Ana içeriğe atla

Midnight in Paris-Woody Allen-Altın Küre

Karlı bir İstanbul'da hiç evden çıkmamış bir halde izlediğim 2. film olma özelliğini taşıyan "Paris'te Gece Yarısı" "işte bu bir film" dedirtti bana:)
Woody Allen'ın başrol karakterlerinin azıcık salak aynı zamanda gelecek vaadeden sanatçı olmalarına bayılıyorum. Yani bir kavonozda 'diğerleri'yle cebelleşen ancak onlardan olamayan bunun sonucunda da garip davranışlar sergileyen arayıştaki insanların portrelerini çizmekte üstüne yok. Bunuel'in "Burjuvazi'nin Gizli Çekiciliği"ndeki açık sözlü, elit takılan karakterlerin günümüzdeki yansıması olan yan karakterler de insanı sürekli gülümsetiyor. Inez ve anne-babası ideal insan kavramının ıspatı olma yolunda Gil'i ve yaptığı her şeyi aşağılıyor. (Kayınvalidesi eski bir ahşap sandalyeye 20 bin euro saymak isterken Gil'in kitabında sahaftan bashetmesini tasvip etmiyor, eskide ne buluyor diye şaşırıp kalıyorlar).Sonuç bellidir ki Gil ne yaptığının farkına varıyor. Böyle bir durumda Çoğunluk güçlü göründüğü için suçlu onlar olmuyor (Inez ne kadar nişanlısını aldatsa bile).Akşamları 20li yıllara yolculuk eden Gil suçlu oluyor. Ispatı da dedektif. Ancak dedektif zaman atlamalarını pek başaramıyor kendini sarayda buluyor:)
Scott Fitzgerald-Ernest Hemingway-Salvador Dali  ve güzel metresi-Luis Bunuel ve daha niceleri Woody sayesinde can buluyor.
Woody Allen (Benim gibi 1 Aralık doğumlu olan) son filmi "You Will Meet A Tall Dark Stranger"dan sonra bir kez daha yeni filmini bekleyen hayranlarını sevindiriyor.
Dün de Golden Globe'da en iyi senaryo ödülü alan bu film inanın zaman kazandırıyor.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...