11 Ocak 2012 Çarşamba

Bir Zamanlar Anadolu'da

Dün bir görüşme için Habertürk'ün sokağına girdim. Ve artık kafam soğuktan donduğu için eskisi gibi değilim. O rüzgar ve ayaz neydi hala unutamıyorum. Çıkışta Adar-Selen-Kemal ile TZT Kültür Merkezi'ndeki NBC'ın "Bir Zamanlar Anadolu'da"sına gittik. Öncesinde Starbucks'da Kemal'in kahve krizini dindirdik. Tünele yakın olan şu Starbucks'ta toplanan öğrenciler kütüphane havası yaratmış. Harıl harıl ders çalışıyorlar. Özendim bir an eski öğrencilik günlerim aklıma geldi ah ha ah! Hiç gitmedim öyle bir yere ders çalışmaya İtalya'da bile... Neyse ki derslerimden başarıyla geçtim!
Selen ve Adar filmde sürekli konuştu aslında Adar sürekli filmlerin yalnız izlenmesi gerektiğini söylüyordu. Anladık ki birileriyle gidince çenesini tutamıyor. Ha bu arada 2 Lira biletler:P o yüzden ben ısmarladım!
Ben ayakkabıları çıkardım. O kadar süre sıkmasın diye. Kemal ve Selen montlarını battaniye gibi kullandı. Çok gerildik sıkılacağız diye. Gerçi ben ne uzun -durağan- dialogsuz -sıkıcı filmler izlemişim bana vız gelir dedim. Gerçi fena değil film. Ama "Uzak"ın üstüne geçemez. Yuvarlanan elma "İklimler"deki fındığı anımsattı:))
Önyargılarım vardı film hakkında. Bu kadar şekilsiz adamı uzun süre izleyemem diye. Bir İtalyan-Fransız-İspanyol yok karşımda nihayetinde. Ama dedim ayıp ettin. Yılmaz Erdoğan'ın ne işi var derken iyiki de varmış dedim. Senaryoya Ercan Kesal'ın elinin değdiği belli zaten. Bence NBC'ın çevresinde iyi insanlar var. Şanslı yani.
Hepsi iyi oynuyor ancak köy muhtarı ve morg görevlisi ayrı bir doğal geldi bana. Yanlız NBC'ın filmlerinde kadınlar pek bi oturmamış duruyor, eğreti gibi. Erkekler daha rahat-doğal oynuyor ama kadınlarda sorunlar var.
En beğendiğim şey hem köyde hem şehirdeki morg-gasılhane eksikliğine parmak basmasıydı.
Doktor çok melankolikti ancak çıkışta sıcak şarap içilmeye davet edilebilirdi.
En beğendiğim sahne ise elmanın suda gidişiydi. Büyülendim. Ve savcı için Clarke Gable benzetmesinin olduğu sahne. Sonradan girdiği pozlar falan:))
Bürokrasinin o uzun can sıkıcılığıişte budur.
Filme sabredebiliyoruz çünkü bürokrasiye de sabrettiğimiz için. Alışkınız yani.
Cannes ödülünü alan bu iki filmi "Bisikletli Çocuk" ve "Bir Zamanlar Anadolu'da" aynı hafta içinde izlemem isabet olmuş:)
Gelsin yeni filmlerrrrr.

Hiç yorum yok:

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-7

  God of Art- Sanat Tanrısı 7. ARTEMİS Sabah uyandıklarında Artemis pek bir şey hatırlamamaktaydı. Yatakta yalnızdı. Aklında tek kalan p...