Ana içeriğe atla

Counterpart


Whiplash adlı filmden tanıdığımız J.K. Simmons, Counterpart adlı dizide başrolde. Bir değil hem de iki... Kendisini ve yıllar önce ikiye ayrılan dünyadaki diğer kendisini oynuyor. Böyle yazınca biraz akıl karıştırıcı olsa da. İki ayrı dünyada varolan aynı insanların öyküsü. 
Bir gün işlenen cinayetten sonra olay yerine giden polisler şüpheliyi bulamazlar. Banyoda olayın şokuyla ağlayan bir fahişe vardır. Ona yardım etmek isterken kendi canlarından da olurlar. Çünkü o fahişe olayın asıl suçlusudur. Arkasına bile bakmadan öteki dünyaya iltica eder. Bulunduğu dünyadan biraz daha binaya sahip olan aynı yerdir burası ve onun baş düşmanı polis peşine takılmıştır. Diğer dünyada kendi görevlerini yerine getirmesi yasaktır. Belli saatler arasında izin alıp diğer tarafta acımasız katil Baldwin'i arar. Çünkü karısının peşine düşecektir. Diğer dünyadaki kendisinin komada olan karısı.
Howard diğer dünyayla bağlantı kurduğunu bilmediği bir şirkette ajanlık yapar. Memur gibi sıradan bir hayatı vardır. Belli görevleri yerine getirir, şifreli mesajları alır, verir. Bir kez emir dışı bir harekette bulunur. Karşısındaki adamın lekelenmiş kravatını gösterir ve bu yüzden uyarılır. Howard çok sinirlenir çünkü senelerini verdiği şirkette terfi bile alamamıştır. Aylar önce karısı karşıdan karşıya geçerken bir aracın çarpması sonucu komaya girmiştir. Bu sorunlarla uğraşırken diğer dünyadan gelen kendisinin aynısı! Howard ile karşılaşır ve karısı Emily'nin öldürüleceğini öğrenir.
Howard istemese de ekibe yardım eder, karısının hayatı onun için önemlidir. Bu esnada başka bir insana dönüşüp dönüşmeyeceği merak konusudur. Çünkü iki Howard da birbirinin tam zıddıdır. 
Bana izledikten sonra Güney ve Kuzey Kore'yi anımsatan dizi biraz iç karartıcı atmosfere sahip olsa da izlenebilir. İyi seyirler.))

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...