Ana içeriğe atla

10. İnsan Hakları Film Günleri

 Mükemmeli bir film olan Pamir Sineması ile festivale başladım. 

CINEMA PAMEER | Pamir Sineması

Martin von Krogh | 2019 | 1saat 20 dakika

Afganistan'ın Kabil kentindeki bir sinemada film gösterimi yapmaya çalışan bir avuç insan. Savaş yüzünden yeni yeni eski haline dönmeye çalışan Afganistan'ın sinema sanatı ile daha da ileri gideceğini düşünen sinema yöneticileri her türlü imkanı kullanarak halka film göstermeye çalışıyor. Bu filmlerle düzgün davranmayı, doğruyu ve yanlışı görüp ona göre yaşayacaklarını düşünüyorlar. Bir yandan bombalar patlıyor bir yandan sinemada uyuşturucu kullanılıyor. Görevliler sabırla bunlara göğüs geriyorlar. Çünkü ülkelerinin karanlığa gömülmemesini istiyorlar. Pamir Sineması herkeste bir iz bırakmış. Hala da bırakmakta. Mollalar tarafından Kuran'a küfrettiği gerekçesiyle linç edilen Ferhunde isimli kadının filmini gösterime sokmak için uzun uğraşları çaba veriyor. Kendi çaplarında bir devrim yapıyorlar ve filmle halka gerçekleri göstermiş oluyorlar. Umarız ki Pamir Sineması hep ışığıyla kalır.

LOVEMOBIL | Aşkmobil

Elke Margarete Lehrenkrauss | 2019 | 1saat 46 dakika

Aşkmobil Almanya'da yol kenarlarındaki karavanların içinde ne olduğunu anlatıyor. Afrika'dan ve Doğu Avrupa'dan gelen kadınlar para kazanmak için karavan kiralayıp içinde fahişelik yapıyorlar. Tek umutları çok para kazanabilmek, en büyük korkuları bir manyak tarafından öldürülmek, hayalleri ise aşık olmak. İyi bir belgesel :)) 

BINTI

Frederike Migom | 2019 | 1saat 30 dakika

Binti adeta bir hayal dünyasını anlatıyor. Mekanlar ve çekimler reklam dünyasını andırıyor. Binti 12 yaşında Afrikalı bir kızdır, polis onun ve babasının peşindedir çünkü sınır dışı edilmeleri gerekmektedir. Çektiği videolarla internette fenomen olmak isteyen kızın yolu okapileri kurtarma kulübü başkanı Elias ile kesişir iki çocuk işbirliği yaparlar. Hatta bu işbirliği içerisinde anne ve babalarını baş göz etmek de vardır.

THE VICE OF HOPE | Umudunu Kaybetme

Edoardo De Angelis | 2018 | 1saat 40 dakika

Maria aile yadigarı işini yapar. Hamile fakir, kaçak göçmen ya da fahişe kadınların çocuklarını satmaktadır. Bir gün kendisinin de hamile olduğunu öğrenir. İşler tersine döner. Hiçbir çıkış yolu olmasa da içinde umut vardır. Yıllar önce onu kurtaran bir adamı seçer bu kez çocuğunu kurtarması için. Napolili yönetmen deniz ve nehir kıyısı atmosferde yaşananları izleyiciye aktarmakta çok başarılır. Farklı yaşamları gözümüze sokmadan bize izlettiriyor. Un film meraviglioso diyorum.))

Son olarak da festivale kısaları izleyerek veda ediyorum.))

TUA INGUGU | Su Gözler

Daniela Thomas | Brazil | 8 dakika | Portuguese

MACHINI

Frank Mukunday, Tétshim | Congo, Belgium | 10 dakika

WE WANT OUR FUTURE! | Geleceğimizi İstiyoruz!

Atom Şaşkal | Turkey | 13 dakika | Turkish

THE CALL OF THE GLACIER | Buzulun Çağrısı

Hassan Lakhdar | Switzerland | 15 dakika




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Gece Sahilde Tek Başına

Young Hee, Güney Kore'de ünlü bir aktristir. Yönetmenle yaşadığı bir ilişki sonucunda kalbi çok kırılır. Çünkü adam evlidir. Hamburg'a giden Young Hee, bir arkadaşının evinde kalır. Hem kalbinden aşkın izlerini silmeye çalışır hem de adamın gelip onu almasını bekler. Farklı bir ülkede her gün parkta yürüyüş yapar, yeni insanlarla tanışır ve biraz daha rahat davranmaya çalışır. Her ne kadar arkadaşı onun bir yemekte alkol alıp gevşemesinden hoşlanmasa da Young Hee o an canı ne isterse onu yapmaya kararlıdır. Ülkesine geri döndüğünde eski arkadaşlarını bulur ve onların değişimini gözlemler. Hala bekar olan erkekleri acımasızca eleştirir. Eski aşkının ne yaptığını merak etse de çok peşinde düşmez. Eninde sonunda hesaplaşacak kadar içinde biriktirdikleri vardır. Young Hee sadece sevilmek istediğini anlamıştır. O yüzden çevresindekilerle bu konuda rahatça tartışır. Arkadaşların onun zor zamanlarına destek olmak için seslerini çıkarmazlar. Young Hee sahilde uyuduğu bir gün es...

Balıkesir Şan Sineması

Balıkesir Şan Sineması'nın kapanacağını ve 4as market olarak açılacağını duydum veeee çok üzüldüm. İlk filmimi izlediğim yer olan Şan, benim için çok özeldir. 1994-1999 yılları arasında... İlk kez Batman'ı orada seyrettim ve sonraki 4 sene boyunca filmlerimi izlediğim tek yer oldu. Kısacası sinema nedir Şan'da öğrendim. Cumartesi ve pazar günleri hınca hınç dolu olurdu. Okuldan ve dersaneden kaçıp gittiğim tek yerdi. Ülkede sinema ve tiyatro salonları kapatılıyor yerlerine marketler ve avmler açılıyor. Köle gibi çalış, sanattan uzaklaş, para harca, daha çok kazanmak için çalış ve daha çok harca. Çark böyle dönecek artık. Anlayanlar anlamayanlara anlatsın.