REKLAM AŞKI
Yazan: Evrim
Özsoy
1. RÜZGAR EV-SALON İÇ/GÜN
Rüzgar-Tarık
Kapı kırılırcasına çalınır. Rüzgar
salonun ortasında uyuyakalmıştır. Koltuk ile halı arasındaki boşlukta yatıyordur.
Yanında da bir sürü CD ve Albüm kapakları vardır. Bir an gözlerini açar ve
güneş ışığı gözüne girer. Kapının dışından ses gelir.
Tarık: Rüzgar aç şu kapıyı!
Rüzgar yattığı yerden doğrulur.
Koltuğun yanındaki panjur kumandasını alır ve gözüne giren güneşi engeller.
Tarık kapıyı yumrukluyordu.
Tarık: Rüzgar aç kapıyı! Hadi!
Rüzgar bir gayretle ayağa kalkar ve
kapıya doğru gider.
2. RÜZGAR EV-ANTRE İÇ/GÜN
Rüzgar-Tarık
Kapıyı açtığı gibi menajeri Tarık
içeri dalar.
Tarık: Oğlum neredesin sen? Kaç
saattir kapıda kaldım. Bana anahtarını ver seni bi daha uyandırmayayım.
Rüzgar: Anahtarlarımı verirsem daha
erken gelirsin.
Tarık: Zeki star seni... İçtin mi
yoksa? Ses mes kalmayacak.
Rüzgar kinayeli bir bakış atar ve
buzdolabını açıp soğuk suyu diker. Tarık hemen yanına koşup onun elinden şişeyi
alır.
Tarık: İnadına mı yapıyorsun, unutma
ses giderse konser de gider.
Rüzgar: Hiç konserlik enerjim yok,
Adasu’nun vardır.
Tarık: Adasu sabah 7’de kalkıyor,
meditasyon yapıyor. Diyetisyen kontrolünde kahvaltısını yapıyor. Sonra 4 saat dans
dersi alıyor ve sonra stüdyoya gidiyor. Kız hem dans edip hem şarkı söylüyor.
Türkiye’de böyle yeteneği zor bulursun.
Rüzgar: Nazar değmesin...
Tarık: Hadi ayıl da stüdyoya geçelim,
insanları bekletmeyelim.
Rüzgar giyinmek için yatak odasına gider.
3. RÜZGAR EV-Y.ODASI İÇ/GÜN
Rüzgar-Tarık
Rüzgar’ın canı hiç kimseyle konuşmak
istemez. Yatağına uzanır. Bir şarkı mırıldanmaya çalışır ama olmaz. Yastığı
başının üzerine koyar. Tarık gelir.
Tarık: Yarım saattir seni bekliyorum,
giyinmemişsin.
Rüzgar: Beni rahatsız etmen için para
ödemiyorum sana...
Tarık: Seni star yapmam için para
ödüyorsun.
Rüzgar alaycı güler. Tarık üstüne gitmez.
Tarık: Bak Rüzgar her şey çok iyi
gidiyor, binlerce hayranın var ve büyük bir anlaşma yaptık dün... Sen sadece
programa uy yeter. Gerisini ben hallediyorum zaten.
Rüzgar: Ben sadece kendi şarkılarımı
yapmak istiyorum...
Rüzgar üstünü giyinmeye başlar. Tarık
koridorda onu beklerken cep telefonundan Rüzgar’ın konserde söylediği hareketli
bir şarkıyı çalmaya başlar. Rüzgar bir an durur ve gülümser. Tarık içeri girer.
Tarık: İnanamazsın dünden beri yarım
milyon tık almışsın.
Rüzgar: Sen işini iyi biliyorsun.
Tarık: Sen star olmak için doğmuşsun,
oğlum!
İkisi gülerler, Tarık, Rüzgar’ın
kolunu hafifçe yumruklar.
Tarık: Sporu bırakma, kızlar bu
baklava dilimli fotoğraflarını odalarına asıyorlar.
Rüzgar: Peki ben kiminkini asıyorum?
Tarık: Yıldızlar aşık olmaz.
Rüzgar: Ama ben olmak istiyorum...
Tarık imkansız der gibi ona bakar.
4. RÜZGAR ARABA DIŞ/GÜN
Rüzgar-Tarık
Rüzgar arabada giderken yeni çıkan
albümünün tanıtımını billboardlarda görür. Kırmızı ışıkta durunca onu tanıyan
kızlar gelip arabasının camına yapışırlar. Rüzgar onlara selam verir. Tarık
onları kameraya çeker. Rüzgar ona bakar gülümser. Diğer arabalardan Rüzgar’ın
şarkıları çalar.
5. STÜDYO GİRİŞİ DIŞ/GÜN
Rüzgar-Adasu-Tarık-Gazeteciler
Stüdyo girişi Rüzgar Adasu ile
karşılaşır. O anda kapıda bekleyen gazetecilerin flaşları patlar. Adasu onları
görünce hemen Rüzgar’ın boynuna sarılır ve yanağına öpücük kondurur.
Gazetecileri selamlar. Rüzgar içeri girmeye çalışırken Adasu onu çekiştirir,
gazetecilere seslenir.
Adasu: Size bir sürprizimiz var!
Gazeteciler merakla sorarlar.
Gazeteci 1: Evlilik ne zaman?
Gazeteci 2: Hamile misiniz?
Gazeteci 3: Anlaşmadan kaç para
aldınız?
Adasu: Ama sorular hep aşk, hep para,
bizim sürprizimiz müzik ile ilgili...
Gazetecileri flaşları patlamaya devam
ederken Tarık onları içeri çeker, Adasu’yu uyarır.
Tarık: Çok da samimi olma, bırak
merak etsinler.
Adasu umursamaz.
Adasu: O fotoğraf sayesinde bir hafta
tüm magazin programları bizi konuşacak.
Rüzgar kinayeli.
Rüzgar: Zaten konuşuyorlar.
Adasu, Tarık’a sorar.
Adasu: Nesi var bunun?
Tarık: Yok bir şeyi gayet iyi.
Rüzgar: Adasu 2 dakika sus.
Adasu: Bir Milyon dolarlık anlaşmayı
imzalarken öyle demiyordun ama...
Tarık, Adasu’yu susturur. Rüzgar ise
sesini çıkarmaz. Tarık, Adasu’yu uyarır.
Tarık: Yerin kulağı var, kafanıza
yazın, siz reklam aşkı değil gerçek aşıklarsınız.
Adasu ve Rüzgar birbirlerine
bakarlar. Son şarkıyı seslendirmek için stüdyoya girerler.
6. STÜDYO İÇ/GÜN
Adasu-Rüzgar-Tarık-Prodüktör
Adasu buğulu sesiyle şarkıyı söyler.
Adasu: Sen sen benim en kıymetlim… En
sevdiğim…
Rüzgar bir türlü konsantre olamaz.
Tam nakarat kısmında Rüzgar takılır.
Rüzgar: Gel gör beni ben… Ben… Gel
bul beni…
Rüzgar kekeler.
Adasu: Ya Sabır!
Adasu beklerken bir yandan da
oynamayı ihmal etmez. Koreografiyi çalışır dans eder. Rüzgar bir an duraklar.
Adasu: İstersen ara verelim?
Rüzgar oralı olmaz. Prodüktör çat
kapı stüdyoya girer ve Rüzgar’a,
Prodüktör: Topla kendini!
Adasu kulaklığı bırakıp saçlarını
savurarak stüdyonun dışına çıkar.
Prodüktör: Oğlum ne oluyor sana, dün
gece de bir gariptin. Bak bir derdin varsa söyle beraber çözelim. Dün en büyük
giyim markasıyla milyon dolarlık anlaşma imzaladınız. Adasu halinden çok
memnun. Sense o parayı kaybetmiş gibisin...
Rüzgar: Ben…
Prodüktör dinlemez. Sertleşir.
Prodüktör: Anlaşmaya göre, Adasu ile
birlikte sahneye çıkıp 1 sene boyunca tüm davetlerde boy göstereceksin,
ayrılamazsınız, başka markaların kıyafetlerini giyemez ve başkalarıyla
görüntülenip dedikodu malzemesi veremezsiniz gastecilere. Aksi taktirde 1’er
milyonu geri vermek zorunda kalırsınız.
Prodüktör çalışan ekibi gösterir.
Prodüktör: Bu kadar adamı da işsiz,
aç bırakırsın. Topla kendini!
Adasu dışarıda meyve suyunu içerken
yan gözle onları izler. Tarık ise panik olur. Rüzgar’a kaş göz yapmaya başlar. Prodüktör
devam eder.
Prodüktör: Kafanı toplamak istiyorsa
3 günlüğüne bir yere git.
Rüzgar: Tamam abi.
Adam kapıdan çıkarken ekler.
Prodüktör: Gittiğin yere Adasu’yu da
götür, yoksa başımıza iş açma, anlaşma iptal olursa hepimiz yanarız.
Adasu havalı bir şekilde stüdyoya
geri döner, gözlerini Rüzgar’a diker.
Adasu: Şu işi bitirelim, lütfen.
Rüzgar zoraki gülümser ve bir çırpıda
şarkıyı okur. Ekip alkışlar.
7. RÜZGAR ARABA DIŞ/GÜN-GECE
Rüzgar-Barış
Rüzgar arabasına atlar ve boğaz
kıyısında bir tur atar. Menajerine toparlanma sözü vermiştir. Güneşin batışını
izler.
8. RÜZGAR ARABA DIŞ/GECE
Rüzgar-Barış-Paparazziler-Vale
Eski okul arkadaşı Barış ile Bebek’te
buluşur. Barış restoranın önünde beklerken Rüzgar aracını kenara çeker. Havalı
bir şekilde anahtarı valeye verir. Barış ağzı açık ona bakakalır.
Barış: Oğlum bu ne hava?
Yolun karşısında bankamatiğin önünde
bekleyen paparazziler birbirini dürter. Rüzgar, Barış’ı kolundan çeker.
Rüzgar: Hadi içeri girelim.
İçeri girerler.
9. RESTORAN İÇ/GECE
Rüzgar-Barış-FGR
Barış ile ikisi camdan uzak bir
masaya oturdular.
Barış: Oğlum burada buluştuk ama
benim bir aylık maaşım gitmesin bu gece?
Rüzgar: Sen rahat ol hesaplar
şirketten.
Barış: Hangi şirketten?
Rüzgar: Pop star şirketinden.
İkisi kahkahalarla gülerler.
Rüzgar: İş güç nasıl gidiyor?
Barış: Beyaz yakalık çok zormuş ya,
beyaz yalakalık deseler daha iyi.
Rüzgar: Her iş öyle, hatırlıyor musun
bir aralar okuldayken anketörlük yapmıştık.
Barış: Hatırlamaz olur muyum? Sen
canla başla çalışıyordun. Ben çok sıkılmıştım.
Rüzgar: Evet en sonunda kendin kafana
göre soruları doldurmaya başlamıştın.
Barış: Ne kadar ekmek o kadar köfte,
köfte mi yesek?
Rüzgar: Ben bugün somon yiyeceğim.
Garson gelir.
Barış: Çok havalı ben de ondan
alayım.
Rüzgar: Bize iki somon ızgara olsun.
10. RESTORAN KARŞISI DIŞ/GECE
Ercan-Paparazziler-Rüzgar-Barış
Paparazzi Ercan kapının önünde
fotoğraf makinesiyle bekler. Bir telefon gelir.
Ercan: Adasu neredeymiş? Nişantaşı
mı? Tamam, sağol.
Başka bir gazeteci yanına gelir.
Gazeteci 1: Ercan Abi, Rüzgar bu
akşam erkek erkeğe takılıyor herhalde?
Ercan dalga geçer.
Ercan: He tabii, az sonra Elele
çıkarlar bu kapıdan, sen de çeker haber yaparsın.
Gazeteci bozulur.
Gazeteci 1: Ne yapalım abi işimiz bu.
Ercan aşağılar.
Ercan: İşmiş, üç kuruş param olsa
sokaklarda köpek mi olurum be!
Gazeteci 1: Köpek möpek deme abi ayıp
oluyor, biz olmasak magazin de olmaz.
Ercan, Rüzgar’ı kasteder.
Ercan: Magazini biz yaratıyoruz zaten
onlar değil.
Gazeteci 1: Abi Adasu gelecek miymiş?
Ercan: Gelmeyecekmiş bana söyledi, ne
bileyim ya, git bekle işte karşıda.
Gazeteci 1: Neden kovuyorsun beni,
duyum mu aldın? Bak bir şey biliyorsan söylemezsen ölümü gör.
Ercan: Ne dirini göreyim ne de ölünü,
git ötekilerin yanına çok konuştun.
Gazeteci çocuk gülerek yolun
karşısına geçer. O esnada başka bir son model araba gelir, bankamatiğin
önündeki ekip oraya doğru koşar, Ercan ise aldırmaz Rüzgar’ı izlemeye devam
eder.
11. RESTORAN İÇ/GECE
Rüzgar-Barış-Ercan-FGR
Rüzgar, Barış ile eski günleri
anarken telefonu çalar. Arayan Adasu’dur.
Rüzgar: Adasu naber?
Adasu: İyidir aşkım sen nasılsın?
Rüzgar: İyiyim sağol.
Adasu: Şu an Nişantaşı’nda kız
arkadaşlarımlayım, sen neredesin kiminlesin?
Rüzgar: Hesap mı veriyoruz?
Adasu: Şaşkın mısın az sonra
gazeteciler soracak, sana çok bayılmıyorum ya!
Rüzgar: Okuldan Barış ile
Bebek’teyim.
Adasu çat diye telefonu kapar. Rüzgar
telefona bakakalır. Barış güler.
Barış: Oğlum senin hatun sert çıktı.
Rüzgar bir an Barış’a bakar, bir şey diyemez.
Barış: Güzel kız ama helal olsun
yakışıyorsunuz.
Rüzgar yutkunur.
Rüzgar: Sağol.
Rüzgar, arkadaşına gerçeği
söyleyememiştir. Tam kafasını boşaltacakken tekrar gerilir. Restoranın önünde
duran Ercan inatla onları izler.
12. RESTORAN ÖNÜ DIŞ/GECE
Rüzgar-Barış-Ercan-Paparazziler-FGR
Rüzgar kapıda görününce tüm
gazeteciler gelir. Barış ile vedalaşırlar.
Gazeteci 1: Adasu nerede Rüzgar Bey?
Neden onunla yemeğe çıkmadınız?
Rüzgar durumu toplar.
Rüzgar: Adasu kız kıza çıkacakmış,
Nişantaşı’nda, ben de arkadaşımla yemek yedim.
Gazeteci 2: Reklam anlaşması için ne
kadar aldınız?
Rüzgar valeye bahşişini verir ve
aracına binip son soruya cevap vermez.
Rüzgar: İyi akşamlar.
Rüzgar araçla uzaklaşır. Ercan ise arkasından
bakar. Bir taksiye el kaldırır. Diğer gazeteciler ise yolun karşısında
gördükleri ünlüyü görürler.
Gazeteci 1: Bakın Lale Akmış geliyor.
Gazeteci 2: Hadi bir görüntü alalım.
Gazeteciler diğer tarafa doğru koşarlar.
13. RÜZGAR-GARAJ ÖNÜ İÇ-DIŞ/GECE
Rüzgar-Ercan-FGR
Rüzgar evinin önüne gelir tam garaja
girer. Ercan da taksiyle oraya varmıştır. Bir süre kapının önünde bekler. Bir
süre sonra. Rüzgar üstündekiler değiştirmiş, kafasına kapüşon takmış bir
şekilde dışarı çıkar. Ercan mırıldanır.
Ercan: Ben bir haltlar karıştırdığını
biliyordum...
Rüzgar başka bir taksiye biner. Ercan
neler olup bittiğini öğrenmek için peşindedir.
14. TAKSİ İÇ-DIŞ/GECE
Ercan-Rüzgar-FGR
Rüzgar, taksiyle Kadıköy’e gelir.
Ücretini ödedikten sonra taksiden iner, dar bir sokağa girer. Arkasına bile bakmadan yürür. Ercan da
taksiden iner Rüzgar’ın peşindedir.
15. SOKAK DIŞ/GECE
Ercan-Rüzgar
Ercan fotoğraf makinesini ayarlar.
Rüzgar sokağın köşesindeki kafeye girer. Ercan ise o içeri girdikten bir dakika
sonra kafenin karşısındaki başka bir kafeye oturur, çay söyler. Çantasından
çıkardığı şapkayı takar. O da kamufle olmuştur.
16. KAFE İÇ/GECE
Rüzgar-Berk-Sıla-FGR
Rüzgar içeri girer. Barista onu
selamlar.
Berk: Ooo Tolga Abi nasılsın?
Rüzgar: İyidir Berk, sağol sen
nasılsın?
Berk: Napalım abi bıraktığın
yerdeyiz.
Rüzgar: Daha iyi... Bana bir
cappucino lütfen.
Berk: Hemen hazırlıyorum, Abi sen ne
doktoruydun? Unuttum ben...
Rüzgar afallar.
Rüzgar: Ben, iç doktoruyum yani iç
hastalıkları doktoru.
Berk: Haa, ya aklımda ortopedi
uzmanısın diye kalmış, elim ağrıyor onu soracaktım.
Rüzgar: Yok o alanda uzman değilim,
ağrıyan elini pek kullanma yeter.
Berk: Tamam abi deneyeceğim.
Berk kahveyi uzatır.
Rüzgar: Eline sağlık.
Berk eyvallah gibi elini göğsüne
götürür. Elini kullanmamak için onu indirir, gülümser. Rüzgar kafenin arkasında
bahçeyi gören bir masaya geçer. Kahvesini yudumlamaya başlar. Kafe pek
kalabalık değildir. Yan tarafında sürekli yiyişen genç bir çift, karşısında
gözlerini ona dikmiş orta yaşlı bir kadın ve çaprazında kafasını öne eğmiş bir
kız vardır. Genç sevgilileri rahatsız etmemek için kafasını o tarafa pek
çeviremez. Rüzgar karşısındaki yaşlı kadın ile de göz göze gelmeye korkar ya
onu tanırsa diye. Çaprazındaki kız ise masanın üstüne mendili koyar. Kız içli
içli, sessizce ağlıyordur.
Rüzgar’ın gözü kıza takılır. Merak
eder. Omuzları bir inip bir kalkar, yüzünü göğsüne değdirecek gibidir, sadece
saçları ve arada mendille burnunu silerken gördüğü elleri vardır. Rüzgar
karşısındaki kadına bakmaz ama kadın onu izler. Rüzgar kahvesini içerken bir an
aklından kızın yanına gitmeyi geçirir. Sonra da dışarı bakmaya devam eder.
İçeri baktığında karşısındaki kadın yok olmuştur. Rüzgar irkilir ve kadını
kafeden çıkarken görür rahatlar. Birbiriyle öpüşen genç çiftten başka kimse
kalmamıştır.
Rüzgar şimdi kızın yanına gitse kimse
onu görmeyecektir. Kız onu yanından kovsa bile bu durum fark edilmeyecektir.
Zaten onu bu kapüşonuyla kimse tanımamıştır. Rüzgar kahvesinden bir yudum içer.
Masadaki peçetelerden bir tane alır ve kıza doğru gider. Kız kafasını kaldırmaz.
Rüzgar bir süre bekler. Kız onu farketmez. Nefes almak için başını yukarı
kaldıran kız Rüzgar’ı görür. Ve aniden ağlama halinden çıkar. Rüzgar bir şey
demek için kendini toplar.
Rüzgar: Lütfen ağlamayın.
Diyerek ona mendili uzatır. Kızın
gözlerine takılı kalmıştır. Nemli gözler ağlamaktan kızarmıştır. Yanakları al
al olmuştur. Saç dipleri ise ıslanmıştır. Kız burnunu bir kerede Rüzgar’ın
verdiği mendile sümkürür. Rüzgar geri çekilir.
Sıla: Teşekkür ederim...
Rüzgar cümlenin devamını bekler ancak
kız bir kere daha sümkürür.
Sıla: Gerçekten çok rahatladım, lanet
olsun her şeyden nefret ediyorum. Herkesi öldürebilirim…
Rüzgar korkar.
Rüzgar: İyi misiniz?
Sıla: Şu an çok iyiyim, 5 dakika
ağlamak iyi geldi.
Rüzgar başıyla onaylar.
Sıla: Benim adım Sıla, lütfen oturun.
Rüzgar çok heyecanlanır. Oturursa
tanınmaktan korkar aynı zamanda kız ile konuşmak ister. Eli ayağı titrer kızın
sesi onu çok etkilemiştir.
Rüzgar: Ben Tolga, 5 dakika
oturabilirim.
Rüzgar öpüşen çifti göz ucuyla
kontrol eder, onlar oralı bile değildir. Rahatlar, Rüzgar zaten artık Tolga
adındadır. Kız onu tanımamıştır. Sıla konuşmaya başlar.
Sıla: Ben Almanya’dan yeni geldim, iş
arıyorum ama her girdiğim işten bir felaketle ayrılıyorum. Bu Türkler çok
garip...
Rüzgar: Ee sen Türk değil misin?
Sıla: Evet ama Alman disipliniyle
yetiştik… Almanya’da Gazetecilik okudum ben, burada çalışmak istiyorum. Sanırım
olmayacak. Durumum çok kötü, geri dönsem aileme yapamadım demek istemiyorum...
Rüzgar: Anladım sıkıntılı bir durum
yani, gazetecilik deme bana, hiç sevmiyorum gazetecileri.
Sıla şaşırır.
Sıla: Neden ki?
