Ana içeriğe atla

House Of Cards 2. Sezon 1. Bölüm Fırtınası


2. sezon 14 Şubat'ta başladı. Şunlardan iki tanesi arkamda olsa sırtım yere gelmez.
Etkisinden kurtulunca izlenimlerimi yazacağım.)) 
İzlemeden okuyanlar bana kızmasın!

Francis ve karısı Claire akşam saatlerinde bir parkta koşarlar, kameraya yaklaştıklarında Claire Francis'e dokunur ve bir an durup dinlenirler. Sonra devam ederler. Eve geldiklerinde de her zaman pencere kenarında paylaştıkları sigarayı içmezler, su içerek sağlıklarını korumaya! karar vermişlerdir.
İşte 2. sezonu anlatan güzel bir açılış sahnesi. 1. sezon yorulan çift yolculuklarını yarıda bırakmayacaktır.
Zoe ise gazeteci arkadaşlarıyla kurduğu ekipte beyaz sarayın foyalarını -daha doğrusu Underwood'un- açığa çıkarmaya uğraşmaktadır. Zoe erkek arkadaşıyla olan ilişkisinde güvensizlik yaşar, çünkü Francis ile yaşadığı sorunlu durumları atlatamamıştır. Amacı gerçeği öğrenmektir, Peter Russo'yu kim öldürdü. Ekip adım adım gerçeğe doğru giderken Francis müthiş hamlesini yapacaktır.
Claire'in başı Gillian ile derttedir. Gillian projesini çalan Claire'e dava açar. Ancak meseleyi kökten çözmek isteyen Underwood klasik yönteme başvurur. Şantaj. Gillian evli bir adamın çocuğunu taşır ve alması gereken bir ilaç vardır. Öncelikle Claire kadın doğum uzmanından randevu alır ve biz onun hamile kalması için bir takım testler yaptıracağını düşünürüz. Ancak tek amacı Gillian'ın kullanması gereken ilacın önemini anlamaktır. Bununla da yetinmeyip çocuğun evli babasını bulur ve karısını Gillian'ın üstüne salar. Çaresiz bıraktığı kadın ne yapacağını bilemez.
Diğer şantajı Francis, orduda görev almış Jackie'ye görevini devretmek için yapar. Nitekim başarılı olur. Jackie masum sivilllerin üstüne bomba atılması emrini vermiştir. Francis bunu yüzüne çarptığında kadın "görev icabı" minvalinde yanıt verir ve ona sorar "Sen hiç kimseyi öldürdün mü?". Francis soğukkanlılıkla cevaplar "Hayır". Ve biliyoruz ki -şimdilik- 2 ölüsü vardır.
Francis ile Zoe parkta buluşurlar ve ikinci buluşmaları metro istasyonunda olur. Francis tüm telefon kayıtlarını ve mesajlaşmaları Zoe'ya sildirir ve gerçeği öğrenmek isteyen Zoe kötü bir son ile karşılaşır. "Bir cinayete ortak olup olmadığımı öğrenmek istiyorum" son sözü olur ve kılık değiştirmiş Underwood kızı trenin altına fırlatır.
Gazeteci arkadaşı Janine "Bu defa çok korkuyorum" der ve şehri terketmeye karar verir. 
Russo'nun birlikte olduğu fahişe Rachel garson olarak hayatına devam eder. İzini kaybettirmek için Doug onu başka bir yere götürür. İsyan eden Rachel geçmişinden kaçamaz ve sonunda çaresizce kabul eder.
Francis'in doğumgünüdür ve o hediyeleri-pastaları sevmez. Ancak şoförü Meechum ona üstünde adının ve soyadının baş harfleri olan gümüşten kol düğmeleri almıştır. Nedense bunu beğenir. Karısıyla bir pasta bile keser. 
Öldürülen gazetecilerin en son temsilcisi belki de Zoe Barnes'dir.
Francis'in ekrana bakarak attığı tiratlarını unutmuştuk. 2. sezonun ilk bölümünün sonunda "Sizi unutmadım" ile başlayan cümle "ya avlarsın ya da av olursun" uyarısıyla bitiyor. Vee benim gibi fanatik seyirci de ekran karşısında bitiyor.
"House of Cards" bu sezon bizi sağlam sarsacak gibi. İyi seyirler:))



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...