27 Şubat 2016 Cumartesi

Anomalisa


"John Malkovich Olmak", "Sil Baştan", "Tersyüz" filmlerinin yazarı Charlie Kaufman'ın son filmi "Anomalisa" stop-motion animasyonu olarak tasarlanmış. 72. Venedik Film Festivali'nde ilk kez animasyon filmi Büyük Jüri Özel Ödülü'nü kazanmış.  Aslında "Anomalisa" 2005 yılında Kaufman tarafından yazılan bir oyun.
Michael Stone, "Call centerlar nasıl daha verimli olur?" konseptli kitabının konuşması için Cincinnati'ye gelir. Taksicinin konuşması, bellboyun sohbet etme zorunluluğu onu sıkar. Michael aslında kimseyle konuşmak istememektedir. Çünkü herkesin sesi aynıdır.
Günah çıkarmak gibi olmasa da Michael otel odasında aklına düşen eski sevgilisini arar. Bella yıllar sonra hatırlandığına sevinir ve bir koşu otele gelir. Michael onu odasına götürmek istediğinde ise kadın içinde biriktirdiği sinirini ona akıtır. Hiçbir şey demeden çekip gitmiş ilişkiyi nedensiz bitirmiştir. Michael diyecek bir şey bulamaz ve giden kadının arkasından bakar.
Odasına giderken farklı bir ses duyar. Bu sesin kime ait olduğunu öğrenmek için odaları arar ve iki kadının olduğu bir odayı keşfeder. Oradaki Lisa Michael'i dinlemeye gelen sıradan bir call center elemanıdır. Hayranlık duyduğu adamı karşısında görünce şaşırır. Michael onları bara içki içmeye davet eder. Gecenin sonunda güzel olan arkadaşını seçeceğini düşünen Lisa yanılır. Ve Michael onu odasına çağırır. 
İkisi odada günlerinin nasıl geçtiğini konuşup yakınlaşırlar. Michael yıllar sonra farklı bir ses duyduğu için çok mutludur ve onun susmasını istemez. Lisa ise yıllardır bir ilişki yaşamamıştır ve onun neden tercih ettiğini anlamaz. Çünkü Lisa kendini çirkin ve işe yaramaz bulmaktadır. Michael'ı o kadar etkilemiştir ki ertesi gün adam karısını terkedip onunla yaşamaya karar verir. Ne yazık ki Lisa'nın sesi de diğerleri gibi olmaya başlar. 
İyi seyirler:))))

25 Şubat 2016 Perşembe

Grandma


Elle sevgilisi Violet öldükten sonra bir nebze hayata küsmüştür. Filmin açılışında 4 aylık sevgilisinden ayrılır. Onu sevmediğinden değil aşkı hissedip korkutuğu içindir. Violet'e hissettiği duyguları tekrar yaşamayı göze alamamıştır. Kredi kartlarını kesip dreamcatcher yapan şair kadının kapısını liseli torunu çalar. Durduk yere gelmesi hayra alamet değildir. 
Sage erkek arkadaşım bile diyemediği bir çocuktan hamiledir. Kürtaj için paraya ihtiyacı vardır. Direkt anneannesine gelmiştir. Çünkü annesi için bu haber felakettir ve kızı Sage'i boğacaktır. Aynı zamanda Elle de disiplinli kızından korkmaktadır. Uzun süredir onunla görüşmemektedir. Ancak torununa yardım etmeye kararlıdır ve gereken para olan 630$ bulmak için yola koyulur.
Önce sorumsuz sevgiliyi ziyaret ederler. Yaşlılara hürmet göstermeyen çocuk Elle'in damarına basar ve bir güzel dayağı yer. Çekmecesindeki 3-5 kuruşu alan çılgın anneanne uyuşturucuyu da çarpmayı ihmal etmez. Eski kitaplarını satmak için harekete geçtiğinde ise kimseyi kandıramaz.
Elle bu sefer para bulmak için eski kocasına gider. Başından birçok evlilik geçen adam hala Elle'i sevmektedir. Evlendikten hemen sonra hiçbir sebep yokken çekip giden karısı aklının bir köşesindedir. Önce istedikleri parayı vereceğini söyler ancak karşılığında öpüşeceklerdir. Elle kabul eder ancak adam o paranın kürtaj için harcanacağını duyunca geri adım atar. Hem Elle'in oraya para bulmak için değil ondan özür dilemek için geldiğini anlar. Elle kalbi kırık eski kocasını geride bırakarak son çaresi olan kızına gider.
Küplere binen kızı onları yarı yolda bırakmaz ve gerekli parayı verir. Sage'in asıl istediği annesinin yanında olmasıdır. Kürtaj için kliniğe gittiğinde annesi de gelir. Sage operasyondan sonra hem annesiyle aralarının düzelmesi için anlaşmayı sağlamış hem de anneannesini annesine yakınlaştırmıştır.
Bazen kötü şeyler iyilere vesile olur. Ancak bunu beklemek gerekmez. "Grandma" 3 kuşağı bir günde bir olaya çözüm bulmak için birleştiriyor. Oyuncular ise rolün hakkını veriyor. İyi seyirler.))



