Ana içeriğe atla

"The Theory Of Everything"


Ünlü fizikçi Stephen Hawking'in karısıyla tanıştığı zamanı ve evlilik yıllarını konu alan filmi bu hafta vizyona girdi. Geçen hafta ise Eddie Redmayne Hawking rolüyle "En İyi Erkek Oyuncu Oscar"ını kazandı. Filmde görüldüğü üzere genç oyuncu Hawking'i oynamamış resmen Hawking olmuş.
21 yaşlarında yetenekli fizikçi Stephen, modern bilim ve teknoloji tarihini değiştireceğinden habersizce derslerini pek önemsemez. Gittiği bir partide güzel bir kıza aşık olur. Okul ve gönül işleri yolunda giderken Stephen aniden rahatsızlanır. Ve maalesef tedavisi olmayan ASL hastalığına yakalanmıştır. Doktorun dediğine göre 2 sene ömrü kalmıştır. Stephen beynini kullanıp kullanamayacağını sorunca hastalığın çalışmalarını etkilemeyeceğini öğrenir ve yüzü güler. 
Kendini hayattan soyutlamaya çalışsa da ona aşık olan Jane, buna izin vermez ve sevgilisinin ellerini sımsıkı tutar. Jane, bir adama destek olurken tüm dünyaya yararı dokunacağını tahmin bile edemezdi.
Bakıma muhtaç hale gelen Stephen, Jane ile evlenir. Ve hemen bir çocukları olur. Aralarındaki temel mevzu Tanrı inancıdır. Gerçi bu hiç sorun olmasa da Jane, içten içe onun Tanrı'ya inanmasını ister. Stephen'a göre ise dünyanın yaratılması tamamen fiziğe bağlıdır. Biri Matematik ile diğeri Sosyal Bilimler ile ilgilenmektedir. Ama onlar ortak noktada buluşmuşlardır: Aşk!
Film daha çok bize Jane'in gözünden bakmamızı sağlasa da orta karar bir yol tutturmuş gibi. Her evlilikte yaşanacak sorunları yaşıyor çift. 3 çocukları oluyor, Jane zamanla yardıma ihtiyacı olduğunu kabulleniyor, bazen birbirlerini kıskanıyorlar ve birlikte yaşlanıyorlar. İkisi de örnek bir karı koca olmayı başarıyor. Ta ki Jane'i gittikçe kalabalıklaşan ailenin yormasına kadar. 
Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözü tam bu noktada %100 doğruluğunu kanıtlıyor. Yaşaması mucize gözüyle bakılan adam, bir kadın sayesinde aileye sahip oluyor ve tüm dünyayı değiştirecek teoriler üretiyor. Tabi okuldaki hocaların da desteği göz ardı edilemez.
"Her Şeyin Teorisi" filmi bir solukta izlenebilir, biyografik filmlere nazaran her şeyi göstermek için seyirciyi sıkmak gibi bir derdi yok.  Jane Hawking'in kitabından uyarlandığı için daha gerçeğe yakın.
Görüntü yönetmeni harikalar yaratmış, seçilen mekanları, ışık ve renk harikulade.
Oyunculuklar ve öykü ise dozunda. İyi bir film seyretmek isteyenlere önerilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...