Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gloria

Gloria; 60 yaşlarında iki çocuk annesi dul bir kadındır. Hafta sonları ise bir parti kızıdır. Yalnızlığıyla özgür ruhu baş etmektedir. Kendine ait bir evi, ofis işi ve arabası vardır. Şili'de her kadına nasip olamayacak şartlara sahiptir. O da bunun farkındadır ve tadını çıkarır. Özgür ruhlu Gloria Gittiği partilerde çapkınlık yapan Gloria bir akşam emekli subay Rodolfo ile tanışır. Sıradan bir flörtün ilerisine giden ilişki Gloria'nın dengesini hafifçe bozmaya başlar. Önceleri Rodolfo onun üstüne düşer hayatına girer hatta Gloria oğlunun doğumgününe onu da götürür, Rodolfo bazı sınavları geçmiştir. İlişki yavaş yavaş ciddiye binerken şehir dışı bir tatil planlanır. Çiftler için en önemli tavsiye evlenmeden önce birlikte tatile çıkılmasıdır. Çünkü kişilerin karakterlerinin en iyi böyle zamanlarda ortaya çıkacağı düşünülür.  Gloria da o tatilden yalnız döner. Rodolfo'nun susmadan çalan telefonu ve aniden çekip gitmesi bardağı taşıran son damla olmuştur. Klasik ...

Abuse of Weakness / Zayıflığın Esareti

Bir sabah yönetmen Maud vücudünün yarısı uyuşuk bir şekilde uyanır. Hastaneye gittiğinde uyurken beyin kanaması geçirdiği anlaşılır. İş arkadaşları ve ailesi bu durumla başa çıkabilmesi için destek olmaya hazırdır. Maud yavaş yavaş iyileşir ve kendi yaşamını sürdürecek hale gelir. Bir gece televizyonda ünlü bir dolandırıcının söyleşisini izler. Ve yeni filminin başrolünü bu çekici ve kibirli üçkağıtçı Vilko’ya verir. Vilko kendine özgü tarzıyla Maud’u evinde ziyaret eder ve baştan nasıl davranacağını söyler, giderken de bir kitap alır. Geri getirmemek üzere aldığı ilk şeydir. Vilko şeytan tüyü sayesinde Maud’dan para koparmaya başlar. Üstüste yazılan çekler yüzünden Maud’un maddi durumu sıkıntıya girer. İkisi arasındaki ilişki garip bir hal alır. Yıllardır hayata karşı düzgün bir duruş sergilemiş olduğunu düşündüğümüz yönetmen, başrol oyuncusu olmasının hayalini kurduğu adama kendini kaptırır. Vilko ise hep aynıdır, dolandırıcı. 12 sene Hong Kong’da bir hapisanede kaldığı için ...

salt-arter

"Do Believe and Feel Free" Haşema Reklamının Sloganıdır!

Haşema Tekstil'in yeni reklamını izlemek için: http://vimeo.com/96700488

Yeni Film Virali Mi?

Mad Men Yarı Finale Giderken

Peggy nasıl bir şef olacak? Sally ergenliği nasıl atlacak? Megan ünlü olacak mı? Bertram daha yaşayacak mı? Pete daha ne kadar tatil yapacak? Hangi marka reklam verecek? Roger bir hippinin kollarında ölecek mi? Şirkete gelen bilgisayar nelere yol açacak? Don, Sterling Cooper ve Ortakları'yla ne yapacak? Betty ev hanımı olmaktan öteye gidebilecek mi? Mad Men'de son sezonun yarı finaline doğru giderken taşlar yerine oturmaya başlıyor. Uzun zaman evde şirketi tarafından görev başına çağırılmayı bekleyen Don, yine ısrarcılığı sayesinde eski işine kavuşur. Ajans başkanının evine gittiğinde ise ilk işe nasıl girdiğini tekrar hatırlarız. Don "Şirketi ben var ettim" gibilerinden konuşurken, Roger "Ben seni bir kürk kutusunun dibinde buldum!" diye gerçeği yüzüne çarpar. Ancak Don'un defterinde kaybetmek yoktur. O sadece doğarken kaybetmiştir. Megan ise Hollywood'da ev partilerine katılıp, çevresini genişleterek ünlü bir oyunc...

Sapanca Yolu Yeşil

Burgazada Baharda Ne Güzel:)) Sait Faik Müzesi

Altınçizgi Reklamı Gerçek mi?

Altınçizgi'nin billboard reklamı twitter ve facebookta yoğun bir şekilde paylaşılıyor. Altına da markaya tepki dolu cümleler yazılıyor. Sebep? Ülkemizde daha yeni meydana gelen Soma maden faciası. Aklıma takılan soru acaba Altınçizgi bu reklamı son bir haftada mı verdi? Eğer öyleyse bir markanın böyle bir adım atması hiç de mantıklı değil. Mantıklı olmamaktan öte insancıl değil. Yok bu reklam uzun süredir varsa o zaman reklamı geri çekmek için geç kalınmıştır. Yanlış zamanda yapılan yanlış reklam marka batırır! Bu yazımı gören arkadaşım Nazlı beni bilgilendirdi: Öncelikle Soma'daki faciada hayatını kaybetmiş değerli maden işçilerine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm ülkemize başsağlığı dileriz. Soma trajedisinin halkımız üzerinde yarattığı haklı duyarlılıkla yıllar önce yaptığımız bir iletişim çalışmasına tepki gösterilmesini kesinlikle anlıyoruz. Yalnızca şununbilinmesini isteriz ki, söz konusu çalışmayı 2010 yılında gerçekleştirmiştik. S...

