Yukarıdaki kare; 5 kız kardeş olan Sonay, Selma, Ece, Nur ve Lale'nin okul çıkışı arkadaşlarıyla denizde oynadığı sahneden. Bence filmin en iyi, en sinematografik sahnesi. Ancak kardeşlerin yaşamlarını alt üst eden bir an...
Anne ve babaları öldükten sonra babaanneleri tarafından büyütülen ve amcaları tarafından gözetilen! kızlar mahalle baskısı ile karşılaşır. Sırf arkadaşlarıyla denizde oyun oynadılar dile komşu kadın bir dedikodu çıkarır. "Kendilerini erkeklerin omuzunda tatmin ettiler" lafı tüm kasabada yankılanır. Bunu duyan babaanne kızları büyükten başlayarak odaya kapatıp döver. Belki bu dayak sayesinde akılları başlarına gelecektir. Kızları zaman zaman taciz eden amca ise namus bekçiliği yaparak onları bekaret kontrolüne götürür. "Neyse ki kızlar bakiredir" diyerek seyirci bile anlamsız bir derin nefes alır. Çünkü bekaret bir kızın her şeyidir. Onu kaybederse sebebine bakılmaksızın öldürülebilir. Bu topraklarda bu meşrudur.
Aslında Mustang tam da bunu konu alıyor. Tam gençliklerini hatta çocukluklarını yaşayacakları zamanda kendi kanlarından birileri tarafından hayatlarının mahvedilmesi... Sırf kadın oldukları için...
Gezmek, dolaşmak kızlara haram olur ve ev de günden güne hapishaneye döner. Demir kapılar, parmaklıklar ve dışarı çıkma yasağı... Evlenene kadar evde beklemek zorundadırlar. Babaanne komşulardan aldığı yardımlarla kızlara kadınlığı öğretir. Nasıl dolma sarılır, mantı açılır, bunları öğrenirken kızların üstlerinde de yeni dikilmiş ucube elbiseleri vardır.
İnadına isyan derler ve futbol maçına kaçarlar. Belki de birlikte en mutlu oldukları andır. Hepsi deli gibi bağırır, dans ederler. Evde ise maçı izleyecek amca ve arkadaşları kızları ekranda görmesin diye Emine halaları elektriği keser hatta trafoyu patlatır.
Sonay'a görücü gelir. Onu öven babaanne bir anda planı değiştirip Selma'yı öne çıkarır. Çünkü Sonay bir sevgilisi olduğunu söyler ve onu isteme koşuluyla istemediği adamla evlenmekten kurtulur. Selma ise hiç memnun değildir. Sonay da sevdiği adamla evleneceği için kısmen memnundur. Gerdek gecesi Selma ilişkiye girdikten sonra kanama olmaz ve kapıda çarşaf bekleyen örümcek beyinli aile soluğu hastanede alır. Oradaki doktor Selma'ya biriyle birlikte olup olmadığını sorar. O da "Tüm dünyayla yattım" der kimseyle birlikte olmadığı halde...
Sıra ortanca kıza gelir. Ece ise durumu daha trajiktir. İstemediği biriyle evlenmeyi beklemek ve amcasının tacizlerinden kurtulmak için intihar eder. Evde kalan diğer kızlar günlerce yemek yiyemez ve matem bitince evlenme sırası Nur'a gelir. Askere gidecek bir adamla sözlenir ve düğün gecesi küçük kız kardeşi Lale'nin kaçma planını kabul eder. Lale maça kaçarken onları kamyonetiyle minibüse yetiştiren çocuğu abi olarak hafızasına yazar ve daha önce de ona araba kullanmasını öğretmiştir. Kendilerini eve kilitleyen kızlar düğün alayı gittikten sonra amcalarının arabasını alıp kaçarlar. Lale'nin kamyonetli abisi de onları yolda bulur ve İstanbul'a giden bir araca bindirir.
Lale, tayini İstanbul'a çıkan öğretmenini bulur ve ona sımsıkı sarılır. Yine boğazımızda bir yumruk ile filmin jeneriğini görürüz. Aslında her şey bu kadar kolay olmamıştır, olmamalıdır da...
Mustang sadece 5 kız kardeşin hayatının nasıl mahvolduğunu anlatmıyor, bizi bize anlatıyor. Hemen hemen her gün gazetede okuduğumuz, televizyonda gördüğümüz çocuk gelinler, tecavüzler, ensestler, aile için şiddet, zorla evlendirme ve kadın cinayetlerini önümüze seriyor.
Deniz Gamze Ergüven'in ilk uzun metraj filmi hem Cannes'da büyük ilgi gördü hem de Fransa'nın Oscar adayı oldu. Yolu açık olsun. Umarım ki böyle güzel kız kardeşler birbirinden böyle ayrılmaz.
Detay:
Denize yüzmeye gidiyoruz diyerek yorganların çarşafların arasında oynanan oyun.
Ece'nin amcasına tepki olarak arabada hiç tanımadığı biriyle sevişmesi.
Kızların bir bahçeden elma yerken eli tüfekli adamın onları kovalaması.
Komşu Petek'in dedikodusu üzerine kızların onun üstüne yürümesi.
Kızların evden kaçmak için yastıklara saç dikmesi.
TV'de Bülent Arınç'ın "Kadının İffeti" hakkında mantıksızca konuşması.