Ana içeriğe atla

Gomorra


Roberto Saviano'nun aynı adlı romanından uyarlanan film 2008 yılında vizyona girmişti. 2014 senesinde de televizyon dizisi olarak çekilmeye başlanan Gomorra büyük bir hayran kitlesi yarattı. Napoli turizmi bu filmle gelişir mi bilemiyorum çünkü ben ikinci kez gitmeye korkar oldum:))
İtalya pizzası ve mafyasıyla meşhur olan bir ülke. Oralarda sesli bir şekilde mafya demek biraz tehlikeli... Gomorra da bu tehlikeye gözü kapalı girenleri konu alıyor. Uyuşturucu ticareti yapan Pietro Savastano, sağ kolu Ciro di Marzio'nun ona olan güvenini sınar. Ciro aynı zamanda mafya babasının oğlu olan Gennaro Savastano'nun yol göstericisidir. Çünkü babasına bir şey olursa başa o geçecektir ve her şeye hazırlıklı olmalıdır. Gennaro bir o kadar saf ve merhametlidir. Ciro ise onu cesaretlendirmek için elinden geleni yapar. 
Pietro'nun hapse girmesiyle düzen alt üst olur. Önce karısı Immacolata başa geçer. Gennaro yaptığı her hamlede iş ortaklarını kızdırmaktadır. Bir yandan Ciro bir yandan annesi onu yola getirmeye çalışır. Ciro iktidar boşluğunu görünce güçlenmeye karar verir. Ve diğer mafya kollarıyla anlaşma yaparken ikili oynamaya başlar. Ona göre bu kendini güvence altına almaktır. 
Gennaro sarışın sevgilisi için para döküp saçarken annesi onu yola getirecek yöntemi bulur. Honduras'a gidip orada gerçeği görecektir... Gennaro geri döndüğünde sadece saç kesimi değil tüm karakteri değişmiştir. Çünkü orada hayatta kalması için insan öldürmeye zorlanmıştır. Korku dolu çocuk, cesur bir adama dönmüştür. Annesini yönetimde saf dışı bırakıp mafya kurallarını yeniden yazacak kadar gözü kadar olmuştur. 
Ciro da İspanya'da acımasız Salvatora Conte ile ölüm kalım savaşı vermektedir. Biraz aklını kullanır ve anlaşmaya varır. Gennaro ve Ciro, Immacolata yüzünden birbirlerinden haber alamamışlardır. Yoksa Ciro Gennaro'yu ateşe atmayacaktır. Bu olay onun büyümesini ve Ciro'yu saymamasına neden olur. Geri plana itilen Ciro diş bilenir ve Pietro'nun sadakatine layık olmaya çalışmak yerine kendi yolunu çizer. 
Gennaro kendi ailesinde büyüklere saygısızlık etmeye başlar ve küçükleri üstlerine salar. İş o kadar değişir ki annesi bir bu iç savaşta kurban olur. Hem de onun yol göstericisi Ciro tarafından... Ölümler başlar ve diğer iş birlikçileri Savastanolara resti çekerler. Ciro da yönetimi eline almaya karar verir. 
Oğlunun ortalığı karıştırdığını duyan Don Pietro hapiste aklını yitirmiştir ve tek dostu sadık Malammore tarafından kaçırılır. Tekrar işlerin başına geçmeye niyetlense de bir süre Almanya'da kalacaktır. Ciro ise Gennaro'nun ekibini yok eder ve son kurşunlarını Gennaro'ya sıkar. Amacı Savastanoları tarihe gömmektir. 
2. sezon baba-oğul arasında iktidar savaşı ortaya çıkar. Ciro da kendi kurduğu ittifakı büyütmek için uğraşmaktadır. Hatta Salvatore Conte'nin ortakları sayesinde ondan kurtulur. Yani Ciro tehlikeli oyunlar içinde yeni yöntemler bulmaya başlar. Kendisini ihbar etmek isteyen karısı Debora'yı bile öldürecek kadar gözü kararmıştır.
Genny, Roma'da kendine yeni bir yaşam kurar. İşi sadece uyuşturucuyu değildir. Orada bir inşaat firması olan adamın kızı Azzurra ile takılıp iş adamı olmaya niyetlidir. Genny'yi oğlu gibi seven adam sırtından bıçaklanmak üzere olduğunu bilmeden kızının düğün planını yapar. Azzurra da hamiledir ve Genny gelecek erkek çocuğun adını Pietro koyacaktır.
Malammore yeğeni Patrizia'yı Don Pietro'nun ihbarcısı yapar. Kızı zorla onun yanına alır. Önceleri çekingen davransa da Patrizia, Pietro'ya eş bile olmaya çalışır. İş Ciro'nun kızının öldürülmesiyle değişir. Patrizia geri çekilir. Ciro da yıkılmıştır. Gennaro da ona hayatının şansını verir. Babası ile buluşma yerine Ciro'yu göndererek Pietro Savastano dönemini kapatır.
3. sezonda Roma'da Gennaro, Napoli'de Ciro borusunu öttürecek gibi görünüyor. Başbaşa kalan eski dostun savaşına tanık olabiliriz ya da iş ortaklıklarına... Ancak 2. sezon ölen Prens ve hapse giren Şanel en sevdiğim karakterlerdi. Bakalım bu sezon kimler gelecek kimler gidecek:)) İyi seyirler.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...