Ana içeriğe atla

Hayat Bir Esintidir - Life's A Breeze


Yönetmen: Lance Daly / Senarist: Lance Daly / Görüntü Yönetmeni: Lance Daly / Kurgu: Shimmy Marcus / Özgün Müzik: Eugene Quinn, Declan Quinn, Lance Daly / Oyuncular: Fionnula Flanagan, Pat Shortt, Kelly Thornton, Eva Birthistle / Yapımcı: Macdara Kelleher, Martin Persson / İrlanda, İsveç / 2013 / DCP / Renkli / 83´ / İngilizce

Nan, miskin oğlu Colm ile anılarla dolu bir evde yaşamaktadır.
Yaşlı Nan, torunu Emma ile iyi geçindiği beraber bolca vakit geçirirler.
İşsiz kalan oğlu Colm kendine uğraş olsun diye diğer akrabalarıyla annesi Nan'ın evini düzene sokar.
Emma ile Nan bir gezi dönüşünde evi farklı halde bulurlar.
Nan, sevinmekten öte şoka girmiştir. Çünkü yıllardır evde biriktirdiği kağıtlar geri dönüşüme gönderilmiştir. Tüm evi gezen Nan yatak odasına gider. Yeni yatağına bakar ve eski yatağının altında biriktirdiği parayı hatırlar. "1 milyon avro eski şiltenin altındaydı" der, önce kimse inanmasa da hepsi çöplükleri kurcalamaya başlarlar.
Şiltenin nereye bırakıldığı, hangi çöplükte olabileceği, yakılıp yakılmadığı aile bireyleri -özellikle Colm- tarafından araştırılır.
Ancak işin içinden çıkamayan Colm zekice! bir yöntem geliştirir. Radyoda canlı yayına katılarak yatağı tarif eder ve içinde 1 milyon avronun bulunduğunu söyler.
Tüm ev halkı ona engel olamasa da çöplüklerde yatağı aramaya devam ederler. Tüm şehir ile birlikte...
Emma okulda sessiz içine kapanık bir çocukken yatak sayesinde biraz popülerite edinir. Ailenin, büyükanne Nan'a inanmadığı ve ona "bunak" gözüyle baktığı bu süreçte birbirlerine destek olurlar.
Ve yatağı beraber aramaya başlarlar.
Muhteşem bireylerden oluşmasa bile Nan'ın ailesi birbirine bağlı ve biraz da gamsız. Özellikle o kadar can sıkıntısı içinde Nan'ın 80. yaşgününü bir erkek striptizci çağırarak kutlayabiliyorlar. Ödenmesi gereken faturalar ve borçlar ise kapıda onları bekliyor. 
Herşeye rağmen inancını yitirmeyen ve büyükannesine güvenen Emma, evsizlerin yaşadığı bir fabrikada yatağı buluyor ve Nan'a ulaştırıyor.
Aslında bu aile birbirinden farklı karakterdeki bireylerle bir aile olmayı başarıyor.
Hayat gerçekten bir esintidir.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...