Rüzgar boş bulunmuştur paparazzileri
hatırlar. Peşinde olmaları onu sinir etmektedir.
Rüzgar: Zor meslek ondan dedim.
Sıla: Sen ne iş yapıyorsun?
Rüzgar: Doktorum.
Sıla gülümser.
Sıla: Güzel meslek, keşke matematiğe
ve fene yeteneğim olsaydı ama yok. Ben daha çok araştırma yapmayı seviyorum,
bir olayın peşinde düşüp gerçekleri ortaya çıkarmayı.
Rüzgar kaşlarını kaldırır kızın son
dedikleri onu korkutmuştur. Bir anda masadan kalkacakken Sıla elini tutar.
Sıla: Nereye gidiyorsun?
Rüzgar kalır.
Rüzgar: Kahvemi alacaktım.
Sıla: Tamam git al, gel. Bekliyorum.
Rüzgar masasına gider kahvesini alır,
kızın açık sözlülüğü, araştırmacı kişiliği onu korkutur. Ama güzelliğinden etkilenmiştir.
Bir süre sonra
İkisi bir süre sohbet ederler. Rüzgar
Sıla’nın anlattıklarına kahkahalarla güler.
Sıla: Şimdi ben bir staj işi buldum
hemen atladım, sabah 8 akşam 8 dediler. Ama akşam 10 oldu kimse git demiyor,
kimsenin eve gidesi de yok. Ben 10’da çıktım eve gittim. Arkamdan aradılar,
gelme dediler. Küfrettim ben de…
Sıla diğer iş tecrübesini anlatır, Rüzgar güler.
Sıla: Kızlarla dolu bir ofiste işe
başladım, iyi dedim aynı dili konuşuyoruz, ama kızın biri ben otururken
sandalyemi çekti, ben de düştüm.
Rüzgar güler.
Rüzgar: Eee sen ne yaptın?
Sıla: Ben onun sandalyesini kendi
kafasına geçirdim...
Rüzgar: N’oldu iş?
Sıla: Yok o halde gitmeye devam
etseydim bari...
Sıla Rüzgar’a anlatır. Rüzgar çok
mutludur.
Sıla: Bir tane adam beni işe aldı ve
sarkıntılık etti biliyor musun?
Rüzgar: Hiç şaşırmadım.
Sıla: Neden şaşırmadın, çok mu normal
bir şey burada?
Rüzgar: Maalesef öyle hatta iş
hayatında bir yere gelmek için buna katlanan bir sürü insan var. Sen ne yaptın?
Sıla: Adamın elini büktüm, geriye.
Sıla sinirlenir, Rüzgar güler.
Sıla: İş için böyle bir şeye
katlanamam hele de özel hayatıma müdahale edilmesine.
Rüzgar bir an düşünür kendi
yaşadıklarını sorgular.
Sıla: İyi misin?
Rüzgar başıyla onaylar.
Sıla: Mobbing bunun adı, adam taciz
ediyor, seni şikayet edecem dedim çıktım işten adam özür diledi, yalvardı,
mesajlar attı.
Rüzgar: Sert kızmışsın.
Sıla: Çok kızdım tabi, ah Almanya’da
olacaktım... Polizei gelecekti onların suratı düşünemiyorum.
Rüzgar güler, Sıla kinayeli.
Sıla: Seni bu akşam çok güldürdüm.
Rüzgar: Sen de ağlıyordun...
Sıla toplanır.
Sıla: Artık ağlamayacağım, yarın bir
görüşmem daha var, şimdi kalkmam lazım, çok memnun oldum Tolga , iyi geceler.
Rüzgar ayağa kalkar.
Rüzgar: İyi geceler.
Sıla bir anda gider. Rüzgar
kalakalır. Rüzgar aynı yerde oturur, yiyişen çift gider, Berk ona bakar ve
uzaklaşır. Rüzgar suratında bir gülümseme içinde bir heyecanla Sıla’nın
masasında oturur. Kızın mendillerinden bir tane alır cebine koyar.
17. KAFE ÖNÜ İÇ-DIŞ/GECE
Berk-Ercan
Ercan 5 tane çay içmiştir. Berk çıkar
ve kafeyi kilitler. Ercan Rüzgar’ı kaçırdığını anlar. Heyecanla etrafına bakar.
Sokakta kimseler yoktur. Hayal görüp görmediğini sorgular.
Ercan: Ercan oğlum, yanılmış
olamazsın.
18. RÜZGAR EV-SALON İÇ/GECE-GÜN
Rüzgar
Rüzgar, boğaza bakan salonundaki
geniş koltukta oturur. Kucağında gitarı vardır ve sehpanın üzerinde Sıla’nın
mendili. Rüzgar, kızın burnunu sildiği mendili alıp eve getirmiştir. Hiç de
tiksinmemiştir. Gözlerini kapadıkça Sıla’nın gözlerini görür. Flashback 16.
Sahne. Onun bakışı, kahve fincanını tutuşu ve elleriyle saçını arkaya atışı...
Hepsi an an aklındadır.
Elinde gitarı önünde kağıt kalem bir
mırıldanıp bir karalar, yıllar sonra ilk defa şarkı yazıyordur. Heyecanla bir
saat daha çalıştı. Şarkı bitmiştir. Tekrar tekrar söyler.
Rüzgar: Seni gördüğüm yerde, inan şu
an kalbim ellerinde... Var mı cesaretin bu yola çıkmaya, ölene kadar ellerimi
bırakmamaya...
Rüzgar, derin bir nefes alır, gitarını öper.
Rüzgar: İşte başardım… Bak kimse
artık bana inanmıyordu, tek eksik olan duyguymuş.
Koltuğun üstünde kucağında gitarıyla
uyuyakalır.
Gündönümü
Sabah saat 9’da uyanır. Bir an
akşamüstü olduğunu düşünür. Kendine gelince dün gece yaptığı şarkıyı hatırlar.
Hemen cep telefonundan ses kaydını açar. Şarkıyı dinler. Gülümser.
Rüzgar: Aferin oğlum sana!
19. RÜZGAR EV-BANYO İÇ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar banyoya gider üstünü çıkarır,
aynada vücuduna bakar ve kendine gülümser. Küveti doldurur ve içene girer.
Telefonda kaydettiği şarkı çalmaktadır.
20. ARABA İÇ-DIŞ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar arabasıyla hızla stüdyoya
doğru gider.
Rüzgar: Hadi bakalım şarkıyı bir de
stüdyoda okuyalım…
21. SOKAK DIŞ/GÜN
Sıla
Sıla ise evinden çıkmış sokağın
köşesinde taksi bekler. Saatine bakar taksi gelmez.
22. ARABA İÇ-DIŞ/GÜN
Rüzgar-Sıla
Rüzgar ilerlerken yol çalışması
olduğunu görür yol kapalıdır ve bir ara sokağa girer. Tam köşeyi dönerken
Sıla’yı görür. Aniden frene basar ve tam bağıracakken kendini toplar.
Mırıldanır.
Rüzgar: Sıla! Ya bir gören olursa…
Off!
Eğer onu arabaya alırsa Rüzgar’ın
gerçekten Tolga değil, bir şarkıcı olduğu açığa çıkacaktır. Hem kızı arabada
gören gazeteciler haber yapıp anlaşmayı tehlikeye atacaktır. Rüzgar, Sıla’yı
arabaya almayı ve o an şarkıyı dinletmeyi o kadar ister ki. Sinirden
direksiyonu yumruklar.
Rüzgar: Lanet olsun! Şarkımızı
dinlemeni istiyorum…
Rüzgar Sıla’nın yanından geçer, ona
görünmez biraz ileride park eder. Sıla taksiye binene kadar bekler. Stüdyoya
gidip gitmeme konusunda kararsızdır. İçinden taksiyi takip etmek gelir ve öyle
yapar. Sıla, 10 dakika sonra büyük bir binanın önünde taksiden iner. Saray
Gazetesi’ne doğru yürürken Rüzgar onu izler. Sıla’nın saçları rüzgarda uçuşur.
Hemen telefonundan şarkıyı açar ve kıza derin derin bakar.
23. STÜDYO İÇ/GÜN
Rüzgar-Adasu-Prodüktör-Tarık-FGR
Rüzgar’ın arabada şarkı dinlediği
sahneden stüdyoda şarkıyı söylemesine geçeriz. Saat 12 olmuştur. Ekip ile
birlikte defalarca tekrar alıyordur. Birkaç kişi bozulur.
Rüzgar: Şarkıyı bir daha alalım mı?
Miksaj yapan kişi eliyle onaylar. Tarık
alkışlamaya başlar. Rüzgar içeriden ona el sallar. Prodüktör ve Adasu gelirler.
Adasu alaycı bir biçimde şarkıyı dinler, prodüktör ise tepkisizdir. Birkaç kez
dinleyince şarkıyı hepsi beğenir.
Rüzgar: Seni gördüğüm yerde, inan şu
an kalbim ellerinde... Var mı cesaretin bu yola çıkmaya, ölene kadar ellerimi
bırakmamaya...
Rüzgar onların yanına gelir.
Tarık: Rüzgar nereden çıktı bu şarkı?
Rüzgar: Dün gece yazdım.
Prodüktör: Ben senin ne kadar
yetenekli olduğunu biliyordum, bakın her zaman dedim bu çocuk müzik yapmak için
doğmuş.
Rüzgar biraz utanır. Adasu ise son
noktayı koyar.
Adasu: Şarkıyı yapana değil yaptırana
teşekkür etmek lazım!
Herkes bir an donakalır. Rüzgar’ın
ağzı kulaklarına varmıştır. Tarık kafasını bir sağa bir sola ‘Hayır’ dermişçesine
sallar. Prodüktör ise Rüzgar’ın omuzunu tutar.
Prodüktör: Ben her zaman dedim sen
akıllı çocuksun, 1 Milyon Doları kolay kolay kaybetmezsin.
Rüzgar’ın içinde kelebekler
uçuşuyordu, insanların ne dediği umurunda değildir.
24. ÖDÜL TÖRENİ İÇ/GECE
Rüzgar-Adasu-Gazeteciler-FGR
Rüzgar ödül törenine Adasu ile
birlikte gitmiştir ve gazetecilere çok samimi pozlar verirler.. İkisi
sevgiliymiş gibi vakit geçirirler. Yılın çifti seçilirler. Flaşlar patlar tüm
ilgi üstlerindedir. İkisi de mutlu davranırlar.
25. ARABA DIŞ/GECE
Rüzgar-Adasu-FGR
Rüzgar, Adasu’yu eve bırakır. Adasu
arabadan inerken onun elini tutar ve dudaklarına yaklaşır. Rüzgar ne olduğunu
anlamaz. Adasu onu öper.
Adasu: Karşı köşede bir gazeteci var,
bozma.
Adasu fısıldar ve arabadan iner.
Rüzgar derin bir nefes alır arabasıyla uzaklaşır.
26. RÜZGAR EV İÇ/GECE
Rüzgar
Rüzgar eve girer koşarak yatak
odasına gider. Dolabın altından kamufle kıyafetlerini çıkarır. Amacı çok geç
olmadan bir gece önceki kafeye gidip Sıla’yı görmektir. Rüzgar giyinip dışarı
çıkar.
27. TAKSİ İÇ-DIŞ/GECE
Rüzgar-FGR
Kamera takip eder gibi. Rüzgar takside
oturmuştur arkasına bakar, bir arabanın onu takip ettiğini düşünür ve taksiden
erken iner. Arabanın ışığını görünce sokaktaki bir evin kapı aralığına saklanır.
Araba geçip gider. Kendini polisiye filmlerdeki gibi hisseder. Arabayı
atlatmanın mutluluğuyla bir koşu sokağın arkasındaki kafeye girer.
28. KAFE İÇ/GECE
Rüzgar-Berk
Berk ile selamlaşır.
Rüzgar: Berk naber?
Berk: İyidir abi sen nasılsın?
Rüzgar: Aynı işte nöbet möbet.
Berk: Sana okkalı bir kahve vereyim.
Rüzgar: Süpersin.
Kahvesini alıp hemen arka taraftaki
masasına oturur. Yiyişen çift yerine yeni flörtleşen birileri gelmiştir. Yaşlı
teyze de yoktur.
Rüzgar tüm gece bekler ancak Sıla
gelmez. Kapıdan giren bir kızı Sıla’ya benzetir, yanındaki adamı kıskanır ve
ona görünmeden oradan çıkmayı planlar. Oysa kız başka biridir. Ne kadar
uğraştıysa Sıla’yı birkaç gün boyunca göremez.
Kesmelerle
defalarca kafeye gelişini görürüz. Rüzgar umudunu kaybetmiştir, Sıla’nın
Almanya’ya döndüğünü düşünür.
Birkaç gün sonra
29. SOKAK DIŞ/GÜN
Ercan-FGR
Ercan sokakta yürürken telefonu
çalar. Numarayı tanımaz şüphecidir.
Ercan: Alo!
Adam: Ercan Bey iyi akşamlar.
Ercan: İyi akşamlar.
Adam: Sizden bir ricam olacak.
Ercan bilmiş konuşur.
Ercan: Kimin peşini bırakmamı
istiyorsunuz?
Adam: Rüzgarla ilgili, ama…
Ercan adamın sözünü keser.
Ercan: Rüzgar’ın peşini bıraktım
merak etmeyin.
Adam: Neden?
Ercan: Canım öyle istedi.
Adam: Peki o zaman teklifimi başka
bir paparazziye yaparım.
Adam telefonu kapatacakken Ercan
uyanır.
Ercan: Bir saniye yanlış anlaşılma
oldu. Sizin isteğiniz neydi?
Adam: Bazen çok konuşuyorsunuz…
Ercan durur adam devam eder.
Adam: Rakip firma diyelim. Rüzgar’ın
reklam aşkı yaşadığını ortaya çıkarabilir misin?
Ercan: Adım gibi biliyordum… Reklam
aşkı yaşıyorlar tabi.
Adam: Sen ortaya çıkarabilir misin
onu söyle?
Ercan: Denerim ama şimdi zor iş
bunlar, masraflı yani…
Adam: Bir fotoğrafla işi
bitirmelisin.
Ercan sinsi güler.
Ercan: O daha kolay abi, sen
karşılığında ne öneriyorsun?
Adam: 100 Bin. Rüzgar’ın anlaşması
bozulsun yeter.
Ercan: Tamamdır.
Adam: Bekliyorum.
Adam telefonu kapar Ercan heyecanlı.
Ercan: Ha gayret oğlum biraz uykusuz
kalacaksın ama 100 bini cukkalayacaksın.
30. STÜDYO İÇ/GÜN
Rüzgar-Adasu-CoDog-FGR
Rüzgar yine stüdyoda, içli içli
romantik bir şarkı okur.
Rüzgar: Olmaz olmaz deme, giderken
bana elveda deme…
Rüzgar’ın konsantresi bozulur.
Rüzgar: Ara verelim mi?
Odadaki müzisyen tamam işareti yapar.
Adasu da kapıdan içeri girer. Rüzgar
ile karşılaşır. Adasu onu kucaklar.
Adasu: Sürpriz!
Adasu bağırarak iri yarı siyahi bir
adamı Rüzgar ile tanıştırır.
Adasu: Bak kendime bodyguard tuttum.
Adam elini uzatır birtakım
işaretlerle selamlaşır.
Co-Dog: Hello I’m Co-Dog!
Rüzgar: Nice name, I’m Rüzgar.
Co-Dog: Rusgar.
Rüzgar şaşırır.
Adasu: Nereden çıktı? Bir sorun yok
değil mi?
Adasu: Yok be Burning Man’de
tanıştık.
Rüzgar: Hım hayırlısı olsun.
Co-Dog: Hayirlisolsun.
Adasu güler Co-Dog ile öpüşürler.
Rüzgar: Bodyguard fantezisi mi?
Adasu: Sus be manyak!
Co-Dog: Maniac.
Hepsi Co-Dog’a gülerler.
31. GAZETE İÇ/GÜN
Ercan-Haber Müdür-FGR
Ercan gazeteye girer.
Ercan: Bana bir kahve, black olsun.
Yani sütsüz, şekersiz. Siz şimdi sosyete ağzını bilmezsiniz. Bebek’te böyle…
Kimse Ercan’ı umursamaz. Haber müdür
gelir.
Ercan: Ooo müdürüm nassınız?
Müdür: İyiyim çok sağol Ercan.
Müdür onun yanına gelir, fısıldar.
Müdür: Ercan biraz iş çıkarmaya ne
dersin?
Ercan pişkin pişkin güler, çalışanlar
anlamasın diye birtakım lafları ağzında geveler.
Ercan: Gece gündüz dışarıdayız işte
müdürüm, millet risotto yerken bir 5 Liraya tavuk pilav yiyoruz.
Adam ciddileşir.
Müdür: Sürekli goygoy yapıyormuşsun, tecrübelisin
dedik sağlam bağlantıların var dedik seni göndermedik.
Ercan adamın lafını keser.
Ercan: Müdürüm çok yakında bir bomba
patlatacağım, yılın haberi olacak.
Müdür umursamadan lafını bitirir.
Müdür: Son 1 ayın. Hemen patlat!
Ercan müdür giderken arkasından
bakakalır.
32. STÜDYO İÇ/GÜN
Adasu-Rüzgar-CoDog-FGR
Adasu ve Co-Dog geniş koltuğa yayılmış
oturmaktadırlar. Co-Dog cep telefonuyla oynar. Rüzgar ise düşüncelidir.
Adasu: Ne oldu sana sürekli şarkı
yapıyorsun?
Rüzgar: Bilmiyorum Adasu sanırım aşık
oldum.
Adasu gülümser, Amerikan aksanı yapar.
Adasu: Woouw dostum ne güzel bir
haber, kız kimlerden?
Rüzgar: Bilmiyorum bir kez gördüm.
Adasu gözlerini kısar.
Adasu: Dinleyelim bakalım şarkının
son halini.
Rüzgar’ın kaydettiği şarkıyı çalarlar.
Co-Dog kafasını ritme göre bir sağa bir sola sallar. Adasu onu öper ve ayakta
Rüzgar’ın yanında şarkıyı dinlerler.
Adasu çok beğenmiştir.
Adasu: Muhteşem, tebrikler.
Rüzgar’ı öper o esnada Tarık ve
prodüktör içeri girerler. İkisini yakınlaşmış görmek hoşlarına gider.
Tarık: Ooo çifte kumrular buradaymış.
Prodüktör: Bir şeyi 100 kez söylersen
olur.
Kapının arkasında oturan Co-Dog ayağa
kalkar. Tarık ve prodüktör onun neredeyse beline geliyordur. Co-Dog onlara sert
bir bakış atar. İkisi neye uğradığını şaşırırlar.
Adasu: Sizi yeni korumam Co-Dog ile
tanıştırayım.
Co-Dog: Hi guys!
İkisinin elini sertçe sıkar, özel
selamlaşma hareketini yapar diğerleri beceremez. Rüzgar ve Adasu kıs kıs gülerler.
Rüzgar şarkıyı onlara da dinletir. Hepsi büyülenmiş gibidir.
Tarık: İnanılmaz.
Prodüktör: Gerçekten duygusal… Bu
hislerin kaynağı nedir?
Rüzgar ise olayı geçiştirir.
Rüzgar: Önemli değil… Bu şarkıyı
konserde söylemek istiyorum.
Tarık hiç sesini çıkarmaz.
Prodüktör: Unut dostum, yani
şimdilik. Repertuvar belli, hem ikiniz şarkıcısınız, bırakın besteleri
başkaları yazsın...
Rüzgar sinirlenir.
Rüzgar: Ne demek şimdi bu, ben de söz
yazarıyım, beste de yapıyorum.
Adasu araya girer.
Adasu: Sakin ol Rüzgar, bence güzel
şarkı, konserde nasıl olur bilemedim.
Rüzgar durulmaya çalışır.
Prodüktör: Rüzgar senin bir sürü
şarkın var hepsi ezbere biliniyor, herkes seninle birlikte onları söyleyecek.
Adasu sitemlidir.
Adasu: Benim de şarkılarım var
sanırım.
Prodüktör: Tabi ki, herkes ne
söyleyeceğini biliyor daha doğrusu ne söyleyeceğinizi belirliyor.
Tarık prodüktörü sakinleştirir.
Tarık: Ok abi sen bana bırak, bir
konuşalım aramızda.
Rüzgar: Geçiştirmek kolayınıza
geliyor.
Prodüktör ona dik dik bakarken Tarık
devreye girer.
Tarık: Dur Rüzgar bir şarkının alt
yapısını halledelim, üstüne biraz daha çalışalım öyle piyasaya çıkarız.
Prodüktör: Attığınız her adım çok
önemli, bu kadar hayran kitlesini kaybedemeyiz, aklınızda olsun.
Prodüktör giderken hepsi düşünceli
kalırlar, Co-Dog ise onlara sorar.
Co-Dog: Cofffe?
Hepsi bir ağızdan bağırır.
Hepsi: Yes!
33. ARABA İÇ-DIŞ/GECE
Rüzgar
Rüzgar stüdyo önü aracındadır, elleri
kolları halsizdir, yorgundur. Sıla’yı internette arar. Soyadını bilemez. Sıla
Almanya-Sıla Germany yazar. Sıla-Gazeteci yazar ancak bir şey bulamaz.
Rüzgar: Çok aptalca.
Çıkan kızların fotoğrafına bakar
hiçbiri ona benzememektedir.
