Ana içeriğe atla

Alexandria Bizimdir!-The Walking Dead


Walkerlardan korunmak, karnını doyurmak, arkadaşını korumak, kötülerden kaçmak, güvenli yer bulmak, umudu kaybetmemek... 
4. sezon Terminus'da sıkışıp kalan The Walking Dead ekibi Carol sayesinde kurtuluyor. 
Rick ve ekibi 5. sezon da bir arada kalabilmek için mücadele ediyor. Bu sezon hayatta kalan insanlardan çok çekiyorlar. Terminus'daki et yiyen psikopatlardan kaçsalar da onlar peşlerini bırakmıyor hatta Bob'un birazını yiyorlar. Maalesef Bob ölüyor ve Sasha sevgilisini kaybediyor.
Darly ile takılıp aniden ortadan kaybolan Beth bir hastanede ortaya çıkıyor. Güç ve iktidar savaşı olan yerden kurtulmak isterken onlara borçlu olduğu için bir yere kıpırdayamıyor. Noah'ı kendine arkadaş ediniyor ve kaçma girişiminde bulunuyorlar. Ne yazık ki Beth yakalanıyor, Noah ise özgür kalıyor. Darly ile Carol bir plan yapıp Beth'i kurtarmaya karar veriyorlar. Bir takım rehine alışverişinden sonra Beth tam eski dostlarına kavuşacakken hastane yönetimini elinde tutmaya çalışan polise makasını saplıyor ve sonu ölüm oluyor.
Beth'i öldü bilen kardeşi Maggie onun yaşadığını öğrenince seviniyor ve bulunduğu hastaneye gittiğinde ise Darly'nin kucağında ölmüş kardeşini görüyor. Neyse ki tutunacak tek dalı var o da Glenn.
Kilisedeki Gabriel'de bir bit yeniği var diye düşünen izleyici yanılmıyor. İtiraf saati geldiğinde tüm cemaati dışarıda bırakıp konserveleri bir bir götürdüğünü anlatıyor. Rahip aslında bir günahkarmış!
Judith için yaşama tutunan Tyreese ölümle yaşam arasında gidip gelirken Noah yüzünden ısırılıyor. Bana göre Noah istemeden çok canlar yaktı sonunda kendi de öldü ama olan ekiptekilere oldu. Yine de kimse insanlığını kaybetmedi.
Eugene ise bir doktor değilmiş, yani zombilerden dünyayı kurtaramayacakmış. Yolculuğa çıkan ekibin başındaki Abraham bunu duyunca bir güzel adamı pataklıyor. Ve direniyor. Çünkü ona inanmış ve korumaya almış. Bir bakıma kendi hayatından vazgeçmemesini ona borçlu.
Tyreese'nin ölümü çok şairane oluyor. Ölümünü gördüğü herkes geri gelip ona bir şeyler anlattı. Dayanıp dayanmama arasında sıkışıp kaldı. Kendini teslim ettiğinde ise huzuru buldu. Bu dev gibi vücudu, güzel kalbi olan adamı izleyici çok sevmişti. Tek eksiği biraz daha acımasız ve mücadeleci olmamasıydı. Bakınız Carol.))
Günden güne acımasızlaşan Carol tüm ekibi Terminus'tan kurtarmakla kalmıyor. Yeni gittikleri Alexandria'yı Rick'in ele geçirmesi için fişekliyor. Üstelik teslim ettikleri silahları gizlice çalıyor. Bunu gören minik çocuğu ise bir güzel tehdit ediyor. Carol tam bilinçaltılık işler yapıyor.
Alexandria'ya geliş ayrı bir macera. Onları takip eden Aaron ekibi güzel bir yere götüreceğine ikna etmeye çalışıyor. Ona kimse inanmıyor. Ancak insanların günden güne dirençleri kırılıyor, güvenecek yeni insanlara ihtiyaç duyuyorlar. Kılıcını yanından ayırmayan Michonne bile yelkenleri suya indiriyor. Aaaron'un peşine takılıp sağlam duvarlarla örülü şehre gidiyorlar. Onları kameraya çekip öykülerini anlattırıyorlar. Ve aralarında karar veriyorlar. "Buranın kurallarına uyup görevleri kabul edeceğiz ve sürekli kaçmaktan kurtulacağız". 
Bu sefer de rahat batıyor ki duvardan kaçıp kaçıp dışarı çıkıyorlar.
Küçük Carl bir yaşıtına aşık bile oluyor. Rick de boş durmuyor onu traş eden sarışına gönlünü kaptırıyor.
Ve daha neler neler oluyor.
Temelinde hayatta kalmak için mücadele ederken Alexandria'yı ele geçirmeye karar veriyorlar. Tabii bu planın dışında olanlar da var. Asıl dışarı da wolflar var.
Eski bir dost sezon finalinde karşımıza çıkıyor. Rick'i ilk kurtaran sonrasında tekrar yardım eden Morgan. Bu sefer dövüş sanatında usta olmuş ve ayakta kalabilmeyi başarmış. Darly ile Aaron onu getirdiklerinde cennet Alexandria'da kan akıtılıyor. Ve eski dost Morgan Rick'in gözlerinin içine bakarak sesleniyor. Rick eski Rick mi?
Peki Alexandria kimin olacak?
6. sezon için tonla sorularımız var. Hevesle beklemek yerine biraz dinlenip kafamızı toplasak daha iyi olacak galiba. İyi seyirler yerini iyi beklemelere alıyor.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...