Ana içeriğe atla

Canlı yayında bela okumak normal midir Bülent Ersoy?

Bülent Ersoy, İzzet Yıldızhan adlı güzide türkücüyle Show Tv'de bir programa başlamıştı.
Ancak bir hafta sonra "doku uyuşmazlığı" gerekçesiyle İzzet Yıldızhan programdan çıkarıldı.
Bir haber İzzet'in yerine Cenk Eren geliyor.
Ancak Cenk Eren tanıtımlarda konuk idi.
Şu an izlediğim üzere Demet Akalın ve Cenk Eren konuk.
Onların yanında Demet'in eşi de oturuyor. Adamcağızı bir aldılar sahneye bırakmadılar.
Neyse Bülent Hanım çok içli bir şekilde şarkı okuyordu. Tabi girişte müzisyenler ve sesçiler arasında bir uyumsuzluk oldu. Müzik programı yapmanın verdiği tecrübeyle bir aksaklık olduğunu anladım.
Sonraaa Bülent Ersoy şarkıyı söyledi sonunda bir şeyler ekleyecekti ki mikrofonun kapalı olduğunu farketti.
Allah vergisi sesinin elverdiğince stüdyoyu inletti. Üstüne de sesçilere "Allah Belanı Versin" dedi.
Yerine oturdu ve adamlardan kuş beyinliler diye bahsetmeye devam etti.
Belli ki şarkı onun için özeldi ve sanatını icra ederken hataya yer vermiyordu (ki çok normal).
Oryantel Didem geldi ve bir güzel dans etti.
Yerine oturur oturmaz "Bülent Ersoy bana gelen işlerin önünü kesiyor demişsin hata herhalde" diye laf söylemeye başladı.
İş bu kadarla kalır derken reklama girmeden bi olay daha oldu. Şarkıyı okudu sonunda hocasının adını söledi.
Muzaffer Özpınar Hoca'ya derken biri "Allah rahmet eylesin" dedi o da "Ne rahmetlisi be salak" diye celallendi.
Reklam dönüşü neler patlayacak bilemiyorum ama bu olanlar İzzet Yıldızhan'ın laneti midir bilinmez.
Belki de İmparator İbrahim Tatlıses'in yarattığı terörün devamıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...