Rüzgar: Böyle bulamıyorum seni. Belki
yine karşılaşırız…
Kızın bir sabah taksi aradığı sokağa
gider. Orada birkaç tur atayım derken süpermarkete giren birini görür. Sıla
oradadır, Rüzgar’ın kalbi güm güm atar. Hemen arabasını ilk bulduğu park yerine
çeker. Güneş gözlüğünü takar.
34. SÜPERMARKET İÇ/GECE
Rüzgar-Sıla-FGR
Rüzgar koşarak süpermarkete girer.
Kapıdaki güvenlik ona gülümser.
Güvenlik: Hoş geldiniz Rüzgar Bey!
Rüzgar zoraki bir şekilde ona gülümser
ve tanınıyor olmak pek hoşuna gitmez. Sıla’yı arar. Önce dondurulmuş ürünlerin
olduğu yere gider ve orada genç bir kızı Sıla’ya benzetir tam yanına
yaklaşırken kız yüzünü döner.
Rüzgar: Yanlış alarm.
Hemen arkasını döner. Pasta-börek
bölümüne gider karnı da acıkmıştır. İçli içli kuru pastalara bakarken yanında
bir teyze belirir.
Kadın: Oğlum seni gözüm bir yerden
ısırıyor.
Rüzgar bozuntuya vermez. Teyze sinirlenir.
Kadın: Sanki seni televizyonda
gördüm, dur bakayım, aranan seri katil miydin yoksa şarkıcı mı?
Rüzgar biraz korkar, kaşlarını kaldırır
ve teyzeden uzaklaşır. Şampuanların ve sabunların olduğu bölüme gider. Sıla tam
bulunduğu reyonun arkasındadır. Telefonla konuşur.
Sıla: Nayn anne yine işten attılar
beni, kimse gazeteci istemiyor, yalaka istiyor.
Rüzgar reyonun arasından kızı kesmeye
başlar. Sıla’ya tam görünecektir ki peşindeki dondurulmuş ürün bölümündeki kızı
görür. Ona el sallıyordur. Rüzgar gördüğü hasır şapkalardan bir tanesini
kafasına geçirir. Kızı atlatmaya çalışıyordur. Küçük bir çocuk bu sefer onun
dikkatini çeker.
Çocuk: Hop oturup hop kalk, hop hop
hop.
Rüzgar çocukla göz göze gelir.
Rüzgar’ın bir şarkısını mırıldanıyordur. Babası Rüzgar’a bakar cep telefonunu
çıkarır.
Adam: Oğlumla bir fotoğrafınızı
çektirebilir miyiz acaba?
Rüzgar reyonda çıkış olmadığı için
sıkışmıştır. Zoraki bir biçimde kabul eder.
Rüzgar: Tabii, neden olmasın.
Şapkasıyla poz verir. Çocuk ise
bağırmaya başlar.
Çocuk: Rüzgar Abi ben senin
şarkılarını çok seviyorum.
Rüzgar çocuğu susturmaya çalışır ve
Sıla’nın gittiği alkol bölümüne doğru gider. Sıla annesiyle konuşmaya devam
ediyordu.
Sıla: Anne yakın zamanda gelemem, ya
telefon açıp görüşmeye çağırırlarsa o zaman Almanya’dan nasıl gelirim, burada
hazır beklemek daha iyi.
Rüzgar başıyla Sıla’nın dediklerini
onaylar ve sırtına yaşlı teyze dokur.
Kadın: Sen popçu çocuksun.
Rüzgar gözlerini devirir. Bir şişe
şarap devirir. Sıla’nın sesi kesilmiştir reyonun arkasına geçer yerde şarap
şişesiyle bütünleşmiş şapkalı bir adam ve beyaz saçlı bir teyze görür.
Sıla: Yardım ister misiniz?
Rüzgar duymamış gibidir teyze de.
Kadın: Rüzgar oğlum yardım ister
misin?
Rüzgar gayet sakindi mırıldanır gibi,
Rüzgar: Görevliyi çağırabilir
misiniz?
Amacı Sıla’yı oradan uzaklaştırmaktır.
Sıla görevli aramaya gider.
Rüzgar: Teyze peşimi bıraksana...
Kadın: Yoksa seri katil misin? Neden
bu kadar panik oldun, dur şimdi polisi arayacam”.
Teyze kocaman eski telefonunu çıkarır
uzağa tutar ve 155’i tuşlar. Rüzgar teyzeye bakıyordur.
Rüzgar: Teyze saçmalama katil değilim
ben…
Polis: 155 Polis İmdat buyurun.
Teyze bir telefona bakar bir Rüzgar’a
bakar.
Rüzgar: Popçuyum.
Kadın: Yanlış aradım çocuğum pardon.
Kadın telefonu kapatır. Rüzgar fısıltıyla konuşur.
Kadın: Duymuyorum bağır biraz.
Rüzgar: Popçuyum dedim ya!
Arkasından onu takip eden kız gelmiştir.
Kız: Ben tahmin etmiştim, bir imza
bir de fotoğraf alayım.
Kız hemen kalemi ve kolunu uzattı,
Rüzgar uzaktan Sıla’nın kasaya gittiğini görünce rahatlar. Görevli gelmiş yerde
kırılmış şarap şişesini temizliyordur. Hemen Rüzgar’ı sesinden tanır.
Rüzgar: Foto yanımda yok. Şurayı
imzalıyorum. Sakın yıkama.
Görevli: Mağazamıza şeref verdiniz”.
Görevli fotoğraf makinesini çıkarır
bir selfie yapacaktır. Sıla kasada birlikte fotoğraf çektiren insanları görür,
söylenir.
Sıla: Ne garip adam yere şişe devirdi
hepsi onunla fotoğraf çektiriyor.
Kasiyer Kız: Aaa inanamıyorum.
Kız Rüzgar’ı görür, Sıla’nın işini
yarım bırakarak yanına koşar. Sıla sinir olur.
Sıla: Bak bir Alman dikeceksin
bunların başına nasıl çalışıyorlar nefes almadan.
Rüzgar başından onları nasıl savacağını
bilmiyordur. En son gelen kasiyer işi büyütür. Kız Scope’u açmak istiyordur.
Kasiyer: Scope’u açıyorum durun.
Rüzgar: Sakın! Hayır lütfen.
Rüzgar itiraz eder ve Sıla’nın kızgın
bir şekilde oraya geldiğini görünce koşarak marketin içine gider. Hayran kümesi
orada kalır ve Rüzgar’ın peşinden tek tek koşmaya başlarlar. Sıla ise üstüne
gittiği kalabalığın neden koştuğunu anlamaz.
Sıla: Benden mi kaçıyorlar?
Şaşkın gözlerle ona bakarken
arkasından Rüzgar şapkasıyla dışarı fırlar. Alarm ötmeye başlar. Rüzgar kapıdan
çıkınca bir sağa bir sola bakar ve koşarak aracına biner. Dışarısı kalabalık ve
karanlık olduğu için Rüzgar’ın izini kaybetmişlerdir.
Kadın: Neden kaçtı? Anlamadık.
Kız: İmzası kurumamış.
Güvenlik: Şapka da gitti.
Kasiyer: Benim maaştan keserim.
Hatıra olur.
Çocuk: Hop oturup hop kalk, hop hop
hop.
Sıla çocuğun mırıldanmasını duyar.
Sıla: Ne saçma şarkı…
Hayranlar da süpermarketin önünde
şaşkın kalırlar.
35. ARABA İÇ-DIŞ/GECE
Rüzgar-Sıla-FGR
Rüzgar aracında yarı kaykılmış bir
şekilde dışarıyı gözler. Şapkayı çıkarıp arka koltuğa atar. Sıla’yı göremez.
Bir süre bekler, aracı çalıştırır. Sokağın köşesine geldiğinde yaya geçidinde
aniden durur. Fren sesine yolun ortasındaki Sıla dönüp bakar. Rüzgar neredeyse
Sıla’ya çarpacaktır. Etrafına bakar kimseleri göremeyince araçtan iner.
Rüzgar: Aaa Sıla ne güzel bir tesadüf.
Sıla: A Selam ismin Tolga’ydı değil
mi?
Rüzgar mutlu olur.
Rüzgar: Evet nasılsın?
Sıla: İyiyim teşekkürler, sen?
Rüzgar: İyiyim, sağol burada bir
arkadaşım var onun yanına uğramıştım. Sen yakınlarda mı oturuyorsun?
Sıla: Evet karşıdaki apartmanda.
Eliyle bir yeri gösterir. Rüzgar
hemen evi beller.
Rüzgar: İş ne oldu, merak ettim.
Sıla güler.
Sıla: Sorma başıma gelenleri
bilgisayar vermediler bana işten çıkmam için her yolu denediler ben de pes
ettim.
Rüzgar: Öyle düşünme, eminim kendine
uygun bir iş bulacaksın.
Sıla: Ben pek emin değilim.
Rüzgar: Baksana akşam bir kahve
içelim mi?
Sıla: Oluuur!
Yolun ortasında duran Sıla ve
Rüzgar’a uzaktan bakarız. Mutlu görünürler.
36. KAFE İÇ/GECE
Sıla-Rüzgar-Berk-FGR
Rüzgar ve Sıla ilk kez
karşılaştıkları kafededirler. Bir randevu olduğu için ikisi de gergindir.
Rüzgar kahve fincanınla oynar. Sıla da yere bakar. Berk yanlarına gelir.
Berk: Bu kahve çekirdeğini yeni
keşfettim, nasıl beğendiniz mi?
Rüzgar: Güzel olmuş eline sağlık.
Sıla: Ben çok sevdim.
Berk: Her akşam gelip içersiniz artık
değil mi Tolga Bey?
Berk Rüzgar’a imalı bakar, onun her
akşam gelip Sıla’yı görmeyi beklediğini anlamıştır. Rüzgar bozuntuya vermez.
Rüzgar: Sen bu kadar güzel kahveler
yaptıkça bizi bağımlı hale getiriyorsun.
Hepsi güler.
Sıla: Buranın ambiyansını çok
seviyorum, farklı bir çekiciliği var. Sanki insan geldiği anı donduruyor, nasıl
anlatsam bilemedim.
Berk Rüzgar’a bakar.
Berk: İnsanın burada aşık olası
geliyor değil mi?
Sıla mahçup Rüzgar ağzından kaçırır gibi,
Rüzgar: Bana ilham veriyor... Geçen
gün yeni bir şarkı yazdım.
Berk: Tolga doktorlar neden hep
korolarda şarkı söylüyorlar?
Rüzgar bu sorudan işkillenir.
Rüzgar: Bilmiyorum stres atmak ya da
bir hobi edinmek için herhalde.
Sıla: Sen şarkı mı söylüyorsun?
Rüzgar: Sık sık değil bazen.
Sıla: Çok ilginç bir gün dinlemek
isterim.
Berk: Harbi mi ya! Bak gitarla falan
söylüyorsan haftanın bir günü burada çıkmanı isterim.
Rüzgar şaşırır.
Rüzgar: Haha, ne güzel bir teklif ama
olmaz sağolasın.
Berk ısrar eder.
Berk: Bak zaten sinek avlıyorum, iki
tındgırdatsan en azından yoldan geçenlerin ilgisini çekeriz.
Sıla da evet dercesine Rüzgar’a bakar.
Rüzgar: Düşünürüz Berk.
Berk: Tamam üstüne gelmeyeceğim…
Berk işinin bara döner. Rüzgar Sıla
ile baş başa kalır. Kız ortamı ısıtmak için 1 haftalık iş deneyimini anlatmaya
başlar. Ses derinden gelir Sıla Rüzgar’ın gözünden konuşur.
Sıla: Yok çok burnum havadaymış, yok
ukalaymışım, yok müdürümle uyum içinde çalışmıyormuşum, iş arkadaşlarım beni
çağırmadan yemeğe gidiyorlardı, tamam zorunda değiller ama insan iş arkadaşına
neden nazik olmasın ki?
Rüzgar dalıp gider Sıla onu
anlattıklarıyla sıktığını düşündü.
Sıla: Sıkıldın sanırım, sen anlat
bugün kaç kişinin hayatını kurtardın?
Rüzgar önce soruyu anlamaz Sıla’nın
gözlerine bakarak,
Rüzgar: Kendi hayatımı.
Sıla şaşırır.
Sıla: Sana bir şey olmadı değil mi?
Rüzgar gülümser.
Rüzgar: Olmadı Sıla, aşktan başka.
Sıla’nın gözlerinin içine derin derin
bakar. Uzunca bir süre konuşmazlar. Sıla çok utanır. Rüzgar durumu toparlamaya
çalışır.
Rüzgar: Sana şarkımı söylememi ister
misin?
Sıla’nın gözleri sevinçten büyür.
Sıla: Evet.
İkisi kafeden çıkarlar Rüzgar hemen kapüşonunu
kafasına geçirir. Arada birkaç kez arkasına dönüp bakar, sanki onu biri
izliyordur. Rüzgar’ın hareketlerini Sıla farkeder.
Sıla: İstersen taksiye binelim.
Rüzgar: Yoo böyle iyi tüm gece
seninle yürüyebilirim.
Sıla gözlerini kaçırır. İkisi
sokaklarda yürürler. Romantik bir şarkı eşliğinde.
37. SILA EV ÖNÜ DIŞ/GECE
Sıla-Rüzgar-Ercan
Sıla’nın evinin önüne gelirler.
Rüzgar ona sarılıp öpmek ister Sıla mesafelidir.
Sıla: Çok teşekkürler, konuşmak iyi
geldi.
Rüzgar: Ayrılıyor muyuz?
Sıla şaşkın.
Sıla: Geç olmadı mı?
Rüzgar: Tuvaletim geldi, ben altıma
yapacağım.
Sıla: Aa! Yani ne yapsak?
Rüzgar: Senin evde var mı?
Sıla: Var.
Rüzgar bekler. Sallanır ve sıkışmış
gibi hareket eder.
Sıla: Normalde yeni tanıştığım birini
eve almam ama.
Rüzgar Sıla’dan önce eve doğru koşar.
Sıla da arkasından gider. İçeri girerler. Ercan bir ağacın altındadır. Kendi
kendine konuşur.
Ercan: Kuş kafese girdi…
38. SILA EV-SALON İÇ/GECE
Sıla-Rüzgar
Rüzgar kızın evine girince tüm
vücudunun huzur bulduğunu hisseder, çok mutludur. Geçip salona oturur. Sıla bir
an durur.
Sıla: Lavabo sağdan ikinci kapı.
Rüzgar: Çok güzel.
Sıla bakarken Rüzgar neden eve
geldiğini hatırlar.
Rüzgar: Ha doğru acelem vardı.
Rüzgar acelesi varmış gibi koşarak
banyoya gider.
39. SILA EV-BANYO İÇ/GECE
Rüzgar
Sıla’nın kremlerini, kokularını koklar
ve içlerinden bir tanesini cebine indirir. Telefonu çalmaya başlar. Tarık
ısrarla onu aramaktadır. Hemen sessize verir. Aynada kendine bakar. Sıla’nın
parfümünü sıkar koklar, baştan çıkar. Öksürür.
40. SILA EV-SALON İÇ/GECE
Sıla-Rüzgar
Rüzgar salona gelir ve koltuğun
yanındaki gitarı görür. Sıla Rüzgar’ın gitmeyeceğini anlar.
Sıla: Bir şey içmek ister misin?
Rüzgar hayır anlamında başını iki
yana sallar ve gitarı eline alıp oturur. Sıla da karşısındadır. Sıla’ya yazdığı
şarkıyı kısa bir akortun ardından çalmaya başlar. Sıla şarkıyı dinledikçe yüzü
aydınlanır. Hemen o da koltuğa oturur. Rüzgar’ın elleri gitarın tellerinde
adeta dans ediyordur. Sıla büyülenmiştir. Rüzgar şarkıyı bitirir ayağa kalkar
ve Sıla’ya yaklaşır. Rüzgar da çok heyecanlanmıştır ancak onu korkutmak
istemiyordur.
Rüzgar: Sıla bu şarkıyı sana yazdım.
Sıla: Çok güzelmiş...
Rüzgar, Sıla’nın elini tutar ve onu öper.
41. SILA EV ÖNÜ DIŞ/GECE
Ercan-Sıla-Rüzgar
Ercan Sıla’nın evine bakar yüksekte
kaldığı için öpüşen iki kafanın üstü görünür. Ercan gerilir.
Ercan: Allah kahretsin! Ev bir kat
aşağıda olsaydı ne olurdu sanki…
42. SILA EV-SALON İÇ/GECE
Sıla-Rüzgar
Rüzgar’ın telefonu titreşimdeyken
çalar. Sıla rahatsız olur.
Sıla: Telefonunu aç istersen, önemli
bir şey olabilir.
Rüzgar umursamaz.
Rüzgar: Önemli olan sensin.
Sıla bir an kendini toplar.
Çekingendir. Rüzgar konuşamaz, etkilenmiştir ne yapacağını bilemeyince kapıya
yönelir, Sıla gidecek olmasına şaşırır ama belli etmez.
Rüzgar: Haftasonu seni kaçırayım mı?
Sıla: Olabilir, haberleşiriz.
Rüzgar onunla vedalaşır, çıkar.
Rüzgar: Görüşmek üzere.
Sıla: Görüşürüz.
Sıla ise kapıyı kapatınca titreyen
ellerine bakar. Pencereye yönelir, Rüzgar koşar gibi hızlı adımlarla gidiyordur.
Sıla da aşık olmuştur.
43. SILA KAPI ÖNÜ DIŞ/GECE
Ercan-Rüzgar-Sıla
Rüzgar dışarı çıkınca Ercan ağacın
arkasına saklanır. Sıla camdan bakarken Ercan kızın fotoğrafını çeker.
44. RÜZGAR EV İÇ/GECE
Rüzgar-Tarık
Rüzgar evine gelir. Tarık’ın
telefonunu açar.
Tarık: Oğlum neredesin kaç saattir
sana ulaşmıyorum.
Rüzgar: Evdeyim.
Tarık: Allah bilir nerelerdeydin…
Mesela süpermarket. Ne işin var süpermarkette?
Rüzgar: Alışveriş yaptım.
Tarık: Neden?
Rüzgar: İhtiyaç vardı.
Tarık derin nefes alır.
Tarık: Rüzgar dalga geçme. Twitter’da
TT olmuşsun. #ruzgarsupermarkette diye.
Rüzgar: Ben de insanım…
Tarık: Neyse arada halka karışman da
güzel ama daha önceden planlamak şartıyla…
Rüzgar oturur cebinden Sıla’nın banyosundan
aldığı küçük kremi çıkarıp sehpanın üzerine koyar. Hemen gitarı eline alır.
Aklına gelen melodileri çalmaya başlar.
45. SILA EV-BANYO İÇ/GECE
Sıla
Sıla banyodadır. Kremini arar ancak
bulamaz. Tüm kremleri dolabı hızlı bir şekilde aramasını görürüz. Sıla krem
ararken yorulmuştur. Işığı kapar banyodan çıkar.
Gündönümü
46. SOKAK DIŞ/GÜN
Sıla-Ahmet-Gül
Sıla babasıyla telefonda konuşur.
Ahmet: Kızım bir görüşmede 1 saat
kalırsan işi alırsın, sen 5 dakikada odadan çıkıyorsun… Bu ne biçim iş
anlamadım. Sende mi bir sorun var yoksa onlarda mı?
Sıla: Of baba tamam. Ben sorunluyum
herkes ideal insan.
Ahmet: Annene çekmişsin…
Babası telefonda güler annesi
telefonu alır.
Gül: Sen babana bakma kızım,
hayırlısı olsun.
Sıla: Tamam anne şimdi Canım Ülkem
Gazetesine giriyorum. Çıkışta sizi ararım.
Gül: Allah yolunu açık etsin kızım.
Sıla: İnşallah!
Sıla telefonu kapar. Gazeteden içeri girer.
47. GAZETE İÇ/GÜN
Sıla-FGR
Sıla görüşme için bir odanın önüne
gelir. Sekreter ona koltuğu gösterir. Sıla oturur. Saate bakar. Saat 10’dur.
Saat ilerler 11-12 olur. Arada sekreterin arkadaşları gelir, kahve içerler
gülerler. Odadan kimse çıkmaz. Sekreter kız yemeğe gider. Sıla kalır orada.
Saat 2’ye doğru kız gelir. Sıla sinirlenir.
Sıla: Pardon ben sabahtan beri
bekliyorum.
Sekreter: Henüz müdürümüz gelmedi.
Sıla: Saat 10’a randevu veriyorsunuz
ama müdürünüzün haberi yok mu?
Sekreter: Hanımefendi sakin olun.
Sıla koltuktaki çukuru gösterir.
Sıla: Nasıl sakin olayım şu koltuğa
gömüldüm. Beni bekletmeye hakkınız yok.
Sekreter: O halde siz özgeçmişinizi
verin ben müdür beye ileteyim.
Sıla: Sizde özgeçmişim yok mu, ona
bakarak beni çağırmıyor musunuz?
Sekreter: Bakın hanımefendi şu an
işim var, onunla ilgilenmek zorundayım.
Sıla alaycı,
Sıla: Tarot mu bakacaksın?
Sekreter: Anlamadım.
Sıla: Çay, kahve, sohbet, yemek zaten
sizin işiniz buysa ben hiç almayayım.
Sıla sinirle oradan ayrılır.
48. GAZETE-KORİDOR İÇ/GÜN
Sıla-Ercan
Sıla sinirden ağlayarak gidiyordur ki
bir adamla çarpıştı. O kişi Ercan’dır.
Sıla: Pardon!
Ercan, Sıla’nın yüzünü tanır ve
harekete geçmesi gerektiğini anlar.
