Ana içeriğe atla

Changing Perspectives Film Festival- HYBRID SENSATIONS

Melez Algılar Kategorisi filmleri;

“Saklı” / “Arcane” 1 dakikalık Peru yapımı, yönetmeni ise Malena Martínez Cabrera. Filmin cümlesi ise; Viyanadaki avlumda, sadece Afgan komşularımın perdeleri ritme uygun salınmak üzere özgür bırakılmış.
“Bad Vibes” / “Negatif Enerji” filminin yönetmeni Adam Gebert. Çek yapımı film iç sıkıntısı çeken bir adamın olta almaya gittiğinde şiddetin kıyısından dönmesini anlatıyor.
Amerika yapımı “Basketbol” bir kadının basketbol kurallarını ve terimlerini öğrenme sürecini konu alıyor. En önemlisi basket atmak. Yönetmen Anthony Schubert’ın filmi 4 dakika. Ve komik.
Gerçek sanılan yaratıkları animasyon haline getiren yönetmen Lorène Yavo yaratıcı bir filme imza atıyor. “Lanetlerini Sırala” / “Count Your Curses” isimli film 8 dakika sürüyor. Ev cinleri sürekli yenilen iki kişi yeni cin bulmaya karar verirler. Çünkü evdeki ruhlara ihtiyaçları vardır.
Isaac Ruiz Gastélum Meksika yapımı filmi “Hisssizlik” / “Dispassion” duvardan akan su ile banyo yapan bir kadını bize gösteriyor. Ve deniz-gök birleşimi…
“Yılan Balığı, Gelincik ve Akbaba” / “The Eel, The Weasel And The Vulture” Suki isimli bir yönetmenin 5 dakikalık filmi. Doğanın dengesi ve beslenme zinciri üstüne kurulmuş kısa bir animasyon.
Yönetmen; Mohammad Poustindouz, İran sineması, yine anlamlı bir film, “Gri Şemsiye” / “Gray Umbrella”. 8 dakikalık bu filmde Bay Maleki’nin şemsiyeli bir adamın hayatına girmesiyle yaşadığı değişimi anlatıyor.
Serkan Bozkurt’un yönettiği dans filmi 3 dakika sürüyor ve göç olgusunu ele alıyor. Filmin adı; “Hopeless Hopecase”.
“İmparatorluğun Son Günü” / “The Last Day Of The Emprie” filminin yönetmenleri; Anna Rubi, Julia Halasz. “İnsanları Seyreden Güvercin” filmi aklıma gelse de Macaristan yapımı…
Gökçe Erenmemişoğlu’nun “Araf” / “Limbo” isimli filmi 2 dakika. Hem vurucu hem de anlamlı. Günümüz ilişkilerini ve modern dünyayı ele alıyor.
“Mr. Monday” in yönetmenleri; Jason McCullough, Sean Murphy, Joe Uebie, Marcus Pigman. 4 sanatçının 48 saatte yağlı boya, kara kalem, kil, pastel, marker, sulu boya ve dijital yazılım kullanarak yaptıkları filmde bir sabah şiddetli bir istekle uyanan Mr. Monday’in hikayesi anlatılıyor.
Antti Polojärvi’nin filmi “Doğal Felaketler” / “Natural Disasters” Youtube kanalını kapatanların son videolarındaki konuşmaları bize aktarıyor. Baltık denizinin kıyılarına da kısa bir bakış atıyoruz. İki konu da güzelce birbirine bağlanıyor.
“Bilgi Hükümdarlığı” / “The Realm Of Deepest Knowing” Güney Kore yapımı. Yönetmeni ise Seunghee Kim. Filmin cümlesi; Biri yüzeyin altını kazıyor, bir diğeri mücadele sırasında kalbinin derinliklerine iniyor. Karanlığı aydınlatıyor. Bir olma hissiyle birbirlerini tamamlıyorlar.
Liudmila Komrakova’nın “Gecenin Tadı” / “Taste Of Night” filmi 8 dakika. Yakışıklı bir adamın baloda istediği kızla dans etmesini anlatıyor. Sonu her ne kadar acı olsa da…
“Aramızda Salata Var” / “There Is Salad Standing Between Us” ironik bir film. Alice von Gwinner hem yazıp hem yönetmiş. Duvardaki eski portreler ve uzun bir masada yemek yiyen çift. Belki bir değişim çiftin de arasının düzelmesine vesile olur.
“Üç Küçük Kötü” filminin yönetmeni Vappu Tuomisto. Annelik kavramını domuzların bakış açısından seyirciye anlatıyor. Ne de olsa annelik başka!
“İnilti” / “Ululation” filminin cümlesi ise Dijitalleşme geleceğimizi nasıl tanımlayacak? Şimdiden dışsal algımızı etkiliyor peki ya içimiz? Ben hâlâ ben miyim yoksa bağlı bir şey miyim?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...