Ana içeriğe atla

Changing Perspectives Film Festival-Umbrella



Kısa film festivalinde “Şemsiye” bölümünde gösterilen filmler hakkında;
“Hastabakıcı” / “Abigail” 17 dakikalık Soner Sert filmi. İlginç bir konusu var. Rusya’dan gelip Türkiye’de bakıcılık yapan Anna garip bir şekilde iş aramaktadır. Kimseye söyleyemediği bir durumla karşı karşıyadır. O geçici olarak çözüm bulmuştur. Buna mecburdur.
Nambiya filmi olan “Güneşli Bir Gün Daha” / “Another Sunny Day” 4 dakika ve etkileyici. Güneşli bir ülkede güneşe çıkmanın tehlikeli olduğunu düşündüren bir film.
Amerika yapımı “Herkes Panda Sever” / “Everyone A Panda” kontrol altına alınamayan silahlanmaya karşı iyi bir örnek. İşitme ve konuşma engelli çiftin evine gelen iki soyguncunun beklenemeyen bir durumla karşılaşmasını anlatıyor.
16 dakikalık Hindistan yapımı “Göz Testi” / “Eye Test” annesi ile gittiği göz doktorunda göz bandı takması gerektiğini öğrenir. Geçmişe yolculuk yapan Nivedita aslında farklı bir acı içerisindedir. Filmin yönetmeni; Sudha Padmaja Francis.
“Maniera Greca” isimli 13 dakikalık Yunan filmi’nin yönetmeni; Kirineos Papadimatos. Bir gece kulübünün son saatlerini anlatıyor. Birbirinden farklı müşteriler ve sınırsız eğlencenin anlatıldığı bu film diyalogsuz.
Teymour Ghaderi, “Dut” / “Mulberry” isimli filminde bohçacı bir adamın oğlu ile gittiği kasaba anlatılıyor. Susayan çocuk zemzem suyunu içiyor çünkü kefen ve zemzem götürdükleri kadın 2 gün önce ölmüş. Yürek burkan bu film 12 dakika.
İçimize işleyen İran sinemasından, genç yönetmen Mehdi Heydari’nin 14 dakikalık filmi “Şeker” / “Shokolat” son olarak Şemsiye bölümünde karşımıza çıkıyor. Aradığı ilgiyi bir teyzede gören küçük çocuğun masumane oyunlarını anlatıyor. Boğazınızda bir yumru ile salondan sizi çıkartıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...