Frances Ha - Noah Baumbach

Frances Haliday, 27 yaşında New York metropolünde yaşayan bir dansçıdır. Aynı evi paylaştığı yazar Sophie ile arası çok iyidir. Frances'in tek amacı stajer olarak çalıştığı dans grubunda daimi bir işe sahip olmaktır. Çevresindeki herkes iş-güç peşinde koşturup basamakları çıkarken o da kendi mücadelesini verir. Ne yazık ki danstan bir süre para kazanamayacaktır. Üstelik en yakın arkadaşı Sophie de zengin bir sevgili bulmuştur.  Sacramento'daki ailesini ziyarete gider ve döndüğünde yine ev sorunu ile karşılaşır. İşi yoktur, parası bitmektedir ve en yakın destekçisi Sophie evlenip Tokyo'ya yerleşmeye karar vermiştir. Frances dans grubundan bir arkadaşının evine bir süreliğine yerleşir. Ve onun sayesinde tanıştığı bir ailenin Paris'teki boş evini kullanma iznini koparır. Amerika'dan kalkıp Paris'e gitmenin bir anlamı olmalıdır. Ancak arayış içindeki Frances, uyuyarak biraz da gece gezerek Paris'in tadını kendince çıkarır. Döndüğünde ise üniversite...

Like Father, Like Son

İyi gelirli çekirdek bir aile... İşkolik mimar bir baba ve altı yaşındaki oğluna kusursuz bir hayat yaşatmaya çalışan anne. Keita, Japonya'nın en güzel evinde yaşayan, piyano öğrenen şanslı bir çocuktur, annesiyle arası iyidir ancak ona vakit ayıramayan babasını uzaktan sevmektedir. Bu mükemmele yakın görünen ailenin hayatı, annenin doğum yaptığı hastaneden gelen telefonla değişir. Oğulları Keita hastanede karışmıştır yani biyolojik oğulları başka bir ailededir. Ryusei ise esnaf bir ailenin oğludur, kardeşleriyle neşeli bir yaşamı vardır. Fakir ama birlikte olmayı başarabilen bir ailenin çocuğudur ancak gerçek ailesi Keita'nın ailesidir. Bu durum en çok mimar babanın aklını karıştırır. Çünkü ebeveyn olmayı başaramayan tek kişi odur. Çevrelerindeki herkes karışan çocuklar hakkında içlerinde tuttuklarını ortaya dökerlerken hastane ise kararı bekler, çocuklar değişecek mi yoksa aynı ailede mı kalacak. En çok şaşırtan durum ise çocukları özellikle karıştıran hemşirenin i...

soma icin yastayız

Soma madencileri göçük altinda. Yuzlerce ölü var. Toprağın altında kalan işçiler ya kurtarilmayi bekliyor ya da gömülmeyi. Maalesef güvenlik önlemleri alinmadi ve is kazalari bu boyuta ulaştı. Sag kurtulanlar da sevinemiyor. Yakinlari iscilere Ulaşmak icin çabalıyor. Herkes onlarin yaşıyor olmasini umuyor. Herkes surekli dua ediyor. Ve biz caresizce haberleri izliyoruz. Bogazimizda bir düğümle.

Dom Hemingway

12 sene hapis yattıktan sonra eski hayatına geri dönmek için çabalayan bir adam: Dom Hemingway. Maharetli elleriyle hırsızlık yapıp kasalar açarak geçimini sağlayan Dom, büyük patronu satmamak için polise ötmez. Bunun karşılığında yıllar sonra yüklü miktarda para alacaktır ancak ailesini kaybedecektir.  Dom, polisle işbirliği yapmak yerine boşu boşuna 12 sene hapis yatmayı tercih eder. Buradan da anlaşılacağı üzerine yarı deli bir adamdır.  Önce gidip karısıyla birlikte olan adamı tartaklar. Herkes Dom'un "geri döndüğünü" anlamıştır. Takma elli arkadaşıyla onu borcu olan büyük patrona gider. Tabii para teslimatından önce içilir, sevişilir, eğlenilir. Eğlence, sexy kızlarların havuz partisi katılımıyla devam eder. Dom'un takıldığı Melody biraz saftır, bu huyu sayesinde geçirdikleri trafik kazasından sağ kurtulur. Alkol alıp üstü açık arabada şuursuzca gezenler havada uçmaya başlar. En güzel sahnelerden biri olarak filmde önemli bir yer edinir. Büyük patronu...

