmaktadırlar. Şehirler her hayvanın cinsine ve boyutuna göre şekillenmiş, her türün yaşayabileceği ortam ve iklim dizayn edilmiştir.
Köyde yaşayan Judy'nin ailesi tarımla uğraşır. Bir sürü kardeşi olan kız diğerleri gibi havuç satıcısı olmak istemez aklında polis olmak vardır. İlk tavşan polis olmak için uğraşır ve sonunda okulunu birincilikle bitirerek büyükşehre atanır. Judy mutlulukla valizini hazırlar ve trene biner. Büyülü metropol Zootopia'ya varır. Tavşanların polis olması alay konusudur. Bir nevi ırkçılıktır. Judy bunu yenmeye ve suçluları yakalamaya kararlıdır.
Korkutucu polis şefi bizon Bogo küçük tavşana park cezası kesme görevi verir. Diğer tüm ekip arkadaşları ciddi görevlere atanmıştır. Judy, küçük aracıyla insanlara ceza kesmeye başlar. Bu arada büyükşehrin karmaşasına alışmaya çalışır. Gürültücü komşuları, küçük apartman odası ve akşamları marketten aldığı fast food havucu... 
Judy boş durmaz ve bir tilkinin uyanıkça para kazandığını görür olaya müdahale eder. Geçmişinde tilkilerle pek de iyi anıları olmayan Judy yanından tilkisavarı eksik etmez. Nick ile kimyaları tutunca Judy kocası kaybolmuş bir kadına yardım etmek için yeni arkadaşından destek ister. İkisinin bir aracın kime kayıtlı olduğunu öğrenmek için gittiği devlet dairesindeki sahne görülmeye değer. Tembel hayvanların çalıştığı bu yerde işlem yapmak saatlerce sürebiliyor. Bu durum da Judy'yi sinir ediyor. Bence filmin en komik sahnesi:))
Judy kayıp kokarcayı ararken şehri bekleyen en büyük sorunla karşılaşıyor. Eskiden vahşi olanların tekrar eski haline dönmesi. Bu da Zootopia'da yaşayan birçok kişiyi av haline getiriyor. Judy ve Nick kayıp hayvanları bulup sorunun neden kaynaklandığını çözmeye çalışıyor. Bu zorlu süreçte iki farklı türden hayvanın birbirini desteklediğini ve yıllarca ezilen bir türün bu hain tuzağı planladığını görüyoruz.
Filmde gülecek çok fazla şey var, özellikle arka planda yaratılan kent muhteşem, en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Breaking Bad göndermesi de çok yerindeydi. Tam da ihtiyacımız olan birlik ve beraberlik zamanlarında izlenmesi gereken filmlerin başında yer alıyor. İyi seyirler.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...