22 Şubat 2016 Pazartesi

Beyin Yakan Orkide Yağ Reklamı


Hadi yaaaa!
Yapma yaaa!
Bu ne yaaa!
Ne kadar çok "yaa" var değil mi?
Benim kullandığım tek yağ var o da mutfakta "Orkide Yağ".

Slogan; "başka hiçbir yağa benzemez". Şarkı söyleyerek yağa sarılan İlhan Şeşen ile boş evde çekilen reklam bitiyor. 
Gerçekten Orkide Yağ'ın reklamı da başka yağ reklamlarına benzemiyor. Dahi metin yazarı, üst düzey yaratıcı yönetmenin elinden çıkmış da ondan. En azından kahkahalarla güldürüyor. "Bu ne yaaa?" dedirtse de reklamın iyisi kötüsü olmaz fikrine kapılmışlar ki deli cesaretiyle bu işe soyunmuşlar. Orkide Yağ ekibini hiç hesaba katmıyorum onlar sadece yağdan anlıyor gibi gerisi hikaye. Reklamcılar da "abi iş aldık karnımız doydu" diye ortalarda geziyorlardır. 
Reklamın künyesinde ekip işi yazmıyor gerçi bir yönetmen, bir görüntü yönetmeni ve oyuncu ile çekilmiş gibi duruyor. Muhtemelen 1 saatte çekildi. Bence nasıl reklam yapılmaması gerektiğine iyi bir örnek. Derslerde örnek olarak gösterilebilir. 

