Ana içeriğe atla

Force Majeure-Ruben Östlund


Tomas izinde olduğu bir haftayı ailesiyle birlikte Alpler'de kayak tatiline giderek değerlendirir. Tomas ve Ebba sakin ve ideal karı koca olarak görünmektedir. Çocukları Vera ve Harry ise kendilerinden beklenilmeyecek olgunluğa sahiptirler. Düzenli hayatları olan aile, aynı anda dişlerini fırçalar ve aynı renk pijamalarla yatağa girerler. Tüm aile tektipleşmiş gibidir.
Kayak tatilinin ikinci günü yaşanan bir olay, bu normalmiş gibi devam eden aile ilişkilerini sorgulamaya itecektir. Tatilciler lüks otelin balkonunda yemek yerken bir anda çığ düşer. Çocuklar panik halindedir ve Ebba kaçmaları gerektiğini söyler. Tomas ise umursamaz gibi görünse de cep telefonunu alarak hızla oradan uzaklaşır. Arkasında "baba" diye bağıran yardıma muhtaç çocuklarını bırakarak...
Neyse ki çığ otele ulaşmamıştır sadece tozları uçuşmaktadır. Ortam netleşince Tomas gelir ve hiçbir şey olmamış gibi devam eder. Ebba ise tüm yaşanaları kafasında sorgulamaya başlar, Tomas'a neden onları bırakıp kaçtığını sorduğunda Tomas'ın olayın öyle olmadığını söyleyerek reddetmesi kadını çileden çıkarır. Yeni sevgili olmuş bir çiftle akşam yemeği yedikleri sırada Ebba kocasının son yaptıklarını bir bir anlatır. Tek takıldığı nokta ise adamın hala kaçtığını inkar etmesidir.
Ebba'ya göre evlilikte konuşulmayan sorunlar vardır ve ne olduğunu öğrenmek istemektedir. Yalnızken durumu konuşamadıkları için yine başka bir çiftleri odalarına davet ettiklerinde çığ konusu açılır ve Ebba ıspatlamak için videoyu onlara seyrettirir. Tomas için değişen bir şey yoktur.
Zamanla Tomas bir şeyleri içine attığını anlar ve gerek karla kaplı dağlarda bağırarak gerekse tanımadığı insanlarla içerek bunu yenmeye çalışır. Ağlama krizine girdiğinde ise çocukların sarılarak babalarına sahip çıkması ve annelerini de buna zorlaması görülmeye değer. Aile olmanın bilincine varan küçük yaştaki çocukların en büyük korkusu ise anne ve babalarının boşanması.
Aile yavaş yavaş durumu toparlarken son gün Ebba'nın sisin içinde kaybolması ve Tomas'ın onu kurtarıp çocuklarının yanına geri getirmesi bir kahramanlık nişanını hakettiğini gösteriyor. En azından ailesini bir arada tutabileceğini anlıyoruz.
Tatil bitimi virajlı uçurumdan geri dönerken şoförün aracı tehlikeye atmasına bu sefer Ebba dur diyor ve tüm yolcular yola yürüyerek devam ediyor. Ona uzatılan bir sigarayı alıp içen Tomas'a oğlu sigara kullanıp kullanmadığını soruyor. Tomas ise bir an düşünüp sigara kullandığını kabul ediyor.
Bir haftalık tatilde Tomas ve Ebba'nın evliliğin sorgulanır ve sonrasında güçlenerek yola devam ederler. Biraz soğuk Kuzey insanını en iyi şekilde anlatan yönetmen Ruben Östlund, Alpler'in manzarasını filmin konusuna uygun bir şekilde bize sunuyor. Ne çok eksik ne de çok fazla.
İyi Seyirler


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...