Ana içeriğe atla

Virgin Mountain-Fusi


Virgin Mountain, orjinal adıyla Fusi, 2015 yapımı bir İzlanda filmi. 40 yaşlarında olan Fusi, hala annesiyle yaşayan bekar bir adamdır. Havalimanında bagajları araca yüklemekle görevlidir. Bu işini bir gün bile aksatmamış ve izin kullanmamıştır. Annesi kendine bir erkek arkadaş yapınca oğlunun da bir sevgili bulmasını ister. Aslında en büyük amacı onun biraz daha sosyal olabilmesidir. 
Cici baba Fusi'ye doğumgününde bir dans kursu üyeliği hediye eder. Fusi'nin kendince hobileri vardır. Elektrikli arabayla oynamak, 2. Dünya Savaşı maketleri yapmak gibi. Dans kursuna da annesinin zoruyla gider. Şöyle bir kapıdan içeri bakar ve arabasına geri döner. Kovboy dansı öğrenmek ve yeni insanlarla tanışmak ona göre değildir. 
Aracında radyodan şarkı ister ve kar fırtınası uyarılarını dinler. Kurstan çıkan bir kadın Fusi'nin aracına yaklaşır ve onu eve götürmesini rica eder. Fusi önceleri çok çekingendir bu kadını da tedirgin eder. Ama zamanla duruma alışan adam kızın evinde bir çay bile içer. Kendine özgüveni böylece gelmeye başlar.
Bir cesaret kızın gitmek istediği yurtdışı planına dahil olur. Kendi kendine seyahatler bakmaya başlar. Sonra Fusi için büyük bir aşk başlar. Kız ile aynı eve çıkmayı bile kabul eder. Her ne kadar sonu hüsran olsa da Fusi bir adım atmayı başarmıştır.
Özellikle kızın depresyona girip işe gitmediği zaman kendi işinden izin alıp çöp ayrıştıran Fusi asıl arkadaşları orada bulur. Kendi iş arkadaşları onunla dalga geçerken ötekiler onu bira içmeye bile davet eder. 40 sene içine kapanmış bir şekilde yaşayan adam aslında annesinin sevgilisinin aldığı hediye ile mutlu sona ulaşır.
Depresif kız arkadaşına güzel bir jestle veda eder. Onun istediği dükkanı boyayıp temizleyerek anahtarı kapısına bırakır. Yalnız da olsa elinde çantasıyla seyahate giden adam artık eski Fusi değildir. İyi seyirler:))


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...