Suspicion - Alfred Hitchcock

Tam evde yatıp kitap okumalik hava var

İşçi Filmleri Festivali'nde Mobbing Konulu Film: "Günaydın"

İşçi Filmleri Festivali'nin yarın son günü. Eğer vaktiniz varsa dişinize uygun bir film seçip Cuma gününün tadını çıkarın. Dün saat 15'de Nazim Hikmet Kültür Merkezi'nde "Günaydın" isimli filmi izledim. Orjinal adı "De bon matin" 2011 Fransa yapımı. Bir bankada çalışan üst düzen yöneticiye yapılan mobbingi ve onun sonuçlarını anlatıyor.  Tüm hayatını işine adayan bunun için ailesini bile ikinci plana atan Paul, yöneticileri tarafından ikinci plana atılmaya katlanamıyor. Üstelik bankanın zarar etmesinde onun suçu yok, yolsuzluk yapanların suçu var. İşten gitmesi için pozisyonu düşürülen adam başka bir şirketle görüşüyor var sonuç pek de olumsuz olmuyor. Ancak yıllardır uğruna saçlarını döktüğü işi elinden gitmek üzere. Tek çözümün yok etmek olduğunu düşünen Paul, silaha sarılıp bir pazartesi sendromu yaşıyor ve patronlarını öldürüyor. Geri dönüşlerle anlatılan "Günaydın" filmin yönetmeni ise; Jean-Marc Moutout.

Biz Çocukken Annemiz Ocakta Kek Yapardı - Nostalji

Yukarıda görmüş olduğunuz alet kek pişirme tenceresidir:)) Eskiden, herkeste fırın yokken sadece ocağı olanlar da kek yiyebilsin diye icat edilmiştir. Tabiii o zamanlar mixer de yoktu. Emektar annelerimiz tarifsiz bir şekilde, göz kararı ya da komşudan duyduğu kadar malzemeleri alır eliyle çırpardı. Sonra bu tencereye koyar ve ocağın üstüne pişirmeye başlardı. Önce yandaki delikleri kapalı olur sonra ince ayarla biraz açılırdı. Üstteki camdan da kekin kabarıp kabarmadığı anlaşılır. Kokusunu duyunca ya da ortasına bıçak batırınca piştiğine emin olunurdu. Okuldan gelen biz çocuklar afiyetle onları yerdik. O yıllarda ocakta pişen keklerin tadı vardı:))) Çünkü ağzımızın tadı vardı.

Hıdrellez

Eskiden Söke'deki çay kenarında kutlardık Hıdrellez'i... Her sene Mayıs ayının beşinde akın akın insanlar çay kıyısına gidip dileklerini dilerlerdi. Ağaçlara kırmızı kurdela bağlanır, taşlardan ev ya da araba yapılır içlerine dilek çizilirdi. Bekarlar evlenmek için yüzük şeklinde kağıtları keserler iğne iplikle dikerek gece camdan dışarı sarkıtırlardı. Bu kağıtlar para ve altın şeklinde de olurdu ve sabah dilekler içeri alınır bir yere saklanırdı. Taa ki bir sonraki sene yenilerini yapana kadar bekletilirdi. Farklı şehirlerde olduğum zamanlarda kestiğim kağıtların üzerine dileklerimi yazardım.  Seneler geçtikte dileklerim arttı. Hiç unutmam bir sene kırkbeşe yakın dileğim vardı. Sonraki sene ise oturup onları saymıştım. Hangileri oldu hangileri olmadı diye. Tam yirmibeş tanesi olmuştu. Bunların içinde "bol kitap okuyayım" gibi garip dilekler vardı:)) Az önce çam ağacına kırmızı kurdela bağlayıp dilek tuttum. Umarım herkesin masum dilekleri gerçe...

The Amazing Spider Man 2

The Amazing Spider Man filminin ilki 2012'de çekilmişti. Peter Parker okula giden, çekingen ve içine kapanık bir çocuktu. Oscorp bilim ve teknoloji merkezine gidip yanlışlıkla örümceklerin olduğu bölümde ısırılınca farklı biri haline gelir. Yani üstün güçleri vardır, fırlattığı ağlar sayesinde binalar arasında dilediği gibi gezerek suçluları yakalamak gibi. Bu yeteneklerini yaşadığı kentin insanının yararına kullanırken bir yandan da aşk meşk mevzularını atlamaz ve polis şefinin kızı olan Gwen'e ile sevgili olurlar. Ancak ilk bölümün sonunda Gwen'in babası ölmeden önce ona söz vermiştir, kızını tehlikeden korumak için ondan uzak duracaktır. The Amazing Spider Man 2 filminde şehirdeki suçluları deli gibi kovalayan, halka karışmış, esprili bir örümcek adam çıkıyor karşımıza. Azılı suçluları dize getirmek için mezuniyet törenine geç kalan Peter, Gwen ile hala birliktedir. Ancak ayrılma kararı alırlar ve bir yandan da kimse tarafından fark edilmeyen elektrik tesisatçısı M...