Ercan: Ben Pardon!
Sıla: Kusura bakmayın böyle sinirden
elim ayağıma dolandı.
Ercan: Neden sinirlendiniz ki?
Sıla: Nayn olamaz böyle bir şey. Buraya
iş görüşmesine geldim, geldiğime pişman oldum.
Sıla tam uzaklaşacaktır ki Ercan
kolunu tutar.
Ercan: Bir saniye kiminle
görüşecektiniz? Belki yardımcı olabilirim.
Sıla sinirden titriyordur Ercan,
fırsattan istifade onu gazetenin kantinine götürür. Geçmeyle Sıla maceralarını
anlatır.
49. KANTİN İÇ/GÜN
Sıla-Ercan
Sıla bir yandan ağlıyor bir yandan da
iş macerasını Ercan’a anlatıyordur. Ercan kendini övmeye başlar.
Ercan: Ben magazin gazetecisiyim,
bulunduğum yere kolay gelmedim, senin gibi yurtdışında da okumadım. Hemen
liseden sonra elimde makine sokaklarda işe başladım... Zaten bu meslek için
okumana gerek yok.
Sıla boş gözlerle Ercan’a bakar. Onu
pek sevmez ama rahatlamıştır.
Ercan: Doktorluk falan okusaydın
keşke, onlar diplomasız işini yapamıyor... Her sene binlerce çocuk iletişim,
gazetecilik falan okuyor, yazık, ben hallerine çok üzülüyorum. Sonra kuyruğu
kıstırıp burada senelerce parasız çalışıyorlar. Bazen kimseye maaş da
vermiyoruz çekip gidiyorlar.
Sıla sinirlenir.
Sıla: Ne kadar saçma, boşuna okumak
olur mu o zaman üniversite niye var?
Ercan güler.
Ercan: Üniversite ele güne karşı
okudum demek için var.
Sıla: Ben kalkayım, sizi de meşgul
ettim.
Ercan: Bak ne diyeceğim Sıla, gel
bizim bölümde staja başla, hem sana arşivi veririz ben müdürle konuşurum belki
3-5 kuruş da harçlık verir.
Sıla’nın gözleri büyür.
Sıla: Ama nasıl olur kimseyle iş
görüşmesi yapmadım ki?
Ercan: Şu an benimle yaptın ve işe
alındın sıra kendini göstermeye geldi.
Sıla: Gerçekten sizinle çalışmamı mı
öneriyorsunuz?
Ercan güler.
Ercan: Benim iş yerim sokaklar, sen
ofiste kalacaksın ve ne kadar kısa sürede gazeteci olmayı öğreneceksin bakalım.
Sıla sevinir.
Sıla: Çok teşekkür ederim.
Ercan: Hadi gel ofise gidelim.
50. OFİS İÇ/GÜN
Sıla-Ercan-FGR
Ercan, Sıla’yı ofise götürür.
Ercan: Bak Sıla, sana benden tek
nasihat; Mesleğin için neleri göze alabileceğine karar ver ki, sonradan
duyguların işin içine girmesin.
İkisi bakışırlar, Sıla başını evet
dercesine sallar.
51. MÜDÜR ODASI İÇ/GÜN
Sıla-Ercan-Müdür-FGR
Müdür ve Ercan odada çay içerken bir
yandan da Sıla’yı izliyorlardır. Yapılan uyarılar sayesinde her çalışan gelip
Sıla ile tanışmıştır. Çok nazik ve kibar görünüyorlardı hatta içlerinden bir
tanesi ona not defteri ve kalem hediye etmiştir. Sıla sevinçlidir.
Müdür: Yine ne karıştırıyorsun Ercan?
Ercan: Az sabret müdürüm, olayı
patlatacağız.
Müdür: Hadi bakalım.
52. ARŞİV İÇ/GÜN
Sıla-Gül-Ahmet-FGR
Sıla, arşivde eski magazin
haberlerinin fotoğrafını çekip bilgisayara geçirmeye başlar. Arada haberlere
bakar, ellerini ıslak mendille siler. Gazetelerden alerji olur. Sevinçlidir.
Aklına Tolga gelir. Telefonuna bakar onun numarasını almamıştır.
Sıla: Ne kadar aptalım daha çocuğun
numarası bile yok… Akşam Berk’ten alırım… Belki onu görürüm… Bana uğurlu geldin
Tolga…
Sıla mutludur. Telefon çalar, annesi arar.
Sıla: Anne inanamayacaksın, iş
buldum. Gazetenin arşivindeyim şu an.
Gül: Aferin benim akıllı kızıma.
Ahmet: Kaç para maaş veriyorlar?
Sıla: Aman baba, sonra konuşuruz
şimdi sessiz olmalıyım.
Arşivden bir kadın Sıla’ya ters ters
bakar. Sıla ona gülümser.
53. SAHNE İÇ/GÜN
Rüzgar-Adasu-CoDog-Tarık-FGR
Rüzgar provalardan bunalmıştır.
Adasu’nun dans koreografileri uzun sürer Rüzgar, Sıla’yı hayal eder ve en
romantik şarkısını söyler. Oysa sahnede ona sarılan Adasu idi... Bodyguard
sevgilisi Co-Dog pis pis sahne kenarından onlara bakar, Adasu şuh bir şekilde
ona öpücük gönderir. Co-Dog gülümseyerek kafasını onaylar gibi sallar. Rüzgar kolunu
kızdan kurtarırken Adasu patlar.
Adasu: Yeter artık Rüzgar kafan
nerelerde?
Rüzgar: Beni şarkı söylerken
çekiştirip durma lütfen!
Adasu: Aman iyi be, sanki bayıldık
sana!
Tarık gelir.
Tarık: Gençler sessiz olalım lütfen.
Co-Dog Adasu’nun yanına gelir ve
ellerini göğsünün üzerine birleştirir. Hepsi pis pis Rüzgar’a bakarlar.
Rüzgar: Darladınız beni ya, bir rahat
bırakın.
Adasu: Beyefendi, kız yüz vermiyor mu
yoksa? Bize sardığına göre...
Rüzgar: Bayan çok bilmiş… Yüz verdi
bir kere…
Adasu güldü ve hepsi olayı tatlıya
bağlamak için uğraşmaya başlar.
Tarık: Rüzgar dostum sen git yarına
kadar güzel bir uyku çek, dinlen, film izle, oyun oyna falan.
Rüzgar kinayeli,
Rüzgar: İzin için teşekkürler!
Adasu rahatlar.
Adasu: Sahneyi bana bıraktığın için
teşekkür ederim.
Rüzgar: Al aman hepsi senin olsun.
Adasu poposunu kıvırarak dans etmeye
başlar. Co-Dog ise ona hayran hayran bakar. Dansçı kızlar da bıkkın bir şekilde
Adasu’nun etrafını sararlar. Tarık Rüzgar’ı çekiştirir.
Tarık: Oğlum ne bu bıkkın halin?
Rüzgar: Sıkıldım sizin her dediğinizi
yapmaktan.
Tarık: Öyle deme Rüzgar şu konser
bitsin sana bir güzellik yaparız, Amerika mı istersin Avrupa mı istersin gider
gönlünce takılırsın, kızlar falan...
Rüzgar derin bir nefes alır.
Tarık: Tamam Tarık aynı mevzulara döndük
yine ben kaçıyorum.
54. ARABA DIŞ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar arabaya binince klasik müzik
kanalını açar, Sıla’nın sokağında dolanmaya başlar.
55. LOKANTA İÇ/GÜN
Rüzgar-FGR
Rüzgar bir şeyler yemek için 3. Sınıf
bir lokantaya gider. Kapüşonu takmıştır. Pilav üstü kuru fasulye, cacık yer. Taze
ekmeği de alır kıvırarak yer.
56. DENİZ KIYISI DIŞ/GÜN-GECE
Rüzgar
Rüzgar Instagram’da arkadaşlarının
fotoğraflarına bakar. Hepsi şişmanlamıştır, eşleri de göbeklidir. Like etmek
ister ama edemez. Güneşin batışını izler.
57. KAFE İÇ/GECE
Berk-Rüzgar-Sıla-FGR
Berk yeni bir kahve denemesi
yapıyordur ancak çamur gibi olmuştu, hemen lavaboya döker. Rüzgar içeri girer.
Rüzgar: Yazık ettin yine kahveye.
Berk: Ooo doktor bey hoş geldiniz.
Berk ile selamlaşırlar. Rüzgar barda
Berk’in yanındadır. Sohbet ederler. Bir süre sonra,
Berk: Senin dilin şişmiş Tolga,
hastanede kimseyle konuşmuyor musun?
Rüzgar: İş arkadaşlarımla arama
mesafe koydum.
Berk: Çok iyi yapmışsın, senin kız
gelecek mi bu gece?
Rüzgar afallar.
Rüzgar: Benim kız kim?
Berk: Hadi bırak numarayı, Sıla işte.
Rüzgar: Bilmem gelir mi?
Berk: Ben senelerce barlarda dert
dinledim, buraya gelen müşteri konuşmasa bile gözünden anlarım, sen aşık
olmuşsun.
Rüzgar: Abi senden de bir şey
saklanmıyor.
Berk: Senin kafanda başka şeyler de
var ya neyse günü geldiğinde anlatmak istersen dinlerim.
Rüzgar ona derin derin bakar.
Rüzgar: Sağol kardeş, belki bir gün…
Sıla içeri girer. Rüzgar ne
yapacağını bilemez. Berk ise ona el sallayıp mutfağa doğru gider.
Sıla: Tolga merhaba, nasılsın?
Rüzgar’ın kalbi yerinden çıkacak gibidir.
Rüzgar: İyiyim sağol ya sen?
Sıla: Sana çok güzel bir haberim var,
iş buldum.
Rüzgar gülümser.
Rüzgar: Gerçekten mi, çok sevindim
nerede?
Sıla bir nefeste söyler.
Sıla: Canım Ülkem Gazetesi, Magazin
Bölümü’nde.
Rüzgar: Tam yeri!
Rüzgar aniden durur ve yüzü düşer kulakları
uğulduyordur, tüm gazetecilerden kaçarken bir tanesine aşık olmuştur.
Sıla: İyi misin, dondun kaldın?
Rüzgar: İyiyim…
Sıla: Bir kahve içimlik zamanım var
sonra evde çalışmam lazım.
Rüzgar: Peki.
Rüzgar şüphelenir. Sıla konuşurken
aklından bir sürü şey geçirir. İç sesini duyarız.
Rüzgar: Nasıl ya? Şimdi bu kız
magazinci mi oldu? Beni tanımıyor… Hadi Almanya’dan yeni geldiydi ama şimdi iki
güne kalmaz sırlarımı ortaya döker. Gazeteciye güven mi olur? Ne yapsam. Acaba
baştan beri biliyor muydu beni? Yem mi yoksa bu? Yemi mi yedim, daha yemedim
ama…
Sıla konuşur Rüzgar onu dinlemez.
Sıla: Arşiv bölümündeyim…
Rüzgar iç sesiyle düşünür.
Rüzgar: Arşiv mi? Eyvah tüm geçmişimi
öğrenecek… Adasu ile olan aşkımı. Ben bile inanmışım… Tarık beni mahvedecek. Of
ne yapsam ki? Boşver ya tadını çıkar. Çok da tatlı ya!
Sıla: Gün güzü görmedim bugün arşiv
alerji yaptı. Bak ellerim kaşınıyor.
Sıla konuşurken Rüzgar onun elini tutar.
Sıla da bir an durur ancak elini çekemez. Rüzgar kızın gözlerinin içine bakar.
Rüzgar: Bir kahve içimlik zaman bana
yetmiyor.
Sıla: Yarın akşam bana yemeğe
gelsene?
Sıla utandı, Rüzgar ise mutludur.
Gündönümü
58. OFİS İÇ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar stüdyo ofisinde akşamın
olmasını bekliyordur. WhatsApp’tan kıza yazmak istiyordur. Ona yazar “Selam, ne
pişiriyorsun?” sonra siler. “Sılaaaa! Ben kimim?” siler.
Rüzgar: Ne saçma?
Rüzgar yazar siler.
59. ARŞİV İÇ/GÜN
Sıla
O esnada Sıla telefonundan Rüzgar’ın
yazdığını görür ama yazı gelmez. Garip garip bakar.
60. OFİS İÇ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar telefonda yazı yazıp siler.
“Şimdi biz neyiz?” siler. “Aşkım desem sana” onu da siler. “Akşama ne
yiyeceğiz?” yanlışlıkla son yazdığı gider.
61. ARŞİV İÇ/GÜN
Sıla
Sıla telefona bakarken “Akşam ne
yiyeceğiz?” mesajı gelir.
Sıla: Baya romantik…
62. OFİS İÇ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar kendine kızar.
Rüzgar: Salak Rüzgar salasın oğlum,
direkt yemek mesajı gitti…
63. ARŞİV İÇ/GÜN
Sıla-Gül-Ahmet-Ercan
Sıla annesiyle konuşur.
Sıla: Anne akşama misafirim var sence
ne yemek yapmalıyım?
Gül: Şnitzel ve patates.
Sıla: Aaa süper.
Babası telefondan bağırır.
Ahmet: Hep aynı menü. Annenin
yıllanmış yemekleri…
Gül: Sen karışma lütfen.
Sıla: Tamam kavga etmeyin…
Gül: Yanına da güzel bir salata yap
kızım.
Annesi biraz tedirgin olur.
Gül: Misafir kim kızım?
Sıla: Bir arkadaş.
Gül: Sıla bak, büyük şehirde hemen
herkese güvenme, insanları evine alma kızım tamam mı?
Sıla: Tamam anne!
Ercan arşivde Sıla’yı ziyarete
gelmişken kulak kesilmiştir. Sıla’nın akşama bir misafiri olduğunu duyar. Sıla
Ercan’ı görür.
Sıla: Kapatıyorum şimdi görüşürüz.
Ercan: Sıla bu kadar çok çalışma sen
bize lazımsın!
Sıla: Ben hemen araştırmayı
bitireceğim, merak etmeyin.
Ercan onun sırtını sıvazlar Sıla ise
bu dokunuştan pek memnun kalmaz. Ercan elini çeker.
Ercan: Nasıl gidiyor, alıştın mı?
Sıla: Çok memnunun Ercan Bey size
nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
Ercan: Yapacağın bir haber bana
teşekkür etmeni sağlar.
Sıla: Ne yapmam gerekiyor?
Ercan: Sen merak etme gün gelecek ben
sana söyleyeceğim.
Sıla’nın haber denilince gözleri
parlamıştır. Ercan da onu gaza getirmeye devam eder.
Ercan: Bir gün iyi bir gazeteci
olacaksın, bunun için önce çok çalışman lazım, her şeyi bilmen lazım...
Magazini takip ediyor musun?
Sıla kafasını iki yana sallar.
Ercan: Son dönem şarkıcıları,
popçuları bilir misin?
Sıla yine hayır anlamında kafasını
sallar. Ercan’ın içi biraz rahatlar.
Ercan: Boşuna kafanı yorma sen arşiv
ile ilgilen, onun da günü gelir Sıla, hadi sana kolay gelsin.
Sıla ise adamın ne demeye çalıştığını
pek anlamamıştır.
64. OFİS İÇ/GÜN
Rüzgar-Adasu-Tarık-Prodüktör-CoDog-Organizatör
Rüzgar ise Adasu ile birlikte
prodüktörün ofisinde oturur. Rüzgar telefona bakar, Sıla’dan mesaj gelmemiştir.
Yanlarında Tarık da vardı. Co-Dog ise kapının yanında ayakta prodüktörün aldığı
ödüllere bakar.
Rüzgar: Tarık neden buradayız? Ters bir
durum mu var?
Adasu: Bir arıza varsa hiç kaldıramam
kaç gündür deli gibi çalışıyorum.
Tarık: Sakin olun kendisi size anlatır.
Adasu: Konserden sonra Amerika’ya
uçacağım bileti de aldım, sıkıldım buralarda.
Rüzgar: Benim de kendime göre
programım var.
Tarık: Siz ek iş gibi düşünüyorsunuz
bunu herhalde.
Adasu ve Rüzgar sesini çıkarmaz.
Tarık: Rüzgar Bey sizinle sonra konuşacağız,
şu aşk meşk mevzuları rayından çıkardı seni.
Rüzgar tam söylenecekken kapı açılır
prodüktör ve organizatör gelir.
Organizatör: Millet size bir iyi bir
de kötü haberim var.
Tarık: Önce kötü haberi öğrenelim.
Organizatör: Konser bir hafta ertelendi.
Adasu: Hayır.
Rüzgar: Olamaz neden abi?
Adasu: Offf Co-Dog kaldık buralarda.
Co-Dog sakindir. Prodüktör atılır.
Prodüktör: İyi haberi sormadınız?
Adasu: Konser iptal olmadı mı?
Organizatör: 2 haftalık Almanya
turnesi kazandınız!
Rüzgar ve Adasu sevinmezler.
Tarık: Süpper işte böyle!
Tarık organizatör ve prodüktörle el
sıkışır. Co-Dog Adasu’ya öpücük atar kızın yüzü güler. Rüzgar’a mesaj gelir
Sıla “Şnitzel-Patates yiyeceğiz” yazmıştır. Rüzgar sevinir.
Rüzgar: Heyt be yaşasın!
Rüzgar hepsine sarılır, Adasu ile
ikisi sevinçlidir.
65. RÜZGAR EV-Y.ODASI İÇ/GECE
Rüzgar
Müzikaltı
Rüzgar aynanın karşısında 3 kez
kıyafet değiştirir. En sonunda kot gömleğini giymeye karar verir.
66. SILA EV-MUTFAK İÇ/GECE
Sıla
Sıla ise evde tavukları dövmekle
uğraşır. Beyaz şarabı buzluğa yerleştirir. Yemek hazırlamak onu biraz yormuştur.
67. RÜZGAR GARAJ İÇ/GECE
Rüzgar
Rüzgar garajında bulunan eski model bir
arabaya biner. Gece gezmeleri çakılmasın diye eski bir araba satın almıştır.
68. SILA EV-MUTFAK İÇ/GECE
Sıla
Sıla yemeklere bahar hepsi hazırdır.
Mutlu olur.
69. SILA KAPI ÖNÜ DIŞ/GECE
Rüzgar
Rüzgar tam Sıla’nın evine girecekken
ona hediye almadığını anlar. Bahçedeki çiçekleri görür, kimseye çaktırmadan bir
iki tane çiçek koparır.
Müzik biter.
70. SILA EV-SALON İÇ/GECE
Rüzgar-Sıla
Sıla Rüzgar’ın elindekileri görünce
çok mutlu olur.
Rüzgar: Senin kadar güzel değil ama…
Sıla: Çok naziksin, teşekkür ederim.
Rüzgar: Burnuma mis gibi kokular
geliyor.
Sıla: Açsan hemen başlayalım.
Rüzgar: Tüm gün bir şey yemedim.
Sıla yemekleri getirir, masaya otururlar.
Sıla: Bugün nöbetin yok herhalde?
Rüzgar bir an Tolga olduğunu hatırlar
ve bir doktor edasıyla,
Rüzgar: Vardı da ben bir arkadaşla
değiştim, yemeği kaçırmak istemedim.
Sıla gülümser.
Sıla: Senin hakkında çok az şey
biliyorum, açıkçası ilk etapta kimseyi eve davet etmem... Ama sana inanılmaz
bir güven duygusu hissediyorum.
Rüzgar’ın gerilmeye başlar. Sıla
duraklar.
Sıla: Tolga eğer bir ilişkiye
başlayacaksak birbirimizden bir şey gizlemememiz lazım, demek istediğim, umarım
bu ilişki ikimizi de üzmez.
Rüzgar, Sıla’nın elini tutar.
Rüzgar: Neden üzülelim ki? Hem aşk
her şeyi çözer değil mi?
Sıla bir an gözleri dolar, gizlemeye çalışır.
Sıla: Çok duygusallaştım ama üzülmek
istemiyorum.
Sıla cam kenarına gider.
Sıla: Kusura bakma kendimi
tutamıyorum. Tam yemek zamanı…
Rüzgar Sıla’ya yaklaştı ve ona sarılır.
71. SILA EV ÖNÜ DIŞ/GECE
Ercan-Sıla-Rüzgar
Ercan dışarıda olup biteni görmek
için fotoğraf makinesini başının üstünde tutar ve rasgele deklanşöre basar.
Ancak hiçbir fotoğraf kadraja giremiyordur. Ne olup bittiğini göremez.
Ercan: Of ya boyum da kısa değil ki…
Ne yapsam ne yapsam? Hah buldum.
Sinirle etrafına bakarak üstüne
çıkacağı bir platform arar. Uzakta birkaç kaldırım taşı görür ve onları tek tek
taşımaya başlar.
72. SILA EV-SALON İÇ/GECE
Sıla-Rüzgar
Sıla gözyaşlarını siler. Rüzgar ona
sarılmıştır. Rüzgar Sıla’yı öpmek üzeredir.
Rüzgar: Sıla ben senden bir şey
gizlemeyeceğim...
Sıla: Lütfen, her şeyi söyle.
Rüzgar bir an ünlü olduğunu söyleyip
kızın affına sığınmaya karar vermiştir. Derin bir nefes alır, Sıla onun
gözlerinin içine bakıyordur. Rüzgar Sıla’nın dudaklarına yaklaşır.
Rüzgar: Şu an bulutların üzerindeyim.
