Ana içeriğe atla

The Guest Book


"My Name Is Earl" ve "The Millers" dizilerinin yaratıcısı olan Gregory Thomas Garcia'dan yeni bir komedi dizisi geldi: "The Guest Book".
"Önce biraz izleyelim de komik mi görelim?" diye tedirgindim, ilk bölümde hemen diziye ısındım. Uzun zamandır sevişmeyen çocuklu bir çift şehirden uzak dağda bir kulübeye gelirler. Amaçları evlilik tazelemektir. Kocası eşi için buhar makinesi ararken bir striptiz kulübe denk gelir. Reklamdaki kız ilgisini çeker ve "5 dakika dans eden kız izlemenin kimseye zararı olmaz" diye düşünür. Aracını kulübe sürer. Kocaman memeleriyle şişman Vivian'ın ağına düşmüştür. Odada biraz onunla ilgilenen uyanık kadın şantaj yapıp para koparmak için bu yakınlaşmayı kayda alır. Ve siyahi üvey oğlunu adamdan para koparmaya zorlar. Ancak bir takım aksilikler yüzünden istediğini alamaz. Genç adam panik olsa da evliliğini iyi bir noktaya taşımıştır.
Kulübeyi kiralayan yaşlı çiftin de evlilikleri monotonlaşmıştır. Yine Vivian devreye girer. Aklı sıra onlardan da para koparacaktır ancak kadının her çabası başkasının lehine sonuçlanır. Yan komşu karısına saplanıp kalmış bir adamdır. Tinder yüzünden evliliğinin bittiğini düşünür oysa karısı ondan önce Tinder açmıştır. Bunu anlaması uzun zaman alır. Kasabanın polisi de uzaktan adama aşıktır. Gönül işleri baya karışıktır!
Kulübeye gelen çeşit çeşit insanlar misafir defterine yazarlar. Hem içlerini dökmek hem de o an ne yapacaklarını düşünmek için zaman kazanırlar. Umutsuzca iş arkadaşına aşık olan asosyal bir adam, eski bir porno yıldızı, kocasının patronundan sıkılmış bir kadın... Hepsi bu kulübede bir gece kalırlar ve bir bakıma hayatları değişir. Komik ve zekice kurgulanmış bir dizi. Şimdiden ikinci sezonu bekliyorum.))

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...