21 Aralık 2017 Perşembe

The Killing of a Sacred Deer



Yorgos Lanthimos'un merakla beklenen son filmi "The Killing of a Sacred Deer" izleyiciyle buluştu. "The Lobster" filminde biraz gülmüştüm ancak son film bana Haneke'yi anımsattı. Gerçi "Dogtooth" da aile kavramı üzerinden gidiyordu biraz daha rahatsız edici öğeler vardı. Tercihim gülerek rahatsız olmak olsa da "Kutsal Geyiğin Ölümü" 'eden bulur' diye kısaca özetlenebilir. 
Steven kalp cerrahı olarak çalışmaktadır. Genç bir delikanlı onu arada ziyarete gelir. Bu çocuk ameliyatını yaptığı bir adamın oğlu Martin'dir. Steven onu sık sık yemeğe götürür ve ona pahalı hediyeler alır. Martin sınırını bilmez aileye daha çok yaklaşır ve daha fazla şey ister. Steven'ın annesiyle birlikte olması ve sürekli yanlarında olması gibi... 
Bu duruma dur demek isteyen Steven başka bir sorunla karşılaşır. Küçük oğlu Bob'un ayakları tutmamaktadır. Yürüyemeyen çocuk tüm testlerde normal çıkar. Psikolojik olduğu düşünülse de Martin geleceği görür gibi konuşur. Sırayla tüm aile aynı şekilde ölecektir, Steve'in içlerinden birini öldürmesi gerekmektedir. Çünkü Martin'in babasının ameliyatını yaparken sarhoştur ve yanlışlıkla adamın ölümüne neden olmuştur. Bunun da cezası kendi ailesinden birinin yaşamına son vermesidir.
Karısı Anna zamanla bu duruma inanır, kızı Kim'in de ayakları tutmaz ve çocuklar yemek yiyemez bir halde hastanede yatarlar. Steve çileden çıkar ve Martin'e zarar vermeye başlar. Bir yandan da çocukları arasında seçim yapıp yapmama konusunda kararsızdır.
Başrollerinde Colin Farrell ve Nicole Kidman var. Sinir bozucu Martin rolünde de Dunkirk filminden tanıdığımız Barry Keoghan. Yunanlı yönetmenin son filmini izlemek isteyenlere iyi seyirler.

Hiç yorum yok:

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-7

  God of Art- Sanat Tanrısı 7. ARTEMİS Sabah uyandıklarında Artemis pek bir şey hatırlamamaktaydı. Yatakta yalnızdı. Aklında tek kalan p...