73. SILA EV ÖNÜ DIŞ/GECE
Ercan-Sıla-Rüzgar
Ercan da kaldırım taşlarının
üzerindedir. Tam fotoğraf çekecektir ki taşların üzerinden düşer.
Ercan: Aaa! Hay sizin gibi taşların.
Onları tekrar dizmeye başlar.
74. SILA EV-SALON İÇ/GECE
Sıla-Rüzgar
Rüzgar itirafa hazırdır.
Rüzgar: Ben aslında...
Rüzgar konuşurken apartmanda bir
çığlık kıyamet yükselir. Sıla irkilmiştir ikisi birbirinden uzağa fırlarlar.
75. SILA KAPI ÖNÜ DIŞ/GECE
Ercan
Ercan da içeride ne olduğunu
anlamamıştır. Bakakalır.
Ercan: Nereye fırladı bunlar?
76. SILA EV-ANTRE İÇ/GECE
Sıla-Rüzgar-FGR
Karşı komşu kapı önünde kalp krizi
geçiriyordur. Sıla hemen Rüzgar’a seslendi.
Sıla: Tolga koş adamı kurtarmalısın!
Rüzgar ne yapacağını şaşırır. Adamın
gözleri dönmüştür. Sıla ondan hastaya müdahale etmesini bekliyordur oysa Rüzgar
adamı izliyordur.
Sıla: Tolga şokta mısın, adamı kriz
geçiriyor, müdahale et hadi…
Sıla adama döner.
Sıla: Amca iyi misin gözlerime bak!
Adam: Rüz rüz rüzgar...
Rüzgar tanındığını anlamış ve gözleri
büyümüştür. İçinden söylenir.
Rüzgar: Adam ölüm döşeğinde ama beni
de tanımaktan geri kalmıyor.
Rüzgar adama dokunamadı bile nutku
tutulmuş gibi olup biteni izler.
Sıla: Ambülansı arayan var mı?
Sıla adama yardım ederken bir çocuk
gelir, Rüzgar’ı tanır.
Çocuk: Annemler aradı 5 dakikaya
gelir abla, aaa kim var, anne!
Çocuk bağırarak eve döner. Rüzgar’ın
alnından terler boşanıyordur. Sıla ona kızar ve bir tokat atar.
Sıla: Tolga yardım etmen lazım, çık
hemen şoktan.
Rüzgar: Önemli bir şey yok.
Apartman sakinleri birer ikişer oraya
gelirler. Yaşlı bir teyze elinde kolonyayla adamı ayıltmaya çalışırken gerçek
bir doktor üst kattan iner ve hemen adama gereken müdahaleyi yapmaya başlar.
Kadın: Biraz ferahlarsın…
Doktor: Açılın ben bakayım.
Sıla Rüzgar’ın neden bir şey
yapmadığını anlamaz. O da apartman sakinlerinin onu tanımaya başlamasından
dolayı korkmuştur. Tek amacı Sıla’nın evine geri dönmektir.
Üst kattaki velet imza istemek için
Rüzgar’a doğru geliyordur. Rüzgar Sıla’yı tutar.
Rüzgar: Midem bulanıyor.
Rüzgar banyoya girer. Sıla ise
insanları sakinleştirmek için canla başla uğraşır.
Sıla: Sakin olun, amca nefes al.
77. SILA EV-BANYO İÇ/GECE
Rüzgar-Çocuk
Rüzgar banyoda kusma numarası
yaparken çocuk kapının önüne gelir. Rüzgar gölgesinden korkar.
Çocuk: Rüzgar Abi imza verir misin?
Rüzgar: Köy yanarken deli kız
taranırmış.
Çocuk kapıyı açar.
Çocuk: Abi imza?
Rüzgar imza atar.
Rüzgar: Kimseye söyleme aramızda sır
tamam mı?
Çocuk kafasıyla tamam işareti yapar
mutlu çıkar. Ambülans sesi tüm sokakta yankılanır.
78. SILA EV ÖNÜ DIŞ/GECE
Ercan-FGR
Ercan dışarıda neler olup bittiğini öğrenmeye
çalışır. Çocuk elindeki deftere bakarken Ercan ona neler olduğunu sorar.
Ercan: Ufaklık yukarıda neler oldu?
Çocuk: Bir amca hastalandı.
Ercan: Onu anladım başka?
Ercan defterdeki imzayı görür gözü büyür.
Ercan: Sen Rüzgar abinden imza mı
aldın?
Çocuk bir an güler tam eve diyecekken
aklına verdiği söz gelir.
Çocuk: Sır.
Ercan çocuğun elinden defteri
çekiştirirken çocuk ona tükürür. Ercan sinirli kalır. Uzaktan bir aracın
hareket ettiğini görür, Rüzgar gitmiştir.
79. SILA EV-SALON İÇ/GECE
Sıla
Sıla Rüzgar’ı arar bulamaz. Rüzgar
ona mesaj gönderir. “Acil durum için hastaneye gidiyorum, telafi edeceğim”.
Sıla mesajı okur ama kızamaz. Camdan bakar. Rüzgar kalp emojisi gönderir. Sıla
da ona gülücük gönderir.
80. RÜZGAR EV İÇ/GECE
Rüzgar
Rüzgar eve girer duvarları yumruklar.
Gergindir.
81. RÜZGAR EV-BANYO İÇ/GECE
Rüzgar-Tarık
Sinirden üstündekileri çıkarıp atar
ve küvete girer. Bir yandan da içer. Rüzgar biraz kafası güzel olunca suya girer
ve ölmek istercesine nefesini tutmaya başlar. Suyun altındadır. Bir el onu
dışarı çeker. Tarık içeri girmiştir. Rüzgar nefes alır, kızgın gözlerle ona bakar.
Rüzgar: Bitti artık.
Tarık: Ben buradayken mi intihar
edeceksin?
Rüzgar: İntihar etmeyeceğim ama şu
anlaşma saçmalığından yarın kurtulacağım.
Tarık irkilir.
Tarık: Rüzgar ne bu şimdi? Şu
gitgellerine bir son ver artık!
Rüzgar: Tamam işte gideceğim.
Tarık onu sakinleştirmek ister.
Tarık: Bak sen bi rahatla yarın
konuşuruz bunu.
Rüzgar: Konuşacak bir şey yok para
mara istemiyorum ben Sıla’yı istiyorum.
Tarık kalakalmıştı. Rüzgar doğrulur,
havluya sarınır.
Tarık: Sıla kim? Nerede tanıştın?
Oğlum kız kim olduğunu biliyor mu?
Rüzgar: Çok mu korktun? Beni Tolga
diye bir doktor sanıyor.
Tarık: Oğlum iki hayat mı yaşıyorsun
sen?
Rüzgar: Evet ama teke indireceğim.
Tarık: Teke indiğinde yine Rüzgar
olacaksın, şarkıcı Rüzgar.
Rüzgar derin derin suya bakar, biraz
sakinleşir.
Tarık: Bana bak bu kız yem falan
olmasın, ne bileyim rakip firmadan, gazetecilerden falan?
Rüzgar: Yoo Almanya’dan yeni gelmiş,
bir şeyden haberi yok, ama söyleyeceğim hepsini.
Tarık derin bir nefes alır.
Tarık: Yeter artık içme, yarın sabah
program var onu söylemeye geldim.
Rüzgar: Ne programı?
Tarık: Adasu “Renkli Sayfalara”
çıkıyor, sende bir 5 dakika uğrayıp ona sürpriz yapacaksın.
Rüzgar: Orada mı açıklasam her şeyi
acaba?
Tarık: İsabet olur.
Rüzgar içecekken Tarık elinden
bardağı alır.
Tarık: Tamam yoksa uyanamayacaksın.
Rüzgar: İçeri girmene kızmadım!
Tarık: Rüzgar yarın ne giyeceğine bir
bakalım, stilist mesaj attı hepsini dolaptan bulmam lazım.
Rüzgar: Yatak odama da girebilirsin.
Tarık içeri girer.
82. RÜZGAR EV-Y.ODASI İÇ/GECE
Tarık-Rüzgar
Rüzgar’ın yatağa uzanır. Tarık
dolapta kıyafet bakar.
Gündönümü
83. RÜZGAR EV-Y.ODASI İÇ/GÜN
Rüzgar-Tarık-Hizmetçi
Rüzgar derin derin uyurken Tarık onun
başındadır. Sabah olmuştur.
Rüzgar: Sen burada mı kaldın?
Tarık: Sen kariyerini tehlikeye
atabilirsin ama ben asla!
Rüzgar güler.
Tarık: Bugün çok bir şey yapmana
gerek yok, Adasu kızlarla dedikodu yapacak, ilişkisini anlatacak...
Rüzgar, Tarık’ın lafını böler.
Rüzgar: Co-Dog ile olanı mı?
Tarık: Çok komiksin... Sonra sen
sürpriz bir şekilde gelip arkasından Adasu’ya sarılacaksınız.
Rüzgar yataktan doğrulur.
Rüzgar: Büyük sürpriz.
Tarık: Bunun için iyi bir para
alacaksınız.
Rüzgar: Para istemiyorum.
Tarık: Senin bir ailen var.
Rüzgar bozulur. Hizmetçi kahvaltıyla
gelir.
Hizmetçi: Günaydın Rüzgar Bey.
Rüzgar: Günaydın. Ama aç değilim.
Hizmetçi ve Tarık ona dik dik bakarlar.
Rüzgar: Tamam tamam.
Rüzgar yemeğe başlar.
84. TV PROGRAMI İÇ/GÜN
Rüzgar-Adasu-Tarık-CoDog-FGR
Rüzgar kanalda programa çıkmak için
bekler. Kızlar gelir, imza isterler. Rüzgar onlarla fotoğraf çektirir. Bir ara
eli telefona gider, Sıla’nın numarasına bakar vazgeçer. Co-Dog da stüdyonun
köşesinde Adasu’yu izler. Adasu, kibar kibar Rüzgar ile olan ilk tanışmasını
anlatır.
Adasu: Rüzgar ile stüdyoda
karşılaşmıştık o an kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpmaya başlamıştı…
Rüzgar da onu ilk defa dinliyordur,
öykü pek hoşuna gitmez. Stüdyo şefinin işaretiyle Rüzgar canlı yayına girer ve
Adasu’ya sarılır. Sunucu kızlar alkışlarlar.
Sunucu 1: Adasu sana sürpriz yaptık
beğendin mi?
Adasu: Rüzgar inanmıyorum.
Rüzgar: Büyük sürpriz benim!
Sunucu 1: Birbirinize gerçekten çok
yakışıyorsunuz.
Adasu: Teşekkür ederim.
Tarık telefonundan Twitter’a bakar. Adasu
ve Rüzgar TT olmuşlardır. Hemen bir fotoğraflarını çekip Rüzgar’ın Instagram
hesabından paylaşır. Altına da yazdı “Aşkıma sürpriz yaptım!” Tarık Rüzgar’a
bakar Rüzgar kameraya kilitlenmiştir, etrafında program devam eder. Kameradan
Rüzgar’ı görürüz.
85. RÜZGAR EV İÇ/GÜN
Rüzgar-Tarık-FGR
Rüzgar kapıyı annesi açınca şoke olur.
Anne: Oğluuuum kuzuuuuum!
Kadın Rüzgar’ı bağrına basar. Abisi,
babası ve yeğenleri de oradadır.
Baba: Adasu kızım nerede? Programdan
sonra eve mi gitti?
Rüzgar: Adasu mu? Evine gitti
herhalde bilmiyorum.
Anne: Beni aradı yemek daveti için
teşekkür etti ve geleceğini söyledi.
Rüzgar: Yemek daveti mi?
Tarık sessizce,
Tarık: Sen de mala bağladın. Tamam de
işte.
Rüzgar afallar salondan 2 yeğeni
koşarak bacaklarına sarılırlar. Rüzgar onları kucakladı.
Çocuklar: Amca! Amca!
Abi: Amcayı özlemişler…
Rüzgar: Herkes gelmiş, haberim
olsaydı…
Anne: Sürpriz yapalım dedik
özlemişsindir.
O an Tarık ile annesi kısa bir
bakışma yaşar. Rüzgar da bunu aynadan farkeder.
Tarık: Ben kaçayım size iyi hasret
gidermeler.
Bir süre sonra
Rüzgar ve ailesi yemektelerdir. Hep
bir ağızdan konuşurlar. Abisi Rüzgar’ın kulağına eğilir.
Abi: Çocukların okul taksiti için
teşekkür ederim vallahi Rüzgar sen olmasan ne yapardık bilmiyorum.
Rüzgar abisinin sırtını sıvazlar ve
minik yeğenlerinin masum suratlarına bakar. Bir lokma daha yemeğinden almıştır
ki babası fısıldar.
Baba: Oğlum dev plazma televizyon çok
iyi oldu, gözüm görmüyormuş ekrandakileri.
Hepsi güler. Rüzgar bu teşekkür
faslından sıkılır, tuvalete gider.
86. RÜZGAR EV-WC İÇ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar Sıla’yı arar, telefon
çalmayınca söylenir.
Rüzgar: Kız yine telefonu çekmeyen
bir yerde, arşivde magazin tarihini gömülmüştür. “Magazin Tarihi” ileride böyle
bir ders olur mu acaba? “Osmanlı Tarihi” gibi... Ne kadar saçma. Tüm tarihler
saçma. Tarihin yararı ne? Off.
Rüzgar klozetin üzerinde otururken
telefon çalar panik olur. Arayan Sıla’dır. Rüzgar telefonu yere düşürür tam
açacakken kapanır.
Rüzgar: Salak Rüzgar salak!
Rüzgar onu tekrar arar ve kızın iç
ısıtan, neşeli sesini duyar.
Sıla: Tolga nasılsın? Kusura bakma
alt katta telefon pek iyi çekmiyor.
Rüzgar: Önemli değil sesini duymak
istedim, ben iyiyim ya sen nasılsın?
Sıla: Tüm gün çalıştım bugün patron
biraz acımasızca davrandı. Gerçi bir fotoğrafçı çocuk da bana yardıma geldi
fena olmadı. Hamdi amcayı sormuyorsun?
Rüzgar: O kim?
Sıla: Hani apartman komşumuz kalp
krizi geçiren…
Rüzgar: Sahi ne oldu?
Sıla: Sen baya şoka girmişsin pek
anlamadım ama neyse…
Rüzgar: Ciddi bir şey yok… Yoktur
herhalde.
Sıla: Haklısın, gaz sancısıymış.
Rüzgar rahatlar güler. Rüzgar
fotoğrafçı çocuğa takılmıştı ama soramıyordur.
Rüzgar: Yalnız mısın? Eve mi
gidiyorsun?
Sıla: Evet gidip güzel bir duş
alacağım...
Rüzgar: Peki yarın için konuşuruz o
zaman sen iyice dinlen.
Sıla: Tamam söz yarın daha enerjik
olacağım, hatta seni bir yere götüreceğim.
Rüzgar: Heyecanla sürprizini
bekliyorum.
Rüzgar telefonu kapadı ve oturduğu
klozetten kalkmaya niyeti yoktur. Kapıyı aniden açan yeğenleri tüm heyecanını
kursağında bırakmıştır.
Çocuklar: Amca! Hadi oyun oynayalım.
87. ARABA İÇ-DIŞ/GÜN
Rüzgar-Sıla
Rüzgar ikinci el aracıyla Sıla’nın
kapısında beklerken kız koşarak binadan çıkar.
Sıla: Günaydın, yalnız bir şartım var
arabayı ben kullanacağım.
Rüzgar şaşırır ve arabadan inme
gereği bile duymadan yan koltuğa geçer. Memnun olur.
Rüzgar: Ben yol boyu uyurum o zaman.
Sıla: Gerçekten uyumayı mı
düşünüyorsun? Konuşacak o kadar şeyimiz varken...
Rüzgar tedirgin.
Rüzgar: Ne gibi? Konuşmak derken…
Sıla: Geçmiş, gelecek…
Rüzgar derin düşünceliyken,
Sıla: Çabuk söyle ne düşünüyorsun?
Rüzgar aniden,
Rüzgar: Aileme maddi açıdan destek
olduğum için kendimi özgür hissedemiyorum.
Sıla şaşırmadı o da lafı yapıştırır.
Sıla: Ailene zaten bakmakla
yükümlüsün...
Rüzgar toparlamaya çalışır.
Rüzgar: Boşver bugün güzel şeylerden
bahsedelim, beni nereye götürüyorsun?
Sıla: Çok şaşırır mısın bilmiyorum
ama Ağva tarafında gizli bir koy buldum, orada piknik yapıp yüzebiliriz.
Rüzgar: İnşallah kimse yoktur.
Sıla: Olsa ne zararı var ki?
Rüzgar yutkunur tanınma korkusu sarar.
Rüzgar: Benim insanlara alerjim var.
Sıla kahkahalarla güler.
Rüzgar: Eee piknik için ne hazırladı
hamarat kızımız?
Sıla hemen saymaya başlar.
Sıla: Patates salatası, kızartma,
kuskus salatası ve peynir tabağı.
Rüzgar’ın ağzının suyu akar. Akan
suyu kızın üstüne silmeye çalışır. Sıla direksiyonu kırdı az daha bir arabaya
çarpacaklardır.
Rüzgar: Hiç iyi bir şoför değilsin.
Sıla: Sen de çok pissin.
İkisi güler, Rüzgar kızı yoklar.
Rüzgar: İş nasıl gidiyor?
Sıla: İş fena değil, bildiğin gibi
arşivdeyim, bodrum kattaki eski gazetelerle vakit geçiriyorum.
Rüzgar: Ünlüler hakkında dedikodu var
mı?
Sıla: Ben güncel magazinde değilim
bilmiyorum, aslında haklısın takip etmem lazım ama çok sıkıcı geliyor, sanırım
magazin bana göre değil ben araştırmacı gazeteci olmak istiyorum.
Rüzgar: Tamam o zaman gitme o işe bir
daha.
Sıla: O kadar kolay değil Tolga Bey,
aileme başardığımı göstermem lazım, beni oradan kovarlarsa ancak giderim yoksa
bir yere ayrılmam.
Rüzgar dışarı bakar.
Rüzgar: Bu ağaçlardan Boston’da daha
fazla var.
Sıla: Almanya’da benim bulunduğum
kentte bir orman var aklın hayalin almaz, ucu bucağı yok.
Rüzgar: Bu kent mahvoldu.
Sıla: Zaten çok ağaçlık değildi.
Rüzgar: Beni Almanya’ya götür, annen
ve babanla tanışırım.
Sıla gerilmişti elleri titremeye
başlar. Bir süre sessizlik olur. Yollarına bir hayvan sürüsü çıkar. Sıla bekler.
Rüzgar: Kenardan geçebilirsin.
Rüzgar Sıla’nın direksiyondaki
ellerini tutar ve yanağına bir öpücük kondurur. Tam o esnada Sıla’nın bulunduğu
camdan bir hayvan bağırır. Romantik yakınlaşma yarım kalır. Tarık Rüzgar’a
mesaj atamıştır “Akşam ailenle Petek Restoran’da bir yemek var, 7’de orada
ol!”. Rüzgar mesajı hemen siler. Sıla ise durumu farkeder.
Sıla: Bir hayranından mı?
Rüzgar bir an durdu ve Sıla’nın ünlü
olduğunu ima ettiğini düşünür. Ama kendini ele veremez.
Rüzgar: Yok reklam mesajı.
Sıla: Ben hepsini engelledim artık
mesaj gelmiyor.
Rüzgar: Benimkileri de engellersin.
Sıla ile bakışırlar.
88. DENİZ KIYISI DIŞ/GÜN
Sıla-Rüzgar
İkisi sonunda gizli koya varırlar.
Rüzgar arabanın bagajındaki sepetleri alır ve bir ağaç altına piknik mekanını
kurar, Sıla dayanamaz. Rüzgar’ın elini tutup çekiştirir, Sıla bir çırpıda
üstündekileri çıkarır ve koşarak suya girer. Rüzgar Sıla’nın güzel vücuduna
bakmaktan kendini alamaz. Ve o da hemen arkasından denize atlar. Derin derin
yüzerler ve romantik zaman geçirirler. Sudan çıkarlar. Rüzgar kendi tabağına
koymadan salataları yemeğe başlar. Şarap eşliğinde yemeklerini yerler. Rüzgar
uzanır ve horuldar. Sıla denizi izlerken horlama ile sarsılır. Kız hiç sesini
çıkarmadan onu izler, ellerini, yüzünü, dudaklarını... Sıla hemen yanına uzanır.
Rüzgar gözünü açtığında onu izleyen Sıla’yı görür ve bakışmaya başlarlar. Bir
süre sonra beraber uykuya dalarlar.
Bir süre sonra
Rüzgar ve Sıla uyanırlar. Saat geç
olmuştur güneş batmak üzeredir. Rüzgar bir an saate bakar yemeğe geç kaldığını
anlar Sıla’ya belli etmez.
Sıla: Güneş ne kadar güzel batıyor
değil mi?
Rüzgar sessizdir.
Sıla: Bir şey söylemedin.
Rüzgar: Bu anı bozmak istemiyorum.
Sıla hafif kızar.
Sıla: Ne demek şimdi ben bozdum mu?
Rüzgar kaşlarını kaldırır.
Sıla: Bu mimikler ne beyefendi? Ben
sadece güneşin güzel olduğunu söyledim. Sadece ‘evet’ diyecektin.
Rüzgar lafını böler.
Rüzgar: Kadınlar gerçekten dırdırcı
mı oluyor acaba?
Sıla ayağa kalkar. Piknik
malzemelerini gösterir.
Sıla: Bunları arabaya taşırsın artık.
Sıla araca doğru gider. Rüzgar kalkar
eşyaları alır, arabaya koyar. Sıla arabaya yaslanmış güneşi izlerken Rüzgar bir
an onu tutar öper. İkisi günbatımını izlerler.
89. RESTORAN İÇ/GECE
Rüzgar Anne-Baba-Abi-Adasu-Tarık
Rüzgar’ın ailesi restorandadır. Annesi
oğluna telefonu uzatır.
Anne: Oğlum çek bizi babanla da
feysbuka koyalım.
Abi: Anne sırası mı yemek gelmedi
daha.
Annesi babasına yanaşmış poz verir.
Anne: Hadi çektin mi?
Abi rasgele bir tane çeker.
Anne: Güzel çek, birkaç tane daha.
Abi: Of anne!
Torun: Ver baba ben çekeyim.
Çocuk telefonu alır, babaannesinin
fotoğrafını çeker.
Anne: Ver bakayım nasıl çıktık?
Telefonu torunundan alır.
Anne: Bu ne kafamız yarım çıkmış. Hay
Allahım ikiniz bir tane düzgün fotoğraf çekemediniz.
Baba: Bitti mi çekim şeyleri?
Anne: Bitti, olduğu kadar.
Anne fotoğrafı alır sosyal medyaya
koyar. Altına “Anneciği ve babacığı Rüzgar’ı bekliyor” yazar.
Abi: Anne abartma, biz de varız
burada.
Baba: Ne yapalım sen meşhur olamadın.
Abi biraz ezik.
Abi: Yeteneğimiz yokmuş.
Çocuk: Baba ben yetenekli miyim?
Abi: Yetenek küpüsün.
Çocuk 1: Peki ben?
Abi: Sen de.
Çocuk: Baba sen de yeteneklisin, çok
güzel oyuncak tamir ediyorsun.
Babaları övünür, annesine bakar.
Abi: Övgüyü gereken yerden aldım.
O sırada Tarık gelir. Tarık hemen
Rüzgar’ın annesinin elini öper. Adasu arkasından elinde telefon yürür.
Tarık: Valide sultan nasıllar?
Anne: Tarık oğlum iyiyim teşekkür
ederim sen nasılsın?
Tarık baba, abi ile selamlaşır.
Baba: Tarık Bey oğlum doğru yere
çalışıyor.
Tarık: Siz de çok yakışıklı bir
beyefendi olmuşsunuz.
Adasu gelir.
Adasu: Selam! Rüzgar nerede?
Adasu oturmaya pek hevesli değildir.
Tarık ona bir sandalye çeker.
Tarık: Buyurun küçük hanım.
Adasu mecbur oturur, herkes heyecanla
ona bakar.
Adasu: Rüzgar gelecek değil mi?
Tarık: Az sonra burada olur.
Tarık oradan uzaklaşır.
Anne: Nasılsın kızım iyi misin?
Adasu: Mersi fena değil.
Masa sohbet eder.
90. BENZİN İSTASYONU DIŞ/GECE
Rüzgar-Sıla
İkisi benzin istasyonunda durmuştur. Arabada
Rüzgar’ın telefonu kalmıştır, çalar arayan Tarık’tır. Sıla görür. Rüzgar
tuvalettedir. Sıla renkli-ışıklı tabelaların fotoğrafını çeker. Rüzgar’ın
telefonu tekrar çalar arayan Adasu’dur. Üst üste arar Sıla telefona bakacakken
Adasu mesaj yazar “Neredesin?”. Sıla şaşırır. Rüzgar gelir.
Sıla: Telefonun susmadı.
Rüzgar: A kim arar ki beni?
Sıla: Adasu.
Rüzgar bir an kalır. Telefonuna
bakar, mesajı görür.
Rüzgar: Ha bizim hemşire,
nöbettelerse bana bulaşıyorlar.
Sıla: Tarık da bulaştı.
Rüzgar gerilir. Tarık’ın aramasını görür.
Rüzgar: Aman bu da narkozcu Tarık.
Sonra ararım onları.
Sıla pek ikna olmaz, arabaya binerler.
91. RESTORAN İÇ/GECE
Adasu-Rüzgar Ailesi-FGR
Rüzgar’ın annesi telefonu gösterir.
Anne: Adasu kızım hadi hep birlikte
fotoğraf çekilelim.
Adasu güler, hemen toplu selfie yapar.
Adasu: Gülümseyin!
Adasu fotoğrafı instagrama koyar.
Anne: Kızım bana da atar mısın?
Adasu: Siz benden repost yapın.
Baba: Bak şimdi aklımızı karıştırma.
Hepsi gülerler.
Adasu: Verin ben halledeyim.
Adasu kadının telefonu alır,
fotoğrafı koyar Rüzgar’ı tagler.
92. ARABA İÇ/GECE
Rüzgar-Sıla
Rüzgar telefona gelen bildirimi görür.
Fotoğrafı açar, herkes restoranda yemektedir. Sıla ona bakar, Rüzgar telefonu
gizler gibidir, onları like eder. Altına ‘geliyorum trafikteyim’ yazar.
Sıla: Hayrola?
Rüzgar: Arkadaşlar fotoğraf koymuşlar
da.
Sıla: Senin sosyal medya hesabın var
mı? Ben uzun zamandır kullanmıyorum da.
Rüzgar: Var tabi ‘drtolgaaaaa’
Rüzgar uydurmuştur, Sıla güler.
Sıla: Kaç ‘a’ var?
Rüzgar: Çooook!
93. SILA EV ÖNÜ DIŞ/GECE
Ercan-FGR
Ercan eski bir arabanın içinde
bekler. O esnada mendil satan çocuk gelir, aniden cama yapışır. Ercan irkilir.
Ercan: Ulen ödümü kopardın.
Çocuk: Abi mendil alır mısın?
Ercan: İstemem.
Çocuk: Abi lütfen.
Ercan: Hadi uzaklaş buradan.
Çocuk mırıldanarak gider.
94. ARABA-SOKAK İÇ-DIŞ/GECE
Sıla-Rüzgar
Rüzgar ve Sıla arabayla Sıla’nın
evine doğru yanaşırlar. Rüzgar park eder, Sıla iner. Rüzgar arabadan görülecek
diye inmek istemez, kapüşonu geçirir. Sıla ona anlamsız bakar.
Sıla: İyi misin? Deniz-güneş çarpmadı
umarım.
Rüzgar: Sen çarptın.
Sıla güler.
Sıla: Yukarı gelsene.
Rüzgar bir an düşünür yüzünde
hınzırca bir gülümseme belirir. Hayal
sahnesi başlar.
95. SILA EV-Y.ODASI İÇ/GECE
Sıla-Rüzgar-CoDog
Rüzgar Sıla’nın odasındadır. Seksi
bir müzik çalar. İçeriden jartiyeriyle Sıla gelir. Sıla yavaş yavaş soyunur,
Rüzgar çok mutludur, onu yatağa atar. Rüzgar sevinçlidir. O esnada odadaki
küçük televizyonda Co-Dog çıkar.
Rüzgar: Sen ne yapıyorsun?
Co-Dog: Hey dostum! Bir şarkı yaptım
sana.
Rüzgar: Bana mı?
Co-Dog: Bak dinle.
Co-Dog rap bir şarkı söyler.
Sözlerinde Rüzgar’ın içinde bulunduğu karışık durumu anlatır. Rüzgar’ın
konsantresi dağılır.
Rüzgar: Sevmedim şarkıyı,
istemiyorum.
Sıla: Beni istemiyor musun?
Rüzgar: İstiyorum, karıştırma dur.
Şarkı kötü.
Co-Dog: Öyle deme dostum listelerde
haftalardır 1 numara.
Rüzgar bakar Sıla şarkı söyler.
Sıla: Rüzgar! Sana şarkı yazdım.
Rüzgar: Oha! Daha neler? Rüzgar mı?
Şarkı mı yeter!
Rüya sahnesi biter.
96. ARABA-SOKAK İÇ-DIŞ/GECE
Rüzgar-Sıla
Sıla Rüzgar’ı dürter.
Sıla: Hakikaten sen çarpılmışsın. Cam
açık geldin koca yol Rüzgar kulaklarına işledi tabi.
Rüzgar: Hasta mı oldum ya?
Sıla: Onu en iyi sen bilirsin.
Rüzgar: Yok bir şeyim, turp gibiyim.
Sıla: Hadi yukarı gel.
Rüzgar hemen arabadan çıkar. Sıla ile
kapıya yürürler, Rüzgar onu öper.
97. ARABA-SOKAK İÇ/DIŞ-GECE
Ercan-Sıla-Rüzgar-FGR
Rüzgar ve Sıla kapının önündedir,
öpüşürler. Ercan hemen makinesini ayarlar. İkisinin fotoğraflarını çekecektir
ancak önüne dilenci çocuk gelir. Ercan sinirlenir.
Çocuk: Abi Allah rızası için dedim…
Ercan: Şimdi sana gösteririm.
Çocuk: Abi tehdit etme beni…
Ercan: Çekil önümden.
Ercan istediği pozu yakalayamaz.
Ercan: Şimdi sana gösteririm.
Çocuk: Abim kızar ama.
Ercan çocuğun gösterdiği abiye bakar,
köşede bir serseri pis pis ona bakar. Ercan mırıldanır.
Ercan: Hepsi mafya bunların,
sokakları pisletiyorlar.
Ercan son anda öpüşürken fotoğraf
çeker. Mutlu olur. Sıla Rüzgar yukarı çıkar.
Ercan: Aferin oğlum Ercan.
98. SILA APARTMAN İÇ/GECE
Sıla-Rüzgar-FGR
Sıla Rüzgar ile merdivenleri çıkar.
Sıla önden gider kapıyı açar. Anne ve babası evdedir.
Anne-Baba: Sürpriz!
Sıla: Aaa!
Anne: Canım kızım!
Sıla: İnanamıyorum anne siz mi
geldiniz?
Rüzgar merdivenlerde sesleri duyar,
düşecek gibi olur. Bir an yürürken durur tanınacağından korkar, elindekileri
bırakıp geri kaçar. Sıla aşağı bakar kimseyi göremez. Piknik malzemelerini
alır.
Baba: Gel kızım içeri.
Sıla Rüzgar’ın nereye gittiğini
anlamaz. Telefonuna mesaj gelir. “Acilden çağırdılar, kusura bakma”. Sıla
gülümser.
Anne: Babanla seni özleyince atladık
uçağa geldik.
Sıla: Ne iyi ettiniz.
Sıla içeri girer.
99. SOKAK DIŞ/GECE
Rüzgar
Rüzgar arabaya yanaşır, dilenci çocuk
gelir.
Çocuk: Rüzgar abi napıyorsun
buralarda?
Rüzgar çocuğa para verir.
Çocuk: Sağol abi!
Rüzgar arabaya binip gider.
100.
SILA EV İÇ/GECE
Sıla-FGR
Sıla ve ailesi salondaki masada
otururlar. Yemek yerler, babası kumandadan kanal değiştirir. Rüzgar ve
Adasu’nun klibi çıkar. Sıla arkası dönüktür ekrana bakar Adasu’yu görür. Kız
dans etmektedir.
Sıla: Baba ne biçim şarkılar
açıyorsun?
Baba: Kızım çok meşhur bu şarkı!
Anne: Baban bu ikilinin hayranı.
Sıla: Ay Türkçe müzik beni sıkıyor.
Sıla ekrana bakar o sırada Rüzgar
vardır ama Adasu görülür. Sıla Rüzgar’ı görmez. Babası kanal değiştirir.
Anne: İş nasıl anlat bakalım.
Sıla: Bütün gün arşivdeyim, inşallah
bitlenmem.
Baba: Hijyen mendillerden getirdik
sana nerede hanım?
Anne: Dur şimdi yemekten sonra
veririm… Yok mu gazetede eli yüzü düzgün birileri?
Sıla: Gazetede yok!
Sıla bir an düşünüp cevap vermiştir,
aklı Rüzgar’dadır.
101.
RESTORAN İÇ/GECE
Rüzgar-Adasu-FGR
Adasu oturmaktan sıkılmıştır. Rüzgar
yemeğini yer.
Adasu: Hadi ben kaçtım.
Rüzgar: Daha erken değil mi?
Adasu: Cicim ben burada sabahtan beri
oturuyorum. Biraz da sen otur.
Adasu ayağa kalkar.
Adasu: Herkesi öpüyorum, çok güzel
bir akşamdı, görüşmek üzere.
Adasu giderken Rüzgar’ın annesi
arkasından bakar.
Anne: Ne kadar saygılı, sevgi dolu
bir kız.
Rüzgar yemeğe devam eder.
Abi: Oğlum kızı kapıya kadar
geçirseydin ya.
Rüzgar derin nefes alır.
Rüzgar: Yolu bulur o, cin gibi.
Anne: Ne zaman istemeye gidiyoruz?
Rüzgar: Kimi?
Baba: Ohoo! Kafa bir dünya.
Rüzgar: Anne tamam ya yemeğimi yerken
bari rahat bırakın…
Masada sessizlik olur. Rüzgar Sıla’ya
mesaj atar “İyi ki gelmişim bak birinin hayatını kurtardım”. Sıla cevap yazar
“Annemlerden çekindiğini anlamadım sanma… Affedildin”. Rüzgar güler. Rüzgar’ın
annesi ona dik dik bakar.
102.
RESTORAN ÖNÜ DIŞ/GECE
Rüzgar-FGR
Rüzgar ailesi ile restoranın
önündedir. Bir araba gelir, içinde iki erkek vardır. Rüzgar’ın arkadaşları onu
kulübe götüreceklerdir.
Mert: Rüzgaaaar!
Alican: Oğlum hadi atla!
Rüzgar kafasına vurur.
Rüzgar: Tamamen unutmuşum.
Mert: Sen unutsan biz unutmayız.
Alican: Gelenek artık!
Hepsi gülerler. Rüzgar ailesiyle
vedalaşır.
Rüzgar: İyi geceler ben kaçtım…
Anne: Nereye bu saatte?
Rüzgar: Gizli partiye!
Rüzgar arabayla gider ailesi kalır.
103.
STRİPTİZ KULÜP İÇ/GECE
Rüzgar-Mert-Alican-Ayşe-FGR
Gizli partide striptizci kızlar, dans
eden erkekler vardır. Alican genç birini tutar.
Alican: Bak Rüzgar bu çocuk yeni ünlü
oldu, youtubeda kendi kanalı vardır.
Rüzgar: Vay kardeşim helal olsun!
Mert: O zaman ne diyoruz?
Alican: Ünlüler dünyası olarak.
Hepsi: Aramıza hoş geldin!
Konfetiler patlatılır, renkli bir
partidir. Güzel bir kız dans etmeye çıkar, herkes onu izler. Rüzgar sıkılır bar
tarafına gider.
Rüzgar: Bana alkolsüz bir şeyler
yapsana.
Barmen: Abi vitamin bar mı burası?
Rüzgar anlamsızca bakar, barmen güler.
Barmen: Peki şimdi hazırlıyorum.
Striptizci bir kız Rüzgar’ın yanına gelir.
Ayşe: Selam Rüzgar.
Rüzgar kızı tanımadığını anlar.
Rüzgar: Selam.
Ayşe: Ben kedicik peki ya sen?
Rüzgar: Kedicik mi?
Rüzgar kahkahalarla güler. Kız bozulur.
Ayşe: Nesi komik? Herkes bu ada
bayılıyor.
Rüzgar: Gerçek adın ne?
Ayşe: Dalga geçmeyeceksen söylerim.
Rüzgar: Söz.
Ayşe seksi bir şekilde Rüzgar’ın
kulağına eğilir.
Ayşe: Ayşe.
Rüzgar: Hah şöyle. Ne içmek istersin?
Ayşe: Martini.
Rüzgar: Hım ağzının tadını biliyorsun.
Ayşe çekici bakar.
Ayşe: Umarım sen de biliyorsundur.
İkisi yakındır, Ayşe edalıdır.
104.
SILA EV İÇ/GECE
Sıla-FGR
Sıla Rüzgar’ı merak eder. Ona mesaj
atar. “Neredesin?” yazar. Bir süre sonra ondan cevap gelir. “Morgdayım”. Sıla
irkilir.
105.
STRİPTİZ KULÜP İÇ/GECE
Rüzgar-Ayşe-Mert-Alican-FGR
Rüzgar ve Ayşe barda oturmuş
konuşurlar.
Ayşe: Ben bursları aldım okuyorum ama
bir sene sonra krizden dolayı hepsi kesildi.
Rüzgar: Eee sen ne yaptın?
Ayşe: Çalışmaya başladım. Okulun dans
kursuna gidiyordum zaten tecrübem vardı.
Rüzgar: Üniversitede hangi bölümdün?
Ayşe: İletişim.
Rüzgar şaşırır.
Ayşe: Yine iletişim üzerine
çalışıyorum…
Rüzgar: Alanında çalışmayı düşünüyor
musun?
Ayşe: Halkla ilişkiler olabilir,
İnsan kaynakları…
Rüzgar: Doğru…
Rüzgar’ın telefona mesaj gelir. Tarık
“Yarın 10’da hazır ol!”. Rüzgar telefona bakar.
Ayşe: Hayrola işin mi çıktı?
Rüzgar: Yarın erken kalkmam lazım.
Ben gidiyorum kendine iyi bak.
Ayşe: Sıkılınca gel sohbet edelim.
Rüzgar: Peki, sağol.
Rüzgar dans eden Mert ve Alican’a el
sallar, kulüpten çıkar.
Gündönümü
106.
GAZETE İÇ/GÜN
Sıla-Ercan-FGR
Sıla işe gelir Ercan masada oturmuş gevşektir.
Fotoğraf makinesinden Sıla ve Rüzgar’ın fotoğraflarına bakar.
Sıla: Günaydın.
Ercan: Gün daha aymadı bana…
Sıla anlam veremez.
Sıla: Bugün biraz erken çıkabilir
miyim? Annemler geldi Almanya’dan, onları gezdireceğim.
Ercan kafasını iki yana olumsuz
sallar.
Sıla: Yani?
Ercan: Çıkamazsın. Az çalış kız…
Sıla’nın morali bozulur, gider.
107.
DOWN SENDROMLU MERKEZİ İÇ/GÜN
Adasu-Rüzgar-Tarık-FGR
Adasu ve Rüzgar down sendromlu çocuklar
merkezini ziyaret edip şarkı söylerler. Adasu kızlarla ilgilenir, kızlar
saçlarına, ojelerine bakarlar, üzerindeki kıyafetlere dokunurlar. Adasu onlarla
ilgilenir sık sık fotoğraf çeker. Rüzgar ise uzak durur bir erkek ona ters ters
bakar. Adasu’yu kıskanan çocuk Rüzgar’a yanaşır.
Rüzgar: Merhaba, adın ne senin?
Çocuk konuşmaz Adasu’nun yanına
gider. Adasu ona sarılır. Rüzgar Adasu’ya doğru bir adım atar, çocuk araya
girer, Rüzgar tedirgin. Tarık yanlarına gelir.
Tarık: Nasıl gidiyor?
Rüzgar: Güzel, şu çocuk bana kıl oldu
sanırım.
Tarık çocuğa bakar.
Tarık: Saçmalama şimdi de çocuklara
mı takıntı yapıyorsun?
Adasu gelir.
Adasu: Kuzum Amerika’da bir prodüktör
ayarladım, bana biraz izin lazım.
Tarık: Ooo, aramızda kalsın… Bu
aralar yoğunuz canım…
Adasu Tarık’ın koluna girer, çocuk
Rüzgar’a ters bakmaya devam eder, Rüzgar’ın gözü takılır.
Adasu: 2 hafta yeter bana, birkaç
kayıt alacağız.
Rüzgar: O arada ben de güneye
kaçarım.
Tarık: Tatil planı yapmayın bence…
Adasu: Benimki iş.
Tarık: Adasu bizimkilerin kulağına
gitmesin. Siz sabırlı olun ben tatilinizi ayarlarım.
Rüzgar: Aslansın.
Rüzgar Tarık’ın sırtına vurur.
Tarık: Bu arada bir Almanya turnesi
alacak gibiyiz.
Adasu sevinir, Rüzgar ile ellerini
çak yaparlar. Down sendromlu çocuk gelir ve Rüzgar’ın gözüne bir tane indirir.
Rüzgar bağırır.
Tarık: Abartma sus, gel şuraya.
Adasu: Aaa ne yaptın cicim sen?
Adasu çocukla ilgilenir, Tarık
Rüzgar’ı oradan uzaklaştırır.
108.
SOKAK DIŞ/GÜN
Sıla-Rüzgar
Sıla eve doğru yürümektedir. Rüzgar ile
görüntülü konuşur.
Sıla: Kayıp… Nerelerdesin?
Rüzgar’ın morarmış gözünü görür.
Sıla: Olamaz ne oldu sana?
Rüzgar: Korkma iyiyim.
Sıla: Kim neden yaptı?
Rüzgar bir an sessiz kalır, hemen
yalan uydurur.
Rüzgar: Hasta yakınları dövdü.
Sıla şaşırır.
Sıla: Nasıl ya? Olabilir mi böyle bir
şey? Neden yapsınlar?
Rüzgar: Yakınlarını muayene etmek
istemedim.
Sıla: Neden?
Rüzgar: Bilmiyorum.
Sıla: Çok mantıksız, inanamıyorum.
Nerdesin geleyim.
Rüzgar tedirgin.
Rüzgar: Yok iyiyim merak etme.
Sıla: Canın yanıyor mu?
Rüzgar: Biraz.
Sıla: Kıyamam gel evde sana pansuman
yaparım.
Rüzgar: Eve gelmeyeyim.
Sıla duraklar.
Sıla: Annemle babamdan çekiniyorsun
gibi geldi bana…
Rüzgar: Hiç olur mu öyle şey bu halde
görmesinler beni…
Sıla: Ay Tolga içim fena oldu
vallahi…
Rüzgar: Merak etme iyiyim…
Sıla yürümeye devam eder.
Sıla: Aaa annem arıyor bir saniye
hatta kalsana…
Sıla annesinin telefonunu açar.
Sıla: Annecim, akşam gelirken yoğurt
mu alayım? Tamam…
Sıla bir beyaz eşya mağazasının önüne
gelir. Vitrindeki bütün televizyonlarda Adasu ve Rüzgar’ın klipi vardır. Sıla
donakalır. Tolga Rüzgar’dır. İnanamaz. Rüzgar telefondadır.
Rüzgar: Alo alo Sıla orada mısın?
Sıla: Rüzgar.
Rüzgar boş bulunur.
Rüzgar: Efendim.
Rüzgar’ın sesi gider. Sıla durumu
anlar telefonu kapar. Her yerde Rüzgar’ın hayranlarını görmeye başlar.
Televizyondaki alt yazıda “Adasu ve Rüzgar aşkı ölümsüz” yazar. Sıla Rüzgar’ın
yüzünü yakın plan görünce başı döner. O esnada kızlar başlarında “Rüzgar”
yazılı bantlarla üstüne gelirler.
Hayranlar: Rüzgar! Rüzgar! Rüzgar!
Sıla kabusta gibidir. Onun ilk
tanıştığı an isminin Tolga olduğunu söylemesi, kapüşonla gezmesi, külüstür
arabası, hasta amcaya müdahale etmemesi, Adasu’nun onu aramaları, mesaj yazması
gözünün önüne gelir.
Sıla: Hepsi yalanmış…
Televizyonda Rüzgar’ın down sendromlu
çocuktan dayak yiyip gözü şiştiği haberi vardır. Sıla’nın gözleri büyür artık
durumu tam anlamıştır. Bir kadın ona
yaklaşır.
Kadın: Rüzgar hayranı mısın?
Sıla: Rüzgar
Hayranlar: Rüzgar! Rüzgar! Rüzgar!
Sıla herkesi üstüne geliyorken görür
ve bayılır.
109.
RÜZGAR EV İÇ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar elinde telefon kalmıştır.
Mırıldanır.
Rüzgar: Bana Rüzgar mı dedi yoksa
yanlış mı duydum?
110.
ACİL SERVİS İÇ/GÜN
Sıla-FGR
Sıla hastanede gözünü açar Tolga
isminde bir doktor onu muayene etmek isterken Sıla sinirlenir.
Sıla: Sen kimsin?
Tolga: Ben doktorum, neyiniz vardı?
Sıla: Senin gerçek adın ne? Rüzgar
mı?
Tolga: Anlamadım.
Sıla: Anlamazsın, sen de yalancısın…
Doktor geri çekilir.
Tolga: Şok geçiriyorsunuz herhalde…
Sıla: Bana bak ben şok falan
geçirmiyorum.
Sıla Tolga’yı tutmaya çalışır.
Sıla: Kimliğini göster.
Tolga: Lütfen sakin olun.
Hemşire güvenliği arar.
Hemşire: Hasta saldırıyor acil gelir
misiniz?
Sıla bunu duyunca hemşirenin üzerine
yürür, hepsi kaçışır, Sıla onlara bağırır.
Sıla: Hepiniz yalancısınız işte.
Güvenlik gelir.
Güvenlik: Lütfen sakin olun.
O arada kargaşa olur güvenlik Sıla’yı
tutar, hemşire iğneyi getirir, doktor ona iğne yapar.
Sıla: Bırakın beni, istemiyorum.
Tolga: Derin nefes alın.
Sıla nefesi tutar, yine bayılır.
111.
SOKAK DIŞ/GÜN
Sıla-FGR
Sıla sokakta yürür, uyuşmuş gibidir.
Her gördüğünü Rüzgar sanır.
Sıla: Şayse! Şayse!
İnsanlar korkarak ona bakarlar. Sıla
süpermarkete girer.
112.
SÜPERMARKET İÇ/GÜN
Sıla-FGR
Sıla süpermarkete girer herkes ondan korkar. Sıla gariptir.
Sıla: Yoğurt alacağım.
Sıla yoğurt alır. Elinde gezerken
yere düşürür. Görevli gelir.
Görevli: Bacım burayı yeni sildiydim
ya!
Sıla ağlamaya başlar.
Görevli: Ağlama tamam tamam, yine
silerim.
Sıla ağlar bağırır, sesi
süpermarketten dışarı çıkar.
Sıla: Şayse!
Hareketli müzik çalar.
113.
RÜZGAR EV İÇ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar evde boks yapar, terlemiştir
hızla yumruk savurur.
114.
SOKAK DIŞ/GÜN
Sıla-FGR
Sıla sokakta koşar. Yanından
motokuryeler geçer.
Motokurye: Bacım çok hızlısın!
Sıla ters ters bakar. Bisikletliler,
motosikletliler gerisinde kalır.
115.
RÜZGAR EV İÇ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar aynada gözüne bakar, kaslarına
bakar.
116.
RÜZGAR KAPI ÖNÜ DIŞ/GÜN
Güvenlik-Sıla
Sıla Rüzgar’ın evine gider. Tam içeri
girecektir.
Güvenlik: Kime gelmiştiniz?
Sıla: Rüzgar’a.
Güvenlik: Hayranı mısınız?
Sıla: Hayır. Popçu Rüzgar’a geldim,
Adasu’nun biricik aşkı olan Rüzgar’a, el kadar çocuktan dayak yiyen Rüzgar’a,
yalancı Rüzgar’a, doktor Tolga’ya…
Sıla sayarken adam Rüzgar’ı arar.
Güvenlik: Doktor Tolga diye biri
oturmuyor burada…
Sıla: Rüzgar’ı göreceğim!
Sıla bağırır.
117.
RÜZGAR EV İÇ/GÜN
Rüzgar-Sıla-Güvenlik
Rüzgar telefondadır kameradan
Sıla’nın güvenliği itip kaktığını görür.
Rüzgar: Aaa Sıla’nın ne işi var
burada?
Rüzgar şaşırır.
Güvenlik: Rüzgar Bey ben zapt
edemiyorum, lütfen ilgilenir misiniz?
Rüzgar: Ne oldu ki? Tamam yukarı
gelsin.
Rüzgar tam anlamamıştır ama heyecan
yapar, sabit kapıda bekler.
118.
MERDİVENLER İÇ/GÜN
Sıla-Rüzgar
Sıla merdivenleri çıkar. Hızla yukarı
gider. Ellerini yumruk yapmıştır. Rüzgar açık kapıda onu bekler. Kızın hırsla
ona gitmesinden korkar. Elleriyle hayır işareti yaparken Sıla hızla üzerine
atlar ve ikisi yere yıkılır. Kapı kapanır. İçeriden boğuşma sesleri gelir.
Hareketli müzik biter.
119.
RÜZGAR EV İÇ/GÜN
Rüzgar-Sıla
Rüzgar’ın iki gözü morarmıştır. Sıla
bir köşede ağlar.
Sıla: Sana yazıklar olsun.
Rüzgar: Sıla bir kez beni dinlesen.
Sıla: Yalan mı söyleyeceksin?
Rüzgar: Beni tanımamıştın ben de bunu
bozmak istemedim.
Sıla: Nereden biliyordun seni kabul
etmeyeceğimi?
Rüzgar zorla konuşur.
Rüzgar: Bazı anlaşmalar var onlara
uymak zorundayım.
Sıla: Anlaşma uğruna hayatını
satmışsın… Yazıklar olsun.
Rüzgar çok üzülür. Sıla kapıyı vurup
gider.
120.
SOKAK DIŞ/GÜN
Ercan-Sıla
Ercan sokakta beklerken Sıla’nın
evden çıktığını görür, kız ağlamaklıdır. Sıla yürürken Ercan ona yanaşır Sıla
arabaya biner.
121.
ARABA İÇ-DIŞ/GÜN
Ercan-Sıla
Ercan Sıla’nın ağzından laf almaya çalışır.
Ercan: Sıla iyi misin?
Sıla: Konuşmak istemiyorum.
Ercan: Peki, ben de buralarda haber
peşindeydim... Ne yapalım ekmek parası. Belki büyük balığı bulursam en iyi
magazinci ödülünü bile alırım. O zaman gelsin beleş hayat. Ödül parası, sükse
derken belki başka bir yerde iş bulurum. Televizyon programı bile yaparım,
alırım yanıma eski düşmüş iki ünlü. Aslında ekip kurmak lazım… Sen akıllı
kızsın. Şöyle bir haber patlatsak senin de önün açılır.
Sıla: Ne gibi?
Ercan: Ne bileyim birilerinin
foyasını ortaya çıkarsak ikimiz de nemalanırız. Demek istediğim görevimiz bu
zaten hem işimizi yaparız hem de kazanırız.
Sıla: Bu iş için uygun değilim.
Ercan: Öyle düşünme ben ilk mesleğe
başladığımda ağzım süt kokuyordu, ustalarım benimle dalga geçerdi, ‘bu çocuğun içinde
merhamet var’ diye. Sonra gördüm Hanya’yı Konya’yı… Ya sert oynarsın ya da yok
olursun… Sen bana inan gerisi kolay. Seni kim ağlattı bu kadar?
Sıla: O
Ercan: O kim kız? Bu kadar zeki
değilim ben.
Ercan güler. Sıla ona bakar.
Sıla: Rüzgar’ı tanıyor musunuz?
Ercan: Şu popçu Rüzgar mı, tanımaz
mıyım?
Sıla: Evet.
Ercan: İyi de o Adasu ile birlikte
değil mi?
Sıla: Evet ama anlaşmaymış sanırım.
Ercan: Sana mı söyledi?
Sıla: Of, bana yalan söyledi, doktor
Tolga’yım dedi.
Kız ağlar Ercan ona mendil uzatır,
gözleri büyür.
Ercan: Ee sonra ne oldu?
Sıla: Ona inandım ve şu an kalbim
ağrıyor.
Ercan arabayı durdurur.
Ercan: Vursaydın şerefsize bir tane.
Sıla: Vurdum diğer gözünü de ben
morarttım.
Ercan: Aferin sana.
Sıla: Canı yanar inşallah. Bana
yaptıklarının cezasını çeker. Allaha havale ediyorum.
Ercan ellerini ovuşturur.
Ercan: Bana havale etmek ister misin?
Sıla ona bakar.
122.
RÜZGAR EV-BANYO İÇ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar banyoda yüzünü yıkar, gözleri
nemlidir. Sinirle aynaya bakar. Aniden salona geçer.
123.
RÜZGAR EV-SALON İÇ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar hemen eline kağıt kalem alır
yazmaya başlar. Mırıldanır.
Rüzgar: Her şeyi itiraf ediyorum…
124.
SOKAK İÇ-DIŞ/GÜN
Sıla-Ercan
Sıla arabadan iner.
Sıla: Çok teşekkür ederim.
Ercan: Anlaştık değil mi?
Sıla kendinden emindir, gözlerinden
ateş çıkar.
Sıla: Evet… Peki bu reklam aşkını
nasıl ispat edeceğiz?
Ercan: Elimde fotoğraflar var.
Sıla şaşırır.
Ercan: Sen bana bırak…
Sıla: Delil var yani.
Ercan: Ayıp ettin Sıla, Ercan abin
yaş tahtaya basar mı?
Sıla arabadan uzaklaşır.
Sıla: Görüşürüz.
Ercan: Yarın gelme sen, annenlerle
ilgilen.
Ercan gider, Sıla arkasından bakar.
Gün geceye döner.
125.
RÜZGAR EV-SALON İÇ/GECE
Rüzgar-Tarık
Rüzgar masada yazı yazar. İtiraf
mektubunu sesli okur.
Rüzgar: Herkes bilsin Adasu ile aşk
yaşamıyorum. Bu bağlı bulunduğumuz markanın bir oyunudur!
Tarık’ı görürüz alkışlar.
Tarık: Daha sert yazabilirsin…
Rüzgar kağıda bakar.
126.
SILA EV-SALON İÇ/GECE
Sıla-FGR
Sıla evde anne babasıyladır, ikisi
onun halinden korkarlar.
Anne: Kızım biri mi saldırdı ne oldu
sana?
Baba: Şoka girmiş gibisin.
Sıla: Yok anne Hanya’yı Konya’yı
anladım.
Babası ve annesi birbirine bakarlar.
127.
RÜZGAR EV-SALON İÇ/GECE
Rüzgar-Tarık
Rüzgar kağıtları masanın üzerine
koyar, Tarık elinde kahve dinler.
Rüzgar: Bak bu nasıl oldu? Sizi
kandırdım, sizi kandırdık özür dileriz. Biz gerçek aşıklar değiliz.
Tarık: Devamı?
Rüzgar nefes alır.
Rüzgar: Ben Sıla’yı seviyorum, Adasu
da Co-Dog’ı.
Tarık güler, imalıdır.
Tarık: Sıla mı? Şu magazinci kız mı? Gözüne
yumruk atan mı? Ercan’ın yeni stajyerini mi seviyorsun? Canım ülkem gazetesinin
magazin bölümünde çalışan Sıla’yı… Alamancı Sıla… Seni tuzağa düşürmüş
olmasınlar.
Rüzgar: Hayır, daha o işe girmeden
tanışmıştım.
Tarık: Emin misin? Adasu hiç açık
vermiyor ama seni zor tutuyorum. Bak Rüzgar son kez söylüyorum kendini topla.
Yoksa batarız!
Tarık söylenir, Rüzgar başını önüne
eğer. Gözlerini kapar.
128.
SILA EV-SALON İÇ/GECE
Sıla-FGR
Sıla internetten Rüzgar’ı araştırır,
Adasu’ya bakar, reklam aşkı haberlerini okur. Morali bozuktur. Annesi gelir.
Anne: İş mi kızım?
Sıla: Pek sayılmaz.
Anne: Bir şey mi oldu?
Sıla: Birisi senin canını yaktıysa
onun karşılığını nasıl vermelisin? Onun da canını yakmalı mısın?
Anne: Biz seni güçlü bir kız olarak
yetiştirdik. Aynı karşılığı vermez geçici bir çözüm olurdu, kalıcı etkiler
yaratmak daha doğru olur.
Sıla düşünür.
Sıla: Almanya’yı özledim.
Sıla annesine sarılır, babası gelir.
Baba: Hadi sen de bizimle gel!
İşsizlik maaşıyla gül gibi geçinirsin.
Hepsi gülerler.
Anne: Benim kızım asalak değil.
129.
RÜZGAR EV-SALON İÇ/GECE
Rüzgar-Tarık
Rüzgar uyuyakalmıştır. Tarık masadaki
kağıtları alır, hepsini buruşturur. Kapıdan çıkar. Rüzgar gözünü açar. Sıla’nın
fotoğraflarına bakar.
Gündönümü
130.
GAZETE İÇ/GÜN
Sıla-Ercan-Müdür-FGR
Ercan Rüzgar’ın anlaşmasını bozmayı
isteyen adamla telefondadır.
Ercan: Abi haberi patlatmam an
meselesi.
Adam: Bekliyoruz, anlaşma bitecek sen
rahatına bak.
Ercan: Abi elimde fotoğraf hazır.
Adam: Yayınla o zaman.
Ercan: O yüz binden bir miktar ön
ödeme alabilir miyim?
Adam: Hayır.
Adam telefonu kapar. Müdür gelir.
Müdür: Ercan nedir büyük haber?
Ercan: Abi bak yakaladım. Bombayı
patlatıyorum.
Müdür: Neden bekliyoruz?
Ercan: Kanlı canlı bir şahidimiz var
o da bu konu üzerine üç beş cümle edecek.
Sıla uzaktan onları görür ve odaya gelir.
Sıla: Merhaba.
Ercan: Gülüm hoş geldin. Nasılsın?
İntikama hazır mısın?
Müdür: Yoksa?
Ercan güler. Sıla’nın sırtını sıvazlar.
Ercan: Müdürüm ben sana demedim mi bu
kız cevher diye. Bak Rüzgar olayını beraber patlatacağız. Artık Sıla’yı kadroya
alırsın…
Sıla’ya göz atar, Sıla ruhsuzdur.
Müdür: Hadi artık haber yapın. Çocuk
doğurtmuyorsunuz ya!
Sıla onlara bakar, yabancılaşmıştır.
Ercan: Bak habere bak. “Rüzgar ve
Adasu’nun reklam aşkı olduğunu açıklıyoruz, Az Sonra”.
İnternet sayfasındaki habere
bakarlar. Ercan gururludur.
131.
RÜZGAR EV-SALON İÇ/GÜN
Rüzgar
Haberi gören Rüzgar’ı arar. Rüzgar
telefona bakar. Haberi açar, umursamaz. Telefonun sesini kısar, bir an Sıla’nın
numarasına bakar.
132.
GAZETE İÇ/GÜN
Sıla-Ercan-Müdür
Sıla odadadır, Ercan ve müdür kapıda
konuşurlar. Sıla onlara bakar. Ercan’ın fotoğraf makinesine uzanır. Delil
fotoğrafları bulur. Rüzgar ile kapıda öpüşürken çektiği fotoğrafı vardır. Biraz
daha geri gider. Camdan bakarken yalnız çekilmiş fotoğrafını görür. Ercan’ın
uzun zamandır onu takip ettiğini anlar. Rüzgar onu arar Sıla telefonu açmaz.
Bir an kendi fotoğrafına bakar, düşüncelidir.
133.
RÜZGAR EV İÇ/GÜN
Rüzgar-Adasu-CoDog-Prodüktör
Rüzgar yatarken kapı kırılırcasına
çalar. Rüzgar kapıyı açınca hepsi içeri üşüşür.
Adasu: Rüzgar neredesin?
Prodüktör: Haberi duydun mu?
Rüzgar normaldir.
Rüzgar: Duydum.
Adasu gergin Co-Dog sakinleştirir.
Co-Dog: Sakin Ada… Sakin…
Adasu: Nasıl sakin olayım? Rüzgar
durumu açıklasana.
Hepsi Rüzgar’a bakar.
Rüzgar: Gözümün birini çocuk diğerini
bir kız yumrukladı.
Do-Dog: Vouv.
Adasu: Onu demedim, bizim anlaşmayı
bozacak olan haber ne? Dün gece striptiz kulübe gitmişsin… Ne yaptın öpüştün mü
birileriyle?
Prodüktör: Rüzgar anlık bir şeyse
söyle kızı bulalım açıklama yaptıralım, ben salça oldum diye.
Rüzgar: Anlık bir şey olmadı.
Adasu: Eee ne oldu delireceğim?
Rüzgar düşünür, bilmiyorum der
gibidir.
Adasu: Hepsi senin suçun şu aşık
olduğun kız mı öttü yoksa?
Rüzgar: Beni gerçeksen seviyorsa
ötmez.
Adasu Rüzgar’ın üzerine yürür, Co-Dog
araya girer.
Co-Dog: Adasu calm down…
134.
GAZETE İÇ/GÜN
Ercan-FGR
Ercan odaya bakar, Sıla’yı göremez.
Müdür lafa tutar.
135.
RÜZGAR EV İÇ/GÜN
Adasu-CoDog-Rüzgar-Tarık-Prodüktör
Rüzgar oturmuş camdan bakar. Hepsi
susmuş beklerler.
Adasu: Hani saat kaç oldu? Haber
patlamadı.
Rüzgar: Bekle er ya da geç patlar.
Prodüktör: Bir şeyler dönüyor ama ne?
Tarık’a telefon gelir. Tarık
çaktırmaz, güler. Telefonu kapar.
Tarık: Hadi yine iyisiniz.
Adasu ve Rüzgar ona bakar.
Tarık: Haber yalan oldu.
Adasu: Nasıl ya?
Rüzgar: Vazgeçmişler herhalde…
Tarık: Ben hallettim, merak etmeyin.
Adasu Tarık’a sarılır. Rüzgar
umursamazdır, Sıla’nın telefon numarasına bakar. ondan bir mesaj gelir. “Merak
etme, tüm geçmişimizi sildim, Elveda”. Rüzgar’ın gözleri dolar.
136.
GAZETE İÇ/GÜN
Müdür-Ercan-FGR
Müdür çok sinirlidir, Ercan elinde
fotoğraf makinesi paniktir.
Müdür: Defol git Ercan, gözüm seni
görmesin.
Ercan: Abi kız silmiş bütün fotoğrafları
eminim.
Herkes Ercan’a bakar.
Ercan: Akşama kadar müsaade ver
bulurum bir çaresini.
Müdür: Adasu ve Rüzgar reklam aşkı
yaşıyor ispat edeceğiz diyoruz sonra senin o stajer bozuntusu kız tüm delilleri
yok ediyor… Bu nasıl iş?
Ercan: Kız salakmış abi.
Müdür: Böyle mi insan kullanıyorsun?
Beceriksiz. Git muhasebeye gözüm görmesin seni.
Bir gazeteci gelir.
Gazeteci: Müdürüm Adasu ve Rüzgar
basın toplantısı düzenleyeceklermiş.
Müdür: Koş git, iddiaları sorarsın.
Ercan sinirlidir.
137.
