Ana içeriğe atla

Zaman "Atışmalı Reklam Zamanı"


Zaman gazetesinin "Zaman Kardeşlik Zamanı" adlı billboard reklamı.
Fotoğraftaki durum şöyle özetlenebilir; Gezi eylemcisi genç, kafasına gözüne biber gazı atan polisle aynı gazeteyi okuyor. Çok da memnunlar...
Evet bende önce inanmadım. Nasıl bir gazeteyse gündüz kendisi okunuyor akşamında da meydanlarda etkisini gösteriyor. Ya ikisinin okuduğu haberler ve yazarlar farklı ya da ikisinin algısı birbirinin tersine çalışıyor.
Farklı insanlara da hitap etmesini biliriz mantığıysa eğer her telden çalan bir durum var ortada.
Herkese bir parmak bal...
Gazetenin ve yazarların belli bir duruşu olmalı. Fikir ayrılıkları tabii olacak ama temelinde değil.
Eğer kardeşlik olacaksa da Zaman okunduktan sonra olması daha doğru.
Yani önceki billboardda biri gezi eylemcisidir, diğeri de gözü dönmüş polistir. Bir sonrakinde ise sakin, barışçıl birbiriyle sarılarak gezen iki dosttur. İnanan inanmayana anlatsın!
Mavi mavi göz alan bu reklamın bir benzeri daha var.


Daha göze sokulası bir durum söz konusu.
"Zaman Eriyor" hangi zaman? Bildiğimiz zaman ise; geçiyor ya da akıyor fiili bunun için uygun. 
Yok bildiğimiz zaman değil gazete Zaman ise eriyor kısmı oturuyor.  
Burada asıl demek istenen "Zaman Erisin!" olsa gerek.
Fondaki mavi rengin de aynı olması gayet bilinçli yapılmış. Görenlerin hemen reklamı tanıması için bir kandırmaca var.
Reklamımı yaparım size kapak olsun diyor Jetpa.
Jet Fadıl'ın Caprice Gold'undan konut almazsanız kaybedersiniz! 
Amaç satış değil sataşma! Amaç reklam da değil laf sokma.
Bu reklamı görüp Caprice'den ev alan var mı acaba?




Bu da günümüzde Zelig olamayanların felsefesi.
Zaman arkanı kollama zamanı!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...