Ana içeriğe atla

Gloria


Gloria; 60 yaşlarında iki çocuk annesi dul bir kadındır. Hafta sonları ise bir parti kızıdır. Yalnızlığıyla özgür ruhu baş etmektedir. Kendine ait bir evi, ofis işi ve arabası vardır. Şili'de her kadına nasip olamayacak şartlara sahiptir. O da bunun farkındadır ve tadını çıkarır.

Özgür ruhlu Gloria
Gittiği partilerde çapkınlık yapan Gloria bir akşam emekli subay Rodolfo ile tanışır. Sıradan bir flörtün ilerisine giden ilişki Gloria'nın dengesini hafifçe bozmaya başlar. Önceleri Rodolfo onun üstüne düşer hayatına girer hatta Gloria oğlunun doğumgününe onu da götürür, Rodolfo bazı sınavları geçmiştir. İlişki yavaş yavaş ciddiye binerken şehir dışı bir tatil planlanır.
Çiftler için en önemli tavsiye evlenmeden önce birlikte tatile çıkılmasıdır. Çünkü kişilerin karakterlerinin en iyi böyle zamanlarda ortaya çıkacağı düşünülür. 
Gloria da o tatilden yalnız döner. Rodolfo'nun susmadan çalan telefonu ve aniden çekip gitmesi bardağı taşıran son damla olmuştur. Klasik bir flörttür onlarınkisi aslında.
Rodolfo'nun kızları ve evde bekleyen yardıma muhtaç karısı... 
Gloria'nın yalnızlığı...

Arkadaş gibi anne Gloria
Gloria çocuklarıyla açık bir ilişki yaşar. Bir anne olmaktan öte onların arada gördüğü orta yaşlı bir arkadaştır. Bekar baba olan oğlunu ziyarete gittiğinde torununa bile bakamayacak kadar, kızının sevgilisiyle gittiği yemeye katılamayacak kadar uzaktır. Bu durum biraz sevgisizlik belirtisi gibi görünse de, terkedildiği tatilden dönen Gloria evine sürekli giren ısrarcı kediye sahip çıkar. Gürültücü üst komşu ile bir nevi ateşkes anlaşması da imzalamış olur.

Yalnızlığın tadı tuzu yoktur...
Bir düğün öncesi giyinip süslenen Gloria ex aşkından intikam almak için Rodolfo'nun evinin önüne aracını çeker. Ve paintball silahını kaptığı gibi Rodolfo'yu tam 12'den vurarak intikamını alır. İçki ve dans onu eski haline getirir, fonda kendi şarkısıyla; "Gloria".




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...