Bir sabah yönetmen Maud vücudünün yarısı uyuşuk bir şekilde
uyanır. Hastaneye gittiğinde uyurken beyin kanaması geçirdiği anlaşılır. İş
arkadaşları ve ailesi bu durumla başa çıkabilmesi için destek olmaya hazırdır.
Maud yavaş yavaş iyileşir ve kendi yaşamını sürdürecek hale gelir. Bir gece
televizyonda ünlü bir dolandırıcının söyleşisini izler. Ve yeni filminin
başrolünü bu çekici ve kibirli üçkağıtçı Vilko’ya verir. Vilko kendine özgü
tarzıyla Maud’u evinde ziyaret eder ve baştan nasıl davranacağını söyler,
giderken de bir kitap alır. Geri getirmemek üzere aldığı ilk şeydir.
Vilko şeytan tüyü sayesinde Maud’dan para koparmaya başlar.
Üstüste yazılan çekler yüzünden Maud’un maddi durumu sıkıntıya girer. İkisi
arasındaki ilişki garip bir hal alır. Yıllardır hayata karşı düzgün bir duruş
sergilemiş olduğunu düşündüğümüz yönetmen, başrol oyuncusu olmasının hayalini
kurduğu adama kendini kaptırır. Vilko ise hep aynıdır, dolandırıcı. 12 sene
Hong Kong’da bir hapisanede kaldığı için paralarını çaldığı insanlardan özür
dilemeyeceğini savunur. Bu da onun hiçbir zaman yola girmeyeceğinin özetidir.
900 bin euroluk borçla hayatını çıkmaza sokan Maud,
hastalığı yüzünden sık sık düşse de yine ayağa kalkar. Ama Vilko'nun yalanlarına da inanmaktan kendini alıkoyamaz. Ve Vilko da Maud’un
zayıf durumundan sonuna kadar yararlanır.
Isabelle Huppert; başarılı bir şekilde yarı felçi karakteri
canlandırıyor. Fiziği ve güzelliği de aynı zamanda yıllara meydan okuyor. Kool
Shen ise umursamaz, acımasız bir üçkağıtçı portresini başarıyla çiziyor.
Başka sinema kapsamında izlenilebilecek iyi bir film “Zayıflığın
Esareti”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder