Ana içeriğe atla

Downsizing


"Schmidt Hakkında", "Sideways", "Senden Bana Kalan" ve "Nebraska" filmlerinden tanıdığımız yönetmen Alexander Payne'nin son filmi "Downsizing"in konusu çok dikkat çekici. Dünyaya sığmayan insanoğlu için alternatif bir yol olan küçülme işlemi üzerinde duruluyor. Bir adam küçülürse ne olur? Artıları-eksileri nelerdir?
Hava, su, enerji kaynakları ve besinler zamanla azalacak ve dünyaya sığmayacağız. Çöpümüzün bile azalması mucize olacak. Downsizing buna çözüm buluyor. Norveç'te bilim adamları tarafından formülü yaratılan buluş, İstanbul'da bir kongrede açıklanıyor ve zamanla kendilerini küçülten insanların sayısı artıyor. Özellikle de Amerika'da.
Paul, fizyoterapist olarak çalışırken karısının istediği daha büyük eve geçecek parayı bulmakta zorlanıyor. Ne yapacağını düşünürken bir çiftin küçülünce daha mutlu olduğunu duyunca bu fikir aklına yatıyor. Karısıyla evlerini kapatıp büyülü dünyaya yola çıkıyorlar. Paul küçülme işlemi için hazırlanırken eşi diğer tarafta saçlarının ve kaşlarının kesilmesine dayanamıyor onu bırakıp gidiyor. En acıklısı ise Paul bunu küçüldükten sonra öğreniyor yani dönüşü yok.
Diğer dünyaya adapte olmaya çalışsa da normal hayatından daha kötü bir yaşam şekli ile karşılaşıyor. Call centerda çalışan, küçük bir evde yaşayan, yalnız bir adama dönüyor. Üst komşusu Dusan'ın bitmek bilmeyen partileri onu rahatsız edince kendini farklı bir görevin içinde buluyor. Dusan'ın hizmetçisi Ngoc Lan'ın eski aktivist olduğunu hatırlıyor ve ona yardım etmeye karar veriyor. 
Paul'un kendini ve mutluluğu arayışının öyküsü asıl küçülme işleminden 1 sene sonra başlıyor. 



Tanrım çok seviyorum: Christoph Waltz. İzlemeye doyamadığım oyunculardandır.))
Downsizing izlemek isteyenlere iyi seyirler.)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...