Ana içeriğe atla

Vicdani misiniz Efruz mu? Gözlerimi Kaparım...

Haldun Taner 1964 senesinde iki perdelik oyun yazar. 
Adı "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım".
2. Meşrutiyet-12 Mart tarihleri arasınında geçer.
Can Doğan'ın rejisiyle Şehir Tiyatroları'nda izlenebilir.
Asıl soru: Vicdani mi olmak Efruz mu olmak gerek?

399 numaralı çocuk.
Vicdani ve Efruz çocukluk arkadaşıdır.
Vicdani; iyi niyetli, saf, vatanını, milletini düşünen her zaman büyüklerinin dediklerini dinleyen bir çocuktur.
Efruz ise; açıkgöz, kendini düşünen, çıkarları doğrultusunda davranan, uyanık, yaramaz bir çocuktur.
Vicdani Efruz'u kardeş gibi görse de onun yüzünden ömrü boyunca acı çeker.
Okulda Efruz'un yemesi gereken! dayakları Vicdani yer.
Haksız yere dayak yediğini hocasına ima ettiğinde karşılaştığı tepki "hocanın vurduğu yerde gül biter" olur.
Asıl temsili olan Efruz gibilerdir. Vicdani gibiler daha azınlıkta olduğu için salak kategorisinde değerlendirilir.
Dürüst olan Vicdani, her zaman bu huyu yüzünden hayatta geri düşer.
Bir gün yolda bulduğu saati karakola götürür. Bu yaptığının karşılığında polisin hırsızlık suçlamasıyla karşılaşır. Ağlayarak orayı terkeder arkasından gelen Efruz yalan söyleyerek polisten saati alır ve bunun karşılığında kendine bir bisiklet alır.
Devletin ve polisin gözünde de dürüst insan saygıyı hakeden insan değildir. Vicdani başına gelen bu olaylara rağmen değişmez.
Kendine bir yol çizmiştir, memleketine yararlı olacaktır.
Efruz'un kendine çizdiği yol para üstüne kuruludur. Yani kendine yararı dokunacaktır.

Okul biter iş başlar.
Yıllar sonra iş hayatında karşılaşırlar. Vicdani az miktarda maaşla bir işe girer. Arkasından gelen Efruz patrona çeşitli şekilde yol yaptığı alavere-dalavereyi iyi bildiği için yüksek maaşla aynı yerde işe başlar.
İş bilmeyen sekreteri kendilerine kapatma yapar ve ardından Vicdani'ye namuslu eş diye kakalarlar.
Vicdani olayların farkına varır ancak işini yine gerektiği zamanda terkedemez. Çalışanların menfaatini göz ardı edemeyecek nitelikte salaktır, başkalarının gözünde.

Efruz güçlenir, Vicdani delirir.
Efruz değişen politikalara hemen ayak uydurur, gazete sahibidir ve Adalet Partisi'nden siyasete atılmaya karar verir. Yanında dürüst bir insan olmasını ister, sebep ise "şans getirmesi"dir.))
Vicdani Efruz ile çalışmaya başlar. Yine başına binbir türlü işler açılır.
Kendini hapiste bulur. Efruz kirli çamaşırlarını onun üstüne atmıştır.
Para her kapıyı açar, polis ve adalet Efruz'u suçsuz Vicdani'yi suçlu bulur.
Vicdani için dönüşü yoktur, plak sendromuyla sürekli eskiyi tekrarlar ve akıl hastanesine düşer. Efruz ise umursamadan yoluna devam eder. 
Her iki karakter bu özelliklere doğuştan sahiptir. Sonradan değişmemişlerdir.
Efruz kazanmış Vicdani ise kaybetmiştir.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...