21 Şubat 2016 Pazar

Carol


Patricia Highsmith'in "Carol" adlı romanından uyarlanan film izleyicinin beğenisini kazanıyor. Ben de filmi izlemeye karar verdim  ve Başka Sinema'da bir bilet aldım.
Carol, 1952 yılında Noel arefesinde Manhattan'da geçiyor. Therese, Frankenberg's mağazasında satış sorumlusu olarak çalışmaktadır. Bir gün etkileyici bir kadın gelir ve kızı için oyuncak baktığını söyler. Adı Carol olan kadın aynı zamanda çok zengindir. Aralarında her şeyi başlatacak bir dialog geçer. Therese'nin küçükken ne tür oyuncaklarla oynadığını soran Carol "tren" cevabını alır. Oyuncak bebekleri neden tercih etmediğini sorunca da kız trenlerden anladığını söyler. Carol'ın aradığı yanıt budur ve kızdan hoşlanmıştır.
Carol'ın arkasından bakakalan Therese, onun eldivenlerini orada unuttuğunu görür ve evine postalar. Carol ise ona teşekkür yemeği borcunun olduğunu söyler. İkisi şehirde güzel bir restoranda buluşurlar. Carol yemek ve içecek siparişini hiç düşünmeden verir Therese ise "aynısından" diyerek hayatını onun seçimine bırakmış gibi karar verir. 
Therese aynı zamanda amatör olarak fotoğrafçılıkla uğraşmaktadır. Makinesi eski tarzda olduğu için istediği çekimleri yapamaz. Carol ile ilişkileri ilerleyince kadın ona son model bir fotoğraf makinesi alır. Ve Therese Carol'ın fotoğraflarını çekmeye başlar. 
Therese'in bir arkadaşı Times'da çalışmaktadır ve onun foto muhabir olarak işe başvurmasını önerir. Carol'ın kocası onun kadınlardan hoşlanmasını kaldıramaz ve küçük kızını göstermemekle tehdit eder. Carol alıp başını gitmeye karar vermiştir. Therese de onu yalnız bırakmak istemez ve her şeyi unutup sadece birbirleriyle vakit geçirmek için uzaklara giderler. Ancak bu pek mümkün olmaz. Carol'ın kocası peşlerine bir muhbir takmıştır. Ve Carol çocuğundan ayrı kalmayı göze alamaz, Therese'ten bir mektupla ayrılarak evine geri döner. 
Carol'ın tek amacı Therese'nin mutlu olmasıdır. Bu süreçte Therese evini boyar, Times'da işe girer yine de ağzının tadı yoktur. Carol ise lezbiyenlik ruhsal bir bozuklukmuş gibi psikolojik tedavi görmüş ve kocası istedi diye aile yemeklerine katılmak zorunda kalmıştır. Yine de sorun çıkaran kocasıyla uğraşmaktan yorulur. Oysa zamanla farkedecekleri bir şey vardır. İkisi birbiri olmadan çok mutsuzdur ve aşkı bulmuşken kaybetmek istemezler.
Carol Amerika'da tüm gazetelerin yazdığı gibi "Etkileyici bir güzellikte". Bu o dönemlerin büyüsünün yaşatılmış olmasından mı yoksa Cate Blanchett'in aurasından mıdır bilinmez ancak insanın gözlerini beyaz perdeden alamadığı kesin! Rooney Mara ise Cannes'da En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü almış.
Filmin müzikleri de dinlenmeye değer. The Clovers, Billie Holiday, Georgia Gibbs, Les Paul, Mary Ford ve Jo Stafford. Sizi film gibi bir geçmişe götürmeyi sağlıyor. İyi seyirler:))

20 Şubat 2016 Cumartesi

The Intern


Ben, bir ajanda firmasından yönetici olarak çalıştıktan sonra emekli olmuştur. Ancak iş hayatından kopmak istememektedir. Karısını kaybeden adam her gün hayatın içinde olmak için gazetesini alıp kafelere gider ve insanların içinde vakit geçirir. 70 yaşında olduğu halde çalışmak onun için aynı zamanda kutsaldır. 
Bir gün gördüğü ilanla hayatı değişir. Bir e-ticaret sitesi yaşlı bir kişiyi staj programına alacaktır. Ben yeni nesle uygun bir şekilde video çekip onlara gönderir ve görüşmeye çağrılır. Diğerleri serbest giyinirken o takım elbisesiyle iş görüşmesine gider. Şirkette çeşitli pozisyondaki insanlar onunla ayrı ayrı görüşürler ve staj programına kabul edilir. Artık Ben'in her sabah erken kalkması için bir nedeni vardır. 
E- ticaret sitesinin yöneticisi Jules ise genç yaşta başarıyı yakalamıştır. Evli ve bir çocuk sahibi olan genç kadın işine gecesini gündüzüne katarak sahip çıkar. Evde kurduğu site için bugün yüzlerce insan çalışmaktadır. Tesadüf odur ki kiraladığı bina Ben'in yıllarca çalıştığı eski ofisidir. 
Jules için 1 dakika bile çok önemlidir. İş arkadaşı onun bir destekçiye ihtiyacı olduğunu düşünür ve Ben'i ona kişisel asistan olarak atar. Bu durumdan bir tek Ben memnun olur. Jules ise ona iş vermeyi reddeder. Ancak Ben inatçıdır ve patronun gözüne girmek için çabalamaya başlar.
İş yerinde günden güne sevilen Ben'in evi yeni genç arkadaşlarıyla dolup taşmaya başlar. Eski yaşlı arkadaşları bu durumu kıskanırken şirketin masörü güzel bir kadın Ben'in kalbini kazanacaktır.
Bir gün Jules toplantıya yetişecektir ve Ben onun şoförünün içki içtiğini görür. Duruma hemen el koyan adam Jules ile yakınlaşmaya başlar. Şirket için CEO arayan Jules sıkıntılı zamanlar geçirmektedir. Evde de gözle görülmeyen sorunlar vardır. Ben farkında olmadan Jules'a yön gösterir. Jules ise ilk defa kalbini bir yabancıya açar.
70 yaşlarında birinin hala üretme çabası görülmeye değer. Robert De Niro gibi bir ustayı bu kıvraklıkta görmek izleyici için güzel bir örnek. Aynı zamanda genç yaşta başarıyı yakalayan Jules da hayatta her şeyin mükemmel gitmeyeceğinin iyi bir ispatı. Güzel ve eğlenceli bir film. İyi seyirler:))


