Abu Shadi orta yaşlı bir öğretmendir. Son zamanlarda çok mutludur çünkü kızı evlenmek üzeredir ve İtalya'dan gelen oğlu Shadi ile düğün davetiyelerini dağıtmaya başlamıştır. Baba, oğul hem akraba ziyareti yapıp davetiye verirler hem de ilişkilerini gözden geçirirler. Abu Shadi kızını ve oğlunu tek başına büyütmüştür. Karısı Amerika'ya başka bir adam için gitmiştir. Bu yüzden ona kızgındır. Shadi ise annesine karşı tavır almaz çünkü ona göre istediğini yapan cesur bir kadındır. Oysa babası oğluna kırılır. Giden mi daha değerlidir yoksa kalıp savaşan mı?
Shadi eski kafalı Filistinli çevresinden sıkılmıştır. Sokaktaki çöpler, insanların gelenekselciliği ve ülkedeki gergin durumlar... Her ne kadar böyle düşünse de bakkal komşusunun dediği gibi orası evidir. Komşusu hemen bira ikram eder, yoldan geçen seyyar satıcı da börek hediye eder. "Bizim insanımız böyledir" mesajını alan Shadi babasıyla barış yapmaya karar verir. Tabii yaşananlardan sonra.
Babasının kız arkadaşını kabul etmemesi, Filistin'e geri taşınması için baskı yapması, herkese tıp okuduğunu söylemesi Shadi için sinir bozucu olmuştur. Kendi kararlarına saygı duyulmasını ister. Bakalım bu durumdan nasıl sıyrılacaktır?
Babasının kız arkadaşını kabul etmemesi, Filistin'e geri taşınması için baskı yapması, herkese tıp okuduğunu söylemesi Shadi için sinir bozucu olmuştur. Kendi kararlarına saygı duyulmasını ister. Bakalım bu durumdan nasıl sıyrılacaktır?
Yönetmen Annemarie Jacir'in son filmi bizim de yaşadığımız aile ilişkilerini güzel bir bakış açısıyla anlatıyor. İstanbul Film Festivalinde fırsat bulup gittiğim ve salondan mutlu çıktığım ilk filmdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder