Ana içeriğe atla

Viva La Libertà


Muhteşem bir İtalyan filmi...
Enrico Oliveri, İtalya'da muhalefet partisinin lideridir. Halk artık ondan sıkılmıştır. Parti arkadaşları ise Enrico'nun bir an önce istifa etmesini isterler. Çünkü partinin tüm güvenilirliğini yok etmiştir. Zayıf duruşu ve başarısız aksiyonlarıyla Enrico istenmeyen adamdır. Bunun farkına varınca bir akşam gizlice Roma'dan kaçar. Gittiği yer ise Paris'teki eski sevgilisi Danielle'dir. Danielle senarist olarak çalışmaktadır. Asyalı bir yönetmenle evlenmiş bir de kızı olmuştur. Bir anda ortaya çıkan eski sevgili kocayı pek tedirgin etmez. Ne de olsa Fransızlardır...
İtalya'da hop oturup hop kalkan kişi Enrico'nun sağ kolu; Andrea'dır. Onun nerede olduğunu bulabilmek için yapmadığı şey kalmaz. Partidekileri ise "küçük bir operasyon geçiriyor" diyerek kandırır. Şans Andrea'dan yanadır. Enrico'nun ikiz kardeşini keşfeder. Felsefe yazarı olan Giovanni Ernani kısmen akıl hastasıdır. Enrico'nun karısı Andrea ile başbaşa bir oyun tezgahlarlar. Giovanni Enrico'nun yerine geçecektir. 
Andrea'nın çekinceleri vardır. Giovanni ağzından bir şey kaçırabilir ya da durumu tamamen kötüye çevirebilir... Yılların kurdu filozof adam kime nasıl hitap edeceğini iyi bilmektedir. Konuşma yeteneği vardır. Düşüncelerini karşısındakilere etkileyici bir şekilde anlatır. Giovanni, bir günde partinin kurtuluş umudu olmuştur.
İtalyan politikası bir akıl hastası sayesinde hareketlenir. Tabii Giovanni sadece bir akıl hastası değildir, mürekkep yalamış bir profesördür. Enrico'nun olması gereken karakterinden daha iyidir. Bu Andrea'nın ona hayran olmasını sağlar. Hatta monotonlaşan ilişkiden sıkılan eski karısı bile ona tekrar aşık oldu.
İtalya'da işler yoluna girerken Fransa'da durum farklıdır. Enrico geçmişiyle yüzleşmeye çalışır. Danielle sete gider ve o da yanında set asistanı olarak çalışmaya başlar. Danielle'nin kocası baskı yapmadan karısını elinde tutmaya çalışır. Ve eskiden Danielle'nin Giovanni ile nişanlı olduğunu anlarız. Enrico kardeşine yapacağını yapmış, sevgilisini elinden almıştır. Bu küslükleri senelerce sürmüştür. Partiyi istenilen konuma getiren Giovanni bir anda ortadan yok olur. Enrico ise geçmişiyle yüzleşmekten memnun, tekrar geri dönmeye hazırdır.
Eğlenceli ve etkileyici bir film, iyi seyirler.))



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...