7 Nisan 2016 Perşembe

Doğru Zaman


35. İstanbul Film Festivali bugün başladı. Ben de bir heves koşarak Rexx Sineması'na gittim. Amacım Güney Kore yapımı 'Doğru Zaman'ı izlemekti. 11 seansına hazırdım. Salon 5 küçük olduğu için yer de kalmamıştı. Bir süre 15 kişilik sırada bekledim nihayetinde biletimi aldım. Ve hemen salonda güzel bir yer bulup oturdum.
Film başladı. Geneli tek planlardan oluşan bir Kore filmi daha dedim içimden. Ama seviyordum. Kore'nin Woody Allen'ı olarak bilinen Hong Sang-Soo, bir tanışma hikayesini iki farklı şekilde anlatmış. Seul'den Suwon'a bir söyleşi için gelen sanat filmi yönetmeni Kutsama evinde ressam bir kızla tanışır. İkisi birlikte zaman geçirirler. Resim atölyesine giderler. Ardından suşi yiyip soju içerler. Ve kızın bir arkadaşının kafesinde gece devam eder ta ki ikisi sarhoş olana kadar. 
İki farklı şekilde biten öyküde asıl kilit nokta yönetmenin kızın resmine yaptığı yorumdur. Klişeleşmiş laflarını söylediğinde pek tepki almazken resmi yerden yere vurunca sağlam bir azar yer. Yine de ikisinin yolları ayrılmaz. Bu sefer kız ona şans verir. Yönetmenin evli olduğunu kendi söylemesi artısı olurken kızın başkasından duyması da eksi hale gelir.
Filmin adı birçok şeyi anlatıyor. Doğru Zaman. Yönetmen doğru zamanda hamle yaptığında kazanırken -bazı hareketleri yanlış bile olsa- tam tersinde daha zararlı çıkıyor ve kızı tamamen kaybediyor.
Filmin sonunda ekran kararınca Rexx görevlisi gelip kapıyı açtı ve ışıklar yandı. Filmden sesler geliyor ancak biz bir şey göremiyorduk. Hemen sinemasever teyzeler ayaklandı ve filmin son 5 dakikasını izlemediğimizi anlamamıza vesile oldular. Görevli ile dişe diş savaştılar ve kazandılar. Son sahnede yönetmenin filmini izleyen kızı gördük. Hayatında ilk kez bir film izlediğini söylüyordu. Yönetmen ile vedalaştı ve sinema çıkışı bembeyaz karların içinde evin yolunu tuttu. İşte o zaman film anlamına kavuşmuştur. Yanımda cips yiyen ergenler de filmin Japon değil Kore yapımı olduğunu anlamıştı.
Bir sonraki filmde görüşmek üzere:))


Hiç yorum yok:

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-7

  God of Art- Sanat Tanrısı 7. ARTEMİS Sabah uyandıklarında Artemis pek bir şey hatırlamamaktaydı. Yatakta yalnızdı. Aklında tek kalan p...