Ana içeriğe atla

Ümmü Gülsüm'ün Peşinde-Looking for Oum Kulthum


Kadın bir yönetmen olan Mitra (kadın yönetmen ayrımı çok saçma!).
Mitra, İranlı bir yönetmendir. Bulduğu yapım desteği ile Mısırlı şarkıcı Ümmü Gülsüm'ün filmini çekmeye karar verir. Sesiyle herkesi büyüleyen, etkileyici şarkılar söyleyen; Oum Kulthum'un yaşam öyküsünü filme almak bu kadar kolay olmayacaktır.
Mitra'nın Arapça bilmemesi, başka bir ülkeden gelmesi, Ümmü Gülsüm gibi bir halk kahramanını yeterince tanımaması ve kadın olması önündeki birkaç zorluktan biridir.
Mısır halkı için ayrı bir yere sahip olan muhteşem sesli kadın Ümmü Gülsüm, Mitra için yol gösterici olacaktır. Önce onu oynayacak bir oyuncu aranır ve ideal bir ses olan Ghada bulunur. Ghada ilk oyunculuk tecrübesi olduğu için yönetmeninden destek ve arkadaşlık bekler. Ancak bu yakınlık çok sınırlıdır. Ghada sesini çıkarmadan yoluna devam eder. Mitra, Fas'ta ve Avrupa'da gerçekleşen çekimler için sıkı çalışır. O sırada yaklaşık 7 senedir görmediği oğlu ona nefret dolu mesajlar atmaktadır. Mitra dayanamaz ve filmden uzaklaşır. 
Mitra güçlü olup filmi bitirmek için mücadele ederken oğlunun ortadan kaybolması onu yıkar. Filmde bambaşka bir sona karar verir. Yapımcılar ve ekip buna karşı çıkarlar. Neticede Ümmü Gülsüm izleyiciye zayıf gösterilmemelidir. Mitra itiraz eder film sayesinde bir yolculuğa çıkmıştır artık aynı kişi değildir. Ümmü Gülsüm'ü her ne kadar tanımasa da onun hayatını ve kararlarını değiştirmiştir. 
Shoja Azari ve Shirin Neshat'ın yönettiği film, belgesel içinden ayrı bir kurmaca hayat yaratılmasını anlatıyor. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...