Ana içeriğe atla

Aksanat'ta Hesaplaşma-AfterMath-Benim Sosyalliğim

Son derece sosyal bir gündü 13 Mart benim için.
Gündüz kendimi işe kaptırmışken telefonum çaldı. Arayan Negar’dı. İnanamadım çünkü İran’da olduğunu sanıyordum. Ablası Bahar’ın da aralarında bulunduğu bir grup sanatçının Aksanat’ta sergisi varmış. Açılış için beni davet etti. Koşarak gelirim dedim. Allah organizasyon bir yandan da Chiara Türkiye’ye geldi onu görmem lazım. Hatta aynı gün görmeliydim çünkü Babylon’da kemençe dinletisi için davetiyem vardı. Onların gitmesinin yerinde olacağını düşündüm. Yani bileti iletmeliydim. İş çıkışı servisle kendimi Mecidiyeköy’e attım. Metro Cuma gününe nazaran tenhaydı! Taksim’de Chiara ile telefonda anlaşmaya çalışırken 2 kişi “Anket için 5 dakikanız var mı?” diye sordu. 1: Telefonla konuşuyordum. 2: İtalyanca konuşuyordum. İnsanlar gerçekten önce dinlemeli sonra konuşmalı. Gülümseyerek sabırla yürüdüm. 

Yere bakmayı kesmemişim ki karşıdan gelen Berrak’ı göremedim. Gördüğümde ise onu Atlas’a sürükledim “Festival Kitapçığımı alalım” diyerekten. İST Kafede oturduk. Bır bır bır konuştum o dinledi zavallım. Sağa bir döndüm kafam sırtım yamuldu. Bağırdım ah ah. Kulunçlarım ağrıyormuş öyle söledi. Adar arkasında geldi bir karışıklık Aksanat’a daldım. Negar’ı buldum sonra Tolga’yı. Chiaralar da geldi oh dedim tamamlandık. Sergi gezmeler gülüşmeler vs vs. Thales’te bişeyler içtik. İş ve gece hayatı ikisi bir arada yürümez ben diyeyim. Kas yapmak lazım. Eve gelmek azap oluyor Taksim’de. Chiara’ya yolladığım listeden hiçbir şey almamış. Helal olsun dedim. İtalya’dan bir şey gelmedi yaniiiL
Bugün ise mesai vardı. Gündüz bilgisayarla ilgili bir takım adamlar geldi kontrol montrol. Yarım gün gitti. Mesai bir işe yaramadı yani. Ancak şirketteki sessizlik hoşumuza gitti. Artemisa diğer odada Arnavut  halk müziği dinleyerek çalışıyordu. Ne iyi kafa bu dedim. Taksiyle eve gelmek süper ötesiymiş. Mezarlıktan geçmek cumaya kaldı. İtalya’dan geçen haftanın sonuçları geldi 1200’den fazla reklam yapmışım. Hatalarımı azaltmam lazım. İnşallah dedim. Hepsi bir arada olmuyor.
Pazar günü Apolyont Gölyazı Köyü’ne gidiyorum. Biraz fotoğraf çekmem kendime gelmem lazım. Asıl sorun yine erken kalkacak olmamL
http://www.akbanksanat.com/etkinlik-takvimi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...