19 Şubat 2016 Cuma

Sicario-Denis Villeneuve


FBI ajanı olarak çalışan Kate, Arizona'daki rehine krizini çözmek için bir eve baskın düzenler. Ortağı Reggie ile bir çatışmaya girerler ve tesadüfen evdeki duvarlara saklanmış bir sürü ceset bulurlar. Ardından 2 polisin ölümüyle sonuçlanan bir patlama yaşanır. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Uyuşturucu kartelleri Amerika'da cirit atmakta ve izlerini kaybettirmektedirler. 
Kate ne yapabileceğini düşünürken üst düzey görevliler toplanmıştır. Savunma Bakanlığı'ndan Matt ile tanışır ve El Paso'ya gidip sorunu kökünden halledebilecekleri bir operasyona katılma görevi teklif edilir. Kate gözü kapalı görevi kabul eder ve uçağa biner. Orada Alejandro'yu görür, kendini savcı olarak tanıtan adamda içine sinmeyen bir şeyler vardır. Uçak El Paso yerine Meksika'daki Juarez'e inince Kate 'Nasıl bir işe girdim?' diye düşünmeye başlar.
Matt ve Alejandro ne yaparsa onların peşinde sesini çıkarmadan gezmek Kate'in canını sıkar. Ancak hamle yapmaya çalıştığında da sert tepkilerle karşılaşır. Sınır dışında illegal işler yapmak Kate'in içine sinmez ve derinlere inip kurcalamaya başlar. 
Reggie ve Kate bir akşam barda içip kafa dağıtmaya karar verirler. Reggie eski bir arkadaşını görür ve sohbete devam ederler. Adam Kate ile ilgilenir ikisi başbaşa kalınca yakınlaşırlar. Adam aslında Kate'i yok etmek için gönderilmiştir. Alejandro gelir ve onu kurtarır. 
Uyuşturucu geçişinin sağlandığı tünellerin temizlenmesi için operasyonu düzenlenir. Kate orada görmemesi gereken bir şeyi görür. Alejandro tünelin sonunda uyuşturucu yüklü bir polis aracına binip oradan uzaklaşır. Amacı barona ulaşmaktır. Polis aracıyla uydudan takip edilen bir aracı yakalar. Baronun evine girer ve tüm ailesiyle birlikte onu öldürür. Aslında Alejandro Colombia'nın uyuşturucu baronudur. Karısını ve kızını öldürenlerden intikam almak için gelmiştir. 
Kate bunu öğrenir ancak çok çaresizdir. Silah zoruyla resmi belgeleri imzalar ve Alejandro'ya tek bir hamle bile yapamaz. Adalet sisteminin nasıl işlediğini gören idealist polis bunu nasıl sindireceğini bilememektedir. Alejandro ise istediğine Amerika desteğiyle kavuşmuştur. 
Meksikalı polis aynı zamanda uyuşturucu taşıyıcısıdır. Futbol oynamayı seven oğlu onu her sabah uyandırır ve babasının onu izlemesini ister. Birlikte kahvaltı yaparlar. Alejandro'nun aracına bindiği zaman polis "Bir oğlum var" der ve Alejandro da ona "Bütün bunları ailen için yaptığını söyleme" der. Paralelde gördüğümüz polis aslında oradaki yaşamı gözler önüne seriyor. Bazen hayatta başka seçeneği olmayan insanlar yine bu sebeple hayatlarını kaybedebiliyorlar. Filmin sonunda polisin oğlu futbol oynamaya devam ediyor bu sefer onu annesi izliyor.
Kate ise Amerika'yı temsilen olaylara uzaktan bakar ve güçlü olanın illegal yöntemlerine sesini çıkaramaz. O da bir destekçi olmuştur. Her ne kadar uyuşturucuyu bitirmeyi hayal etse de uygulamada geçici bir çözüm bulmuştur.



