Ana içeriğe atla

Yılın sondan bir önceki günü

Allahım kocaman bir yıl daha bitti.
"Seneye görüşürüz" esprisi yapılmaya başlandı!
Son bir haftadır akşamdan hazırlayamıyorum ertesi günkü giyeceğimi. Ama hava çok soğuk hemen yorganın altına giriyorum. Sabah kalkınca şıklık olsun dedim etek ya da şort giyeyim. Süper mini kot etek ileyim şu an. Bankaya gittim hemen sıra bana geldi. Hatta herkes 40 numaramı yaktı da ben birini seçip gittim!
Sabah az güneşli bir İstanbul'da boğazı geçmek.
Koşarak Atatürk Kütüphanesi'ne gidip kitap değişimi yapıldı! Kütüphane memuru bir sürü kitabı bankoya dizmiş. "Buradan alayım" deyince özendirildiğimi anladı ve gülümsedi:)
"İzmir Büyücüler" ve "Keyif Verici Maddelerin Tarihi" bankoda göze kestirilenlerdendi. 15 günde okumam lazım. Ha gayret. Bence "İzmir Büyücüler"ni hemen bitireceğim (eski çağlarda yaşamış bir büyücüymüşüm de).
Şu çizgi film mevzusuna geri döndüm fena gitmiyor ama bir bölüm yazmam lazım bugün acilmiş!
Akşama NCC Restorasyon'un ofis partisi var, eski arkadaşlar toplanıyor. Tülay da gelecek yine içeriz bolca şarap.
Dün hatim indirdim internetten. Allah kabul etsin. Burada bir elektrikçi çocuk var ona söyledik zor inandı. İnanınca da onur duydu benimle zaten beni ilk gördüğünde yabancı sanmış, kendisi de 4 sene önce hacca gitmiş. Zira bende gitmek isterim ama sağ dönen az oluyor.
Polonyalı arkadaşım Asia'nın doğumgünü bugün. 3 sene önce beraber kutlamıştık. Yeniyıl gecesi de uyumuştu, diğer Polonyalı Diana ile ev partilerin gezmiştik. Piazza Bra'da girdik yeni yıla. Verona'nın kıroları da vardı ve kar başlamıştı. Otelimize geri döndük, Diana hemen ders çalışmaya başlamıştı. Erasmus yapıp Türkiye genelinde en fazla ders çalışan kesin benim ancaaakkk yurtdışı genelinde de en az çalışan ve herkesden yüksek not alan:)
Eğitim hayatımı özledim şimdi...Seneye yüksek lisans yapayım bari, ales boşa gitmesin:)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...