3 Mayıs 2016 Salı

Colonia-Florian Gallenberger


Yıl 1973. Şili'de halkın oylarıyla seçilmiş bir başkan; Salvador Allende. Onun tarafındakiler sokaklarda... Çünkü dış güçlerin desteğiyle (Amerika) Şili halkı sosyalist yönetim biçiminden vazgeçirilmeye çalışılıyor. Onlar da direniyor. Ve kısa bir süre sonra da General Pinochet önderliğinde silahlı kuvvetler yönetime el koyuyor. Tam bu zamanlarda Lena Şili'ye geliyor. Lufthansa havayolunda hostes olan Lena, Şili'de fotoğrafçılık yapan sosyalist Daniel'e aşık. İkisi birlikte 4 güzel gün geçiriyor bol bol fotoğraf çekiyorlar. Lena sevgilisini geri dönmesi için ikna etmeye çalışırken telefon acı acı çalıyor ve askerlerin arkadaşlarını tutukladığını öğreniyorlar. Daniel Lena'nın kolundan tutuyor ve sokaklara fırlıyorlar. Kaçmak yerine gazetecilik yanı ağır basıyor ve askerlerin fotoğraflarını çekmeye başlıyor. İkisi soluğu futbol sahasında alıyorlar.
En acı olan ise ikisinin ayrılması. Başında kese kağıdı olan bir adam gelip kafasına göre birilerini seçmeye başlıyor. Biri öldürülüyor diğeri ise Daniel oluyor. Daniel bir ambülansa bindirilip bilinmeyene doğru yola çıkıyor. Lena ise suçsuz olduğu için ertesi gün serbest bırakılıyor. Nereye gittiyse Daniel'e yardım edecek birini bulamıyor. Çünkü götürüldüğü yer herhangi bir yer değil. Bir Alman tarikatının gizli kolonisi olan "Colonia Dignidad". Ve duyduklarına göre oraya giren bir daha çıkamıyor. Lena kararını veriyor. Sevgilisini kurtarmak için rahibe gibi oraya gidiyor.
Daniel ise türlü türlü işkencelerden geçiyor. Ölmesi beklenirken zekasında sorun olarak orada yaşamına devam ediyor. Lena ise içeriye kabul edilmek için zorlu sınavlardan geçiyor. Son sabrına kadar sınanan kız, günlerce Daniel ile karşılaşmak için fırsat kolluyor.
Koloninin başında eski Nazi subayı ve rahip olan Paul bulunuyor. Canı ne isterse yapan adam aynı zamanda çocuk tacizcisi. Kadın ve erkeklerin ayrı yaşadığı komünde Lena ve Daniel zor da olsa birbirlerini buluyorlar ve kaçma planları yapmaya başlıyorlar. Oysa işin içinde Alman Büyükelçiliği'nin bile olduğunu bilmiyorlar.
Colonia son derece heyecanla izlenen, gerçekçi bir film. Darbe sonrası kurulan kolonide yaşananlar çok doğru bir şekilde filme aktarılmış. Oradan sadece 5 kişinin kaçtığı ve kaçmaya çalışanların acımadan öldürüldüğünü, küçük çocukların ve komündekilerin nasıl beyninin yıkandığı, Şili İstihbarat Örgütü'nün orayı işkence ve kimyasal silah geliştirme merkezi olarak kullandığı anlatılıyor. Tüyler ürperten bu yerden Lena ve Daniel'in bir an önce kurtulmasını beklerken gerilen izleyici diğer koloni insanları için de üzülmeyi ihmal etmiyor. Ne yazık ki devletlerin kendilerini güçlendirmek için dini kullanarak insanların beyinlerini geçmişte bu şekilde de yıkandığını anlıyoruz. 
Başarılı başrol oyuncuları; Emma Watson, Daniel Brühl ve Michael Nyqvist rollerinin hakkını veriyorlar. İyi seyirler:))


1 yorum:

Sakarpiyon dedi ki...

"Keşke bir iki fotoğraf daha olsaydı okurken aralara serpiştirilmiş" demekten kendimi alamadım! :)

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-7

  God of Art- Sanat Tanrısı 7. ARTEMİS Sabah uyandıklarında Artemis pek bir şey hatırlamamaktaydı. Yatakta yalnızdı. Aklında tek kalan p...