Tangerine


Sean Baker'in 3 IPhone 3 ile çektiği son filmi "Tangerine" oldukça başarılı. 2 trans seks işçisi buluşup konuşmaya başlarlar. Sin-Dee Rella hapisten yeni çıkmıştır. 1 aydır ortalarda olmadığı için Alexandra'dan dedikoduları alır. O esnada Alexandra erkek arkadaşının onu aldattığını ağzından kaçırır. Sin-Dee sinirlenir çünkü adam gerçek bir kadınla yatmıştır üstelik beyazdır. Sinirlerine hakim olamaz ve adama gününü göstermeye karar verir önce kadını bulmak için sokaklarda gezinir. 
Bir süre Alexandra da peşinden gelir ancak Sin-Dee başlarını belaya sokacak kadar gözü karadır ve vazgeçer. Ayrıca Alexandra'nın biraz para kazanması gerekmektedir. Çünkü akşam bir barda şarkı söyleyecektir ve bu işi ücret alarak değil ücret ödeyerek yapmak zorundadır. Sin-Dee gördüğü herkese kızın adını sorar ve nerede olduğunu öğrenmeye çalışır. Önce insanlar söylemek istemese de Sin-Dee neticede bir erkektir ve onları kaba kuvvetiyle zorlar. 
Razmik Ermeni bir taksi şoförüdür. Noel zamanı olduğu için aracına binen sarhoşlarla uğraşırken Alexandra'ya denk gelir. Aynı zamanda translardan hoşlanan adam onunla yatar ve Sin-Dee'nin hapisten çıktığını öğrenir. Evine geri dönüp ailesiyle Noel yemeği yiyen Razmik'in içi içine sığmaz ve Sin-Dee'yi görmek için yalan söyleyip evden çıkar.
Sin-Dee sevgilisinin onu aldattığı kadını yani Dinah'yı bir fuhuş evinde bulmuştur. Saçından sürükleyerek erkek arkadaşının yanına götürür. Bu arada Alexandra'nın sahne aldığı yere gidip şarkısını dinlerler ve paraları olmadığı için sadece su içerler. Dinah ile aralarında konuşmadıkları bir anlaşma olur. İkisi uyuşturucu alır ve biraz sakinleşirler. 
Ve yüzleşme vakti gelir. Donut dükkanında sevgilisinin karşısına çıkan Sin-Dee, Dinah ile olan ilişkisini sorar ve Razmik de oraya gelince işler karışır. Tam ortalık sakinleşecekken Razmik'in kayınvalidesi gelir ve kızını da oraya çağırır. Damadının gerçek yüzünü gören kadının amacı kızını ondan ayırmaktır. 
Olaylar çözülmeye başladığında Sin-Dee'nin sevgilisinin söylediği şey Alexandra ile aralarını açacaktır. Ve ikisi arkadaşlıkları sınanan bir gün yaşamaktadır.
Son derece başarılı oyunculukları, kamera çekimleri ve konusuyla "Tangerine" izlenmeye değer bir film. Seks işçilerinin hayatlarını acındırmadan onların da birey olduklarını izleyiciye hatırlatıyor. Transların hem erkek hem de kadın duygularına sahip olduklarını yaşadıkları hayata dayanmak için hangi noktalarda nasıl kullandıklarını gözler önüne seriyor.
IF Film Festivali kapsamında izlenebilen film için iyi seyirler:))


3 Şubat 2016 Çarşamba

The Revenant-Alejandro González Iñárritu


"The Revenant" filminin yönetmeni Alejandro Gonzalez Inarritu, başrolde ise Leonardo Di Caprio var. Michael Punke'ın "The Revenant: A Novel Of Revenge" adlı kitabından sinemaya uyarlanmış. Biraz filmden bahsetmek gerekirse; 1823 yıllarının Amerikası nasıldı sorusunun cevabı kafamızda canlanıyor. Bakir, ıssız ve tekinsiz. Fransız birlikleri, Kızılderililer, İngilizler, ve diğerleri... 
Hugh Glass, bir şirket için avcı olarak çalışmaktadır. Yabani hayvanları kürkleri için avlayan bir grupla birlikteyken Kızılderililer tarafından ani baskın yerler. O sırada Glass, Kızılderili oğluyla birlikte bir geyiğin peşindedir. Ve silah seslerini duyunca hemen harekete geçer. Tek çare ölen arkadaşlarını orada bırakıp kurtarabildikleri kürklerle kaçmaktır. 
Glass'ın önderliğinde yolculuklarına devam ederler. Deniz yoluyla gitmek tehlikeli olduğu için karaya çıkarlar. Burada kürkleri saklar ve en yakın kampa gitmeye karar verirler. Ancak beklenmedik bir olay olur. Ormanda gezinen Glass ayı yavrularına silahını doğrultmuşken anne ayı tarafından saldırıya uğrar. Hem de öyle darbeler alır ki her an öldüğünü düşünürüz. (Çok gerçekçi bir sahne özellikle ayının nefesinin kameranın buğulanmasına neden olduğu an:) Mücadele sonunda ayıyı da öldürür. Ancak kendisi yaşamın kıyısındadır. 
Glass'ı taşıyanlar canından bezmiştir ve yüzbaşı onu refakatçi 3 kişiyle ormanda bırakıp yola devam etme emri verir. Glass'ın oğlu Hawk da onların arasındadır. Açgözlü Fitzgerald alacağı 300 Doların peşindedir ve orada daha fazla beklemeye niyeti yoktur. Glass'ın oğlunu öldürür ve diğer refakatçi çocuğu da kandırarak onu tek başına ölüme terkeder. Gözü önünde öldürülen oğlu için intikam almaya karar veren Glass, kendini toplar ve zorlu bir yolculuğa çıkar.
Zaman zaman yakılan köyü, öldürülen karısı gözünün önüne gelir. Eskiden ölmekten korkarken oğlunu da kaybedince gözü kara birine döner. Tek amacı adaletin yerine gelmesidir.
Di Caprio'nun dediğine göre filmin çekimleri tam 9 ay sürmüş ve zaman zaman aşırı kar yağışı nedeniyle sete ara vermek zorunda kalmışlar. Ancak ışık ve çerçeveleme görülmeye değer. Hatta oranın bir cehennem olduğunu bile söyleyenler var. İzlerken de insanın içini soğutan bir film olmasının sebebi bu olabilir:)
İyi seyirler:))

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-7

  God of Art- Sanat Tanrısı 7. ARTEMİS Sabah uyandıklarında Artemis pek bir şey hatırlamamaktaydı. Yatakta yalnızdı. Aklında tek kalan p...