20 Mayıs 2015 Çarşamba

Boychoir-François Girard


Stet, 12 yaşında dünya güzeli bir çocuktur. Ancak kaderi güzel değildir. Hafifmeşrep alkolik annesine destek olmaya çalışırken bir yandan da okula gider. Okul arkadaşlarının annesiyle dalga geçmesine sert karşılıklar verir, sürekli öğretmenleri tarafından cezalandırılır. Ona okumayacak bir çocuk gözüyle bakılır. Tek bir öğretmeni hariç. Onun müziğe olan yeteneğine inanır ve ünlü "Boychoir" korosunu okula davet eder. Koro şefiyle onu tam tanıştıracaktır ki Stet oradan kaçar. Eve döndüğünde ise annesinin bir trafik kazasında öldüğünü öğrenir.
Mezarlıkta babası ile tanışan Stet mecburen onunla gider, belki bir yuvası olur diye düşünürken Boychoir yatılı müzik okulunda kendini bulur. Biyolojik babasının düzenli bir ailesi vardır, yani geçmişte Stet'in annesi ile yaptığı kaçamağı karısına söyleyemeyeceği için onu eve götüremeyecektir. Stet istemeyerek de olsa okula kabul edilir. Okulun paraya ihtiyacı vardır. Ve zamanla Stet'e de ihtiyacı olacaktır.
Yaşı gereği diğer öğrencilerden farklı olan çocuk koroya girebilmek için gece gündüz çalışır. Herkes Noel'de ailesinin yanına giderken o gizlice okulda kalmaya devam eder. Diğer çocuklardan biraz farklıdır, asabi olması ve işleri kendine göre halletmesi biraz tedirginlik yaratır. Hocaları Stet'in hızla ilerleme kaydetmesine şaşırırlar ve New York'taki konser için onu soloya çıkarmak isterler. Stet'in tek rakibi diğer solo söyleyen okulun yıldız çocuğudur. 
Stet rakibinin hastalığından yararlanır ve soloya çıkar. Orkestra şefi ise onunla gurur duymaktadır. Notaları çalınsa bile o bunu dert etmez kendini müziğin ritmine bırakır. Rakibin intikamı bununla da bitmez, annesinin polisteki fotoğrafını bulur ve okulun her yerine asar, Stet de bunu affetmez ve çocuğu bir güzel pataklar. Disiplin cezası alıp almaması orkestra şefinin elindedir. Onun da Stet'in dediği gibi fazla zamanı yoktur.
Son konser kilisededir ve "Gökten meleklerin  indiğini, insanların ağladığını" görmek isteyen okul yöneticisi hazır beklemektedir. Stet gece gündüz çalışarak tiz sese çıkmayı başarmıştır ve tüm kilise onun sesiyle inlerken babası da onu gizlice izlemektedir.
Stet tam okula adapte olmuş, müziği içine sindirmiş ve başarının tadını yakalamışken beklenmedik bir durumla karşılaşır. Aslında bu herkesin beklediği ama onun tahmin edemediği bir şeydir. Stet'in sesi değişir. Yaşı gereği ergenliğe girdiği için kalınlaşan sesi artık koro için uygun değildir. Ve Stet okuldan ayrılmak zorundadır. Babası ve cici annesi onu almaya gelirler. Stet okul sayesinde yeni bir aile kazanmıştır.
Dustin Hofmann, disiplinli orkestra şefini çok iyi oynuyor, abartmadan, kendini göstermeden ve rol çalmadan. Bugün isim yapmış hangi oyuncu o rolde olsa "Ben Starım" demek için büyük büyük oynar ancak mütevazi duruşuyla "Boychoir"un sağlam bir film olmasını sağlıyor.
Garrett Wareing, Stet karakterini hakkını vererek canlandırıyor. Hem sevimli hem agresif olabilen güzel bir yüze sahip ve çok yetenekli bir çocuk. 
Baştan sona boğazınızda bir düğümle filmi izliyorsunuz ve sona doğru gözyaşlarını koyveriyorsunuz. Özellikle müzikler muhteşem. Stet'in öyküsü bu kadar güzel anlatılabilirdi. Muhakkak izlenmesi gereken sağlam bir film:)) Yönetmen François Girard'ın ve senarist Ben Ripley'ın ellerine sağlık. İyi seyirler.


Hiç yorum yok:

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-7

  God of Art- Sanat Tanrısı 7. ARTEMİS Sabah uyandıklarında Artemis pek bir şey hatırlamamaktaydı. Yatakta yalnızdı. Aklında tek kalan p...