Ana içeriğe atla

İnatçılar-Grimur Hakonarson


2015 Cannes Belirli Bir Bakış Ödülü
2015 Transilvanya İzleyici Ödülü
2015 Palic En İyi Film Ödülü

İki kardeş tam 40 yıldır birbirine küstür. Yanyana evlerde yaşamalarına rağmen birbirleriyle konuşmazlar ve iletişimlerini köpeğin ağzına verdikleri kağıtlar sayesinde sağlarlar. "İnatçılar" ismi buradan gelmektedir. Gummi ve Kiddi ödüllü koyunlar yetiştirir. İzlanda'nın geniş arazilerinde otlanan besili koyunlar ve koçlar onlara yarışmalarda sürekli derece getirir.
Düzenlenen son yarışta Gummi'nin koyunu ikinci olur. Ve bunu sindiremez. Çünkü Kiddi'nin koyunu birinci gelmiştir. Onu kontrol eder ve bulaşıcı bir hastalığa yakalandığını görevlilere söyler. Koyunu muayene edilen Kiddi ise sinirden kudurur ve kardeşinin evine gidip onu tüfekle tehdit eder. Hala aralarında diyalog yoktur. 
Veteriner Kiddi'nin koyununda hastalık belirtisi bulur ve tüm vadideki koyunların itlaf edilmesine karar verilir. Tüm köy ne yapacağını bilemez. Çünkü uzun zamandır bu hastalık yoktur ve eğer koyunlar itlaf edilirse gelecek 2 sene boyunca nasıl geçineceklerini bilmemektedirler. Kiddi koyunlarının yanına kimseyi yanaştırmaz. Gummi ise eline aldığı bir silahla koyunlarını öldürür. Bir yandan da ahırları temizler ve otları yok eder.
Kiddi, kendini alkole verir ve yolda donmaktan birkaç kez kardeşi sayesinde kurtulur. Gummi'nin bodrumda sakladığı bir sırrı vardır. Ödüllü koçu ve hamile kalmış koyunları.)) Hiç sesini çıkarmadan onlara bakmaya devam eder. Ta ki bir görevli farkedene kadar...
İtlaf ekibi yola çıkınca Gummi kardeşinden yardım ister. İkisi de türün tek örneği olan koyunları kurtarmak için yola çıkarlar. Önde koyunlar arkada küçük arazi araçları kar fırtınasının içine girerler. Bir süre sonra koyunlar gözden kaybolur ve Kiddi donmak üzeredir. İki kardeş kardan yapılan bir sığınakta birbirine sarılarak beklemeye başlarlar. 40 yıllık küslük orada bitmiştir ancak yaşam savaşı ne kadar devam eder o meçhuldür. 
İzlanda'nın Oscar adayı olan film Kuzeyli bir mizah anlayışına sahip. Güzel bir kapanış sahnesiyle biten "İnatçılar" filmini izlemek isteyenlere; İyi seyirler!





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...