Ana içeriğe atla

Galerist-Mezar Tezi

Cuma günleri çalışınca sevilir sayılır. Cuma yoksa cumartesi ve pazarın anlamı yoktur.
Cuma Avrupa yakasının servisiyle Mecidiyeköy'e attım kendimi, geçen hafta kadar kalabalık değildir umarım diyerek metroya bindim. Taksim'den yukarı çıkacak cesaretim yoktu Şişhane'ye doğru yollandım. Müzeci konservatör restoratör arkadaşım Özlem ile buluştuk ve Galerist'teki Haluk Akakçe'nin "Zamanda Yolculuk" sergisine gittik. Saat 19'da idi açılış. Kapı kapalıydı ve içeriden süpürge sesi geliyordu. Gülüştükten sonra aşağıya indik beklemek için. Her gelen diğer taraftaki bar-restorana gidiyor yanlışlıkla. Ben sesleniyorum. Sergi bu tarafta ama açılmadı henüz. Gazeteciler gelenlerin fotoğraflarını çekiyorlar. Ancak bizimkini neden çekmediler???
Sergide enerji veren içecek dağıtılıyordu. Dağıtan kız da uyarıyordu "Enerji içeceği değil enerji veren içecek" Özlem pek inanmadı. Az sayıda çalışma vardı ama insanlar fazlaydı çok daraldık.
Hoş bir çocuk vardı ancak tanışamadan oradan ayrıldık.
Abur-cubur alıp Özlem'e gittik, tezine yardım edecektim güya.
Cumartesi uyandığımıza kar-yağmur-güneş vardı.
Özlem'e pek yardım edemedim. 6 gibi Kadıköy'e laptop bakmaya gittim. İstediğimi bulamadan eve geldim. Hadi çarşaf değiştir hadi yıkan hadi çamaşır at öyle akşamı ettim. Bugün de çamaşır ve yemek derken gün bitti. 2 bölüm Rizzoli&Isles izleyebildim.
Ayrıca "Omerta" da bitti. Diğer kitaba geçebilirim.
Haftaya Chiara geliyor arkadaşı Chiara ile.
Bu Cuma da Seville korku filmi izleme planım var. Laptop işini de halletmek farz oldu derim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...