Ana içeriğe atla

Kibir-La Vanité


Cuma günü Feriye Sineması'na koşarak gittim. Yağmur ha yağdı ha yağacak derken hava sadece topladığı bulutla kaldı. Kibir filmi için bilet sordum ve hemen aldım. Yer olduğu için görevli sorun çıkarmadı. Yoksa salon biraz dolu olsa son biletleri karaborsa misali film başlamadan 2 dakika önce satarlardı. Neyse bir hamlede biletimi aldım ve koltuğuma kuruldum. 
"Kibir" muhteşem bir ışığa sahip. Kapalı mekanlaınr ve dış-gecelerin ışığı gerçekten çok güzel çalışılmış. Filmin jeneriğinin eski mimari proje üstünde olması çok farklı ve ilgi çekici görünüyordu. Projedeki bina filmin geçtiği otelin çizimleriymiş. Bu oteli karısıyla birlikte çizen David, bu sefer farklı bir amaç için oradadır.
David kanser hastasıdır daha önce ameliyat olmuştur ancak bu hastalıkla savaşmak istemez ve yaşayacağından umudu yoktu. Karısını da yakın zamanda kaybettiği için kendini yalnız hisseder ve ölmeye karar verir. Bunu tek başına yapamayacağından insanların intihar etmesine yardım eden bir şirkete başvurur. Şirket görevlisi Espe evraklarla ve ilaçlarla oraya gelir. David ölümcül ilacı içmeden önce mide koruyucu haplara başlar.
Espe'nin dediğine göre bir şahidi olması gerekmektedir. Yani David'in ölümünü onaylayacak ve ilacı içtikten sonra onu izleyecek biri olmalıdır. David de yıllardır görüşmediği oğlunu otele çağırır. O da çok şaşırmıştır ve ona tepki gösterir. David'in tek amacı onu şahit yapmaktır. Oğluyla duygusal bir konuşma yapma niyetinden değildir. Çekip giden adam babasına müdahale etmemiştir. Espe ise oğluyla David'in ilişkisini sorgular.
Adam ruhsuz bir şekilde çok komik cevaplar verir. "Gençlik yıllarımızda her şeyi denediğimiz gibi bir de çocuk yapmayı denedik. Ama onu sevemedik, doğduğunda zaten kırmızı bir şeydi... Biz Boston'a 5 seneliğine giderken onu çocuğu olmayan bir aileye bıraktık. O evden içeri girince ağlamayı kesti. Orada mutluydu". Aslında David'in dedikleri birçok ebeveynin hissettiği ancak sesli söyleyemediği şeylerdir.
David, otelde yan odada kalan bir jigolo olan Tréplev'i intiharına şahit olması için ikna sürecine başlar. Çocuk üst üste gelen müşterileri yüzünden olaya pek katılamasa da işler beklendiği gibi olmaz. Hem Espe'nin hem de David'in aslında birbirlerinden sakladıkları sırları vardır. Yaşamak için o kadar sebep varken intiharın anlamsızlığının farkına varırlar. 
Yönetmen Lione Baier, drama ve komedi arasındaki dengeyi mükemmel bir şekilde kuruyor. "Kibir" izlemesi zevkli, estetik duygusu yüksek bir film. İyi seyirler:)))


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...