BASIN TOPLANTISI SALONU İÇ/GÜN
Rüzgar-Adasu-CoDog-Prodüktör-Tarık-FGR
Rüzgar ve Adasu bir masada oturmuş
önlerindeki kağıdı okurlar. Tarık ve Prodüktör mutludur, gazeteciler soru
sormak için fırsat kollarlar.
Adasu: Size bu haberi daha farklı bir
ortamda vermeyi isterdik ancak hakkımızda çıkan asılsız iddialar bizi çok üzdü.
Nişanlanmak üzereyken ayrıldı dedikoduları çıkması çok anlamsız… Biz de
gideceğimiz Almanya turnesinde sahnede nişanlanma kararı aldık.
Birkaç kişi alkışlar.
Rüzgar: Bundan sonra gelişmeleri
sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
Tarık alkışlar, Rüzgar mutsuz
görünür, ona gülmesi için uyarı yapar. Rüzgar ve Adasu gülerken fotoğraflar
çekilir. Ercan’ın gazetesindeki gazeteci tam soru soracakken prodüktör onu
çekiştirir. Basın bülteni sonlanır, Co-Dog Adasu’nun yakınındadır. Rüzgar
bıkkın onlara bakar, Co-Dog ile el sıkışırlar.
138.
HAVALİMANI İÇ/GÜN
Rüzgar-Tarık
Rüzgar Tarık ile havalimanındadır.
Tarık: Kızdan haber var mı?
Rüzgar: Sen daha iyi bilirsin?
Tarık: Ne demek istiyorsun?
Rüzgar: Reklam aşkının ortaya
çıkmamasını sağlayan oydu, sen değil.
Tarık laf değiştirir.
Tarık: Akıllı kızmış, bir de seni
gerçekten sevmiş.
Rüzgar: Hala seviyor. Ben de onu
seviyorum.
Tarık: Peki, turne motivasyonun bu
olsun.
İkisi yürürler. Uçak havalanır.
139.
SAHNE İÇ/GECE
Rüzgar-Adasu
İkisinin sahnede şarkı söylediğini
kesmelerle görürüz. Bir şarkı ve farklı mekanlar vardır. Hayranlarını imza
vermelerini, fotoğraf çekilmeleri görülür.
140.
OTEL ODASI İÇ/GECE
Rüzgar-Adasu-CoDog
Rüzgar otel odasında şarkı yazar.
Kesmelerle görürüz, bir kez odada Adasu ve Co-Dog oynaşmaktadır, Rüzgar yine
şarkı yazmaya devam eder. Onlara söyler onlar alkışlarlar. Adasu ve Co-Dog dans
eder.
141.
SAHNE İÇ/GECE
Adasu-Rüzgar-CoDog
Adasu ve Rüzgar sahnede yüzük takıp
nişanlanırlar. Mutludurlar. Co-Dog üzgün görünür. İkisi şarkı söylerler.
Kesmelerle gazete haberleri görülür. “Rüzgar ve Adasu nişanlandı”, “Büyük aşkta
ilk adım”.
142.
İSTANBUL SOKAK DIŞ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar İstanbul’a döner, Sıla’nın
evine bakar camlar kapalıdır. Telefonla arar ulaşamaz. Orada yaşamadığı
bellidir.
143.
KAFE ÖNÜ DIŞ/GÜN
Rüzgar
Rüzgar Berk’in kafesine gider. Ancak
kafe kiralıktır. Rüzgar yazılı numarayı çevirir.
144.
KİTABEVİ İÇ/GÜN
Sıla-Berk
Sıla bir kitapçıda iş bulmuştur,
orada çalışır. Kapı açılır, Rüzgar geldi gibi görünür. Sıla’nın yüzünü görürüz,
şaşırmıştır.
Sıla: Berk selam!
Berk: Aa, Sıla naber?
Berk ile karşılaşan Sıla sohbete
başlar.
Sıla: Nasılsın?
Berk: Nasıl olalım, biraz kafa
tatilindeyim.
Sıla: İstifa mı ettin?
Berk: Yok kafeyi kiraya veriyorlar,
tutmadı işte.
Sıla: Haklısın son zamanlarda kafe
sayısı baya arttı.
Berk: Sen nerelerdesin kayboldun…
Sıla: Kahve içer misin? Benim 1 saat
aram var.
Berk: Süper… Benden daha iyi kahve
yapan bir yer biliyorsan…
İkisi gülerler.
145.
KAFE İÇ/GÜN
Rüzgar-FGR
Rüzgar bir adamla kafededir. Adam ona
içeriyi gösterir.
Dükkan Sahibi: Abi sen bak işte,
fazla bir masrafa gerek yok ama kafe yapmaya kararlıysan bir konsept tutturman
lazım. Bak elalem çaycı açıyor, profiterolcü açıyor, çikolatacı açıyor, bilmiyorum
tek kahveye kim gelir, Araplar gelsin diyorsan yemek yaparsın, baştan
söyleyeyim alkol ruhsatı zor olur, uğraşma… Sen ek iş olarak mı düşündün, ne
bileyim sizin işler bir var bir yok… Şimdi bütün popçular bir şeye yatırım
yapıyor, iş makinesi alıp kiralayan şarkıcılar var, taksi plakası falan.
Akıllıca aslında…
Rüzgar: Kiralıyorum.
Adam kaşlarını kaldırır ona bakar.
146.
DENİZ KENARI DIŞ/GÜN
Berk-Sıla
Berk ve Sıla deniz kenarında yürürler
bir yandan da kahve içerler.
Sıla: Sana neden her şeyi anlattım
bilmiyorum ama çok ağır gelmeye başladı artık…
Berk: Anladım, böyle bir durum
olduğunu tahmin etmemiştim.
Sıla: Ne tahmin etmiştin?
Berk: Rüzgar arada gelir, kahve içer,
insanları izler gider.
Sıla: Gözetler mi yani?
Berk güler.
Berk: Yok öyle değil, malum ünlü
olduğu için normal olarak birileriyle tanışıp konuşamıyor. İnsan dertleşemez
bile, yarın bir gün nereden ne çıkacağı belli olmaz.
Sıla: Peki sana ne zaman söyledi
Tolga olmadığını. Ben ‘Doktor Tolga’ diye biliyorum ya…
Sıla sinirli.
Berk: Sonradan anladım doktor
olmadığını, üstüne gitmedim. Herkesin nefes almaya hakkı var. Hem arkadaşlık
böyle bir şey…
Sıla: Ona çok kızgınım.
Berk: Çünkü hala seviyorsun… İnan
bana o kızla arasında hiçbir şey yoktur, yani sen sevilmediğini düşünme… Biz
erkekler arada masum yalanlar söyleriz. Aşık olunca da yalan söyleyemeyiz…
Berk güler, Sıla üzgündür.
Sıla: Artık onun adını anmak
istemiyorum.
147.
ALIŞVERİŞ MERKEZİ İÇ/GÜN
Ercan-Adasu-CoDog
Ercan alışveriş merkezinde yürürken
Adasu’yu görür ve peşine takılır. Kız bir mağazaya girer, Co-Dog da yanındadır.
İkisi çok dikkatlidirler. Adasu kıyafet denemek için kabine girer. Ercan onu
izler. Co-Dog şüphelenmez. Ercan onların arasında bir şey olduğunu sezer ve pis
pis güler.
148.
KAFE İÇ/GÜN
Rüzgar-Ayşe-Tarık-FGR
Rüzgar kafede tadilata başlamıştır.
Eski striptizci Ayşe de yanındadır. Tarık gelir.
Tarık: Ooo hemen tadilata başlanmış.
Hayırlısı olsun.
Rüzgar: Sağol… Tanıştırayım Ayşe…
Tarık Ayşe’ye bakar, onu beğenir.
Tarık: Memnun oldum Tarık.
Ayşe: Ben de…
Rüzgar: Ayşe halkla ilişkilerden
sorumlu olacak bir de dekorasyona fikir veriyor.
Tarık: Öyle mi? Sanki daha önce bir
yerde karşılaşmıştık…
Tarık düşünceli.
Ayşe: Reklam sektöründeydim
oradandın…
Rüzgar ile Ayşe bakışırlar. Tarık
duvarlara bakar.
Tarık: Fena görünmüyor.
Rüzgar: Daha yeni başladık…
Bir süre sonra
Ayşe ve Rüzgar oturmuş bir şeyler yerler.
Ayşe: Çok yoruldum şu inşaat işleri
de dert vallahi…
Rüzgar: Olsun oyalanıyoruz işte.
Ayşe: Adasu’ya sürpriz mi yapıyorsun?
Rüzgar anlam veremez.
Ayşe: Nişan hediyesi falan…
Rüzgar: Açılış gecesi büyük sürpriz
olacak göreceksin.
Ayşe: Ooo sen de hiç aksiyon insanı
tipi yok ama.
Rüzgar: Aşk adamıyım işte.
Ayşe masadaki kağıtlara bakar.
Ayşe: Baya şarkı sözleri derin
acıları anlatıyor. Yüzünden pek okunmuyor.
Rüzgar: Baby faceim ya.
İkisi gülerler.
Rüzgar: Az sabret herkes bu şarkıları
kime yazdığımı öğrenecek.
Ayşe: Ooo çok iddialı, merakla
bekliyorum.
Rüzgar: Yeri ve zamanı gelince…
149.
KİTABEVİ İÇ/GÜN
Sıla-Berk-FGR
Berk kitap bakarken Sıla çalışmaya
başlar. Sıla’nın telefonu çalar arayan annesidir.
Sıla: Alo anne nasılsın? Ne babam mı?
Nasıl olur…
Sıla babasının kalp krizi geçirdiği
haberini alır. Berk yanına gelir. Sıla oturur, eli ayağı titrer.
Sıla: İyi mi şimdi, tamam ilk uçakla
geliyorum.
Berk: Ne olmuş?
Sıla: Babam kalp krizi geçirmiş.
Sıla ağlar Berk teselli eder.
150.
SOKAK DIŞ/GÜN
Ercan-Adasu-CoDog
Ercan Adasu ve Co-Dog’un fotoğrafını
çekmek için onları takip eder. Co-Dog durumu fark eder ve Ercan’a bakar. Ercan
korkudan ne yapacağını şaşırır. Ters yöne doğru koşar. Adasu Co-Dog’ı
çekiştirir, giderler.
151.
RÜZGAR EV İÇ/GECE
Rüzgar
Rüzgar elinde gitarı şarkı söyler.
Kağıtlar ortada yoktur. Sıla ile yaşadığı romantik anları hatırlar. Şarkısını
söyler. Kesmelerle anıları görürüz.
152.
HAVALİMANI İÇ/GECE
Sıla-Berk
Sıla havalimanındadır. Berk koşarak
gelir, elinde bir kutu vardır. Sıla ona bakar. Vedalaşırlar. Berk ona kutuyu
verir. Sıla uçağına ağlayarak gider.
153.
RÜZGAR EV İÇ/GECE
Rüzgar
Rüzgar şarkıyı söylemeye devam eder,
gözleri yaşlıdır.
154.
UÇAK İÇ/GECE
Sıla-FGR
Sıla uçakta kutuyu açar, Rüzgar’ın
yazdığı mektuplar kucağına dökülür, eli titrer birini alıp okumaya başlar. Sıla
mektupları okur. “Sıla beni affetmen için ne yapabilirim… Yeni bir hayata
başlayacağım içinde hiç yalan olmayacak… Tam 10 gün sonra seninle ilk
karşılaştığımız yerde buluşalım… Herkese sana olan aşkımı haykıracağım…”
yazmıştır. Sıla ağlar yanındaki adam ona mendil uzatır.
155.
HASTANE İÇ/GECE
Sıla-Anne-Baba
Sıla koşarak annesine sarılır, babası
yatağındadır sonra ağlayarak ona sarılır. Hastane camından bakar gece gündüz
olur, zamanın geçtiğini anlarız.
156.
HASTANE İÇ/GÜN
Sıla-Anne-Baba-Rüzgar
Sıla camdan bakarken babası ona
seslenir.
Baba: Kızım elimi tut da gömleğimi
giyeyim.
Sıla: Ben giydiririm babacım.
Anne: Bu kadar alıştırma sen gidince
ben nasıl başa çıkacağım.
Sıla: Bir yere gittiğim yok artık
burada sizinleyim.
Hastane koridorlarından ses gelir.
Sıla duyduklarına inanamaz.
Hemşireler: Rüzgar gelmiş, Rüzgar.
Sıla’nın gözleri büyür. Odanın
kapısını açar.
157.
HASTANE KORİDOR İÇ/GÜN
Sıla-Rüzgar-FGR
Sıla kapıyı açar gözlerine inanamaz,
Rüzgar koridorda hemşirelere imza vermektedir.
Sıla: Oha buraya mı gelmiş?
Sıla şaşkınlıkla kapıyı kapar.
158.
HASTANE İÇ/GÜN
Sıla-Anne-Baba-Rüzgar
Sıla kapının arkasında yapışır.
Baba: Kızım kimi gördün, Azrail mi
geldi yoksa?
Anne: Evde yokuz de gitsin.
Sıla bir sağa bir sola bakar dolabı
görür oraya girer. O esnada kapı çalınır. Rüzgar içeri girer.
Rüzgar: Geçmiş olsun Ahmet Amca.
Baba: Oğlum hoş geldin…
Sıla dolabın içindedir hiç sesi
çıkmaz. Aralıktan büyüyen gözlerini görür.
Anne: Rüzgar, oğlum bizim için mi
geldin yoksa?
Rüzgar: Hem Ahmet Amca’yı merak ettim
hem de Sıla’yı.
Baba: Eksik olma evladım…
Sıla duyduklarına inanamaz. Bir anda
dolaptan çıkar.
Sıla: Siz tanışıyor musunuz?
Anne ve babası bir şey diyemez, çekinir.
Rüzgar: Sıla merhaba!
Sıla: Ne merhabası travma yaratmaya
mı geldin. Yoksa babamı mı muayene edeceksin? Doktor Tolga… Anne- baba görüyorum
ki siz de bana yalan söyleyenlerdensiniz.
Anne: Yalan deme kızım, biz bir şey
söylemedik…
Sıla: Nasıl ya? Önce Rüzgar, sonra
Berk şimdi de ailem… Herkes arkamdan iş çeviriyor. Neden kimse bana doğruyu
söylemiyor.
Rüzgar: Korkuyoruz demek ki?
Baba: Kızım bizim kötü bir niyetimiz…
Sıla: Tabi öyledir.
Rüzgar: Babanın üzerine gitme
adamcağız hasta…
Babası kalbini tutar Sıla’dan korkarlar.
Sıla: Cevap verin.
Rüzgar: Korkutuyorsun insanları. Sert
tavrınla…
Rüzgar güler, Sıla ciddi.
Rüzgar: Ailemle ne zaman tanıştın?
Anne: Sen evde yokken bir gün
uğramıştı, biz de çay kahve derken biraz dertleştik.
Sıla ağlar.
Sıla: Hepiniz benden gizlemişsiniz…
Sıla koşarak çıkar. Rüzgar da
arkasından. Anne babası birbirine sarılır.
159.
HASTANE-KORİDOR İÇ/GÜN
Rüzgar-Sıla
Sıla önde Rüzgar arkada giderler.
Sıla koşarak merdivenlerden iner.
160.
HASTANE BAHÇE DIŞ/GÜN
Sıla-Rüzgar
Sıla önde koşar.
Sıla: Gelme peşimden yalancı.
Rüzgar: Mektupları okudun mu?
Rüzgar onu kovalar.
Sıla: Nişanlına yazdıklarını mı?
Rüzgar: Sana yazdım onları…
Sıla: Yalancı inanmıyorum.
Rüzgar: İnat etme dur dinle…
Sıla koşar.
Sıla: Git gözüm görmesin seni.
İmdaaat!
Rüzgar: Seni seviyorum.
Sıla durur.
Sıla: Sevmiyorsun, sevsen gerçekleri
herkese açıklardın.
Rüzgar: Gerçekler elindeydi sen neden
açıklamadın?
Sıla bir an durur.
Rüzgar: Çünkü sen de beni seviyorsun.
İkisi dururlar, yukarıdan
birbirlerine baktıkları anı görürüz.
Sıla: Hayatımda yalana yer yok.
Rüzgar: Sana söz, artık yalan yok.
Sıla hayır anlamında kafasını iki yana sallar.
Rüzgar: Her şey değişecek az kaldı…
Buluşma yerinde görüşmek üzere.
Rüzgar arkasını döner ve gider. Sıla
kalır. Yukarıdan geçen uçağa bakar.
161.
HAVALİMANI İÇ/GÜN
Rüzgar-FGR
Rüzgar havalimanına iner. İnsanlar
ona bakıp güler, vah vah yaparlar. Rüzgar anlamaz. Telefon çalar arayan
Tarık’tır. Rüzgar’a insanlar boynuz işareti yaparlar. Hayran kızlar onu izler.
Rüzgar: Alo Tarık!
Tarık: Ortada görünme çok pis
patladık, nasıl toplarız bilemiyorum.
Rüzgar: Ne oldu?
Tarık: Adasu ile Co-Dog öpüşürken
yakalanmış.
Rüzgar’ın yüzünde bir gülümseme
belirir. Ona bakan herkese gülümser. Rüzgar rahatlamıştır.
162.
SOKAK DIŞ/GÜN
Ercan
Ercan telefonundan canlı yayın
yaparken konuşur.
Ercan: İşte gördünüz sevgili
izleyicilerim, magazincilik diye buna denir. Marka yüzü olan Adasu güya
Bodyguardım dediği Co-Dog ile hararetli bir şekilde öpüşüyordu. Bunu size canlı
canlı sundum. Artık bir ödülü hak ettim.
Ercan yürürken arkasına bakar. Co-Dog
koşarak gelir ve Ercan’ı döver.
Co-Dog: Dayağı hak ettin.
Ercan: Şu an kocaman adam beni
dövüyor. Görüyorsunuz yüzüme yüzüme vuruyor. Basıldılar ya, gitti paralar,
anlaşmalar. Reklam aşkıymış işte reklammış…
Co-Dog Ercan’ı evire çevire döver,
Ercan telefondan canlı yayına devam eder. Güzel görünsün diye bir yere koyar.
Ercan baya izleme oranı almıştır.
163.
KAFE İÇ/GÜN
Rüzgar-Berk-Ayşe
Rüzgar kafeye gelir, etrafa bakar,
mekan istediği gibi olmuştur.
Ayşe: Hoş geldin patron!
Berk: Dostum selam.
Rüzgar: Selam.
Ayşe: Co-Dog neler yaptı gördün mü?
Rüzgar: Hayır ama şu an dünyanın en
mutlu insanını ben yaptı.
Ayşe: Co-Dog adına fan sayfaları
açıldı, takipçi sayısı 50 kat arttı.
Rüzgar: Helal olsun, en iyi dostum o
benim haketti.
Hepsi gülerler.
Berk: Sıla nasıl? İkna oldu mu?
Rüzgar: Bekleyip göreceğiz.
Ayşe: Ben de çok merak ettim şu
Sıla’yı…
Rüzgar: Tanısan çok seversin, daha
doğrusu tanısan çok korkarsın.
Berk: Abartma sen de.
Rüzgar: Azıcık sert.
Ayşe: O halde sert kahve içelim.
Berk: Güzel bağlama.
Gülerler.
164.
STÜDYO İÇ/GÜN
Adasu-CoDog-Prodüktör
Hepsi Adasu’ya yüklenir, Adasu ağlar.
Co-Dog gelir onu korur, elinden tutar ve alıp gider.
165.
SOKAK DIŞ/GÜN
Ercan-FGR
Ercan elinde telefon estetik
yaptırmış bir ünlünün peşindedir. Kadın onu kovalar Ercan çekimde kaçar.
166.
RÜZGAR EV İÇ/GÜN
Tarık-Rüzgar
Tarık elinde katalogla gelir. Meyve
suyu reklam yüzü olması için Rüzgar’ı storyboardlarla ikna etmeye çalışır.
Rüzgar kafasını hayır anlamında sallar. Rüzgar gitarını alır ve çalmaya başlar.
Tarık sıkılır.
Final
167.
KAFE İÇ/GECE
Rüzgar-Ayşe-Berk-Sıla-Adasu-CoDog-Tarık-FGR
Rüzgar’ın kafesi açılışa hazırdır.
Ayşe atıştırmalıkları masalara koyar. Berk içecekleri hazırlar. Tarık bir yanda
telefonla görüşür. Adasu ve Co-Dog elele gelirler. Rüzgar ona sarılır. Co-Dog
onları ayırır. Hayranları gelmiştir Co-Dog ile fotoğraf çektirirler. Adasu ve
Rüzgar güler. Herkes yerini alır. Rüzgar sahneye çıkar.
Rüzgar: Hepinize geldiğiniz için
teşekkür ederim. Burada yani “Özgür Sahne”de genç yetenekler kendi bestelerini
seslendirecekler. Bu akşam açtığımız mekânı müzik aşkı doldursun. Ve benim en
büyük aşkım Sıla’ya yazdığım şarkılarla bu gece kulaklarımızın pasını silsin…
Uzun zamandır üzerine çalıştığım aşk şarkıları sizlerle…
Herkes alkışlar. Rüzgar gitarıyla
şarkıları söylemeye başlar. Bir gözü kapıdadır. Ayşe ve Berk kesişirler, Adasu
Co-Dog birbirine sarılır. Rüzgar şarkıları söyler. Herkes mest olmuş gibidir.
Bir an durur ve camdan bakan Sıla’yı görür. Rüzgar çok mutludur, Sıla da
gülümseyerek ona bakar.
SON
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder