Ana içeriğe atla

The Third Murder


"Benim Babam, Benim Oğlum", "Küçük Kız Kardeşim" ve "Kimse Farketmiyor" filmlerini beğenerek izlediğim yönetmen Hirokazu Koreeda bu kez bir suç-cinayet filmine imza atıyor. 
Misumi, bir akşam dere yatağına götürdüğü patronunu öldürür ve sonra onu yakar. Suçunu kabul eder, her şeyi itiraf eder. Dava kapanmadan genç avukat Shigemori devreye girer. İdam cezasını müebbete çevirmek gibi bir derdi vardır. Hapishaneye giderek Misumi'yi konuşmaya zorlar. Her seferinde farklı şeyler söylemesi diğer avukatları rahatsız etse de Shigemori işin peşine düşer. Patronun kızıyla cinayet mahallinde karşılaşır. Bunun gibi ipuçları genç kızın babasının katilini daha yakından tanıdığı göstermektedir. Avukat gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışır. Patronun karısının cinayet zanlısına rüşvet karşılığı fabrikada yolsuzluk yaptırdığını, kızın babası tarafından küçüklüğünden beri tecavüze uğradığını ve annesinin buna ses çıkarmadığını anlar. 
Bu zorlu dava devam ederken avukat kendi kızıyla olan ilişkisinde de sıkıntılar çeker. Babasının ilgisini çekmek için küçük hırsızlıklar yapan kız biraz inat olsa da amacı onun eve geri dönmesidir.
Misumi de kızının olduğunu ve cinayetten sonra onu reddettiğini söyler. Tek derdi kızına kötülük yapan adamı ortadan kaldırmaktır.
Japon kültüründe yalan söylemenin pek yeri olmadığı için dava katil zanlısının dediklerinden yola çıkılarak yol alıyor. Deliller ve maktulün ailesinin yaptıkları geri plana itiliyor. En azından filmde böyle işleniyor. Bol ödüllü filmi izlemek isteyenlere iyi seyirler.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...