Paterson; yönetmen Jim Jarmush'un 2016 yapımı son filmi. Hem yazıp hem yönettiği film, Cannes Film Festivali'nde Palm Dog Award'ı kazanmış.
Paterson'da otobüs şoförü olan Paterson'ın bir haftasını anlatıyor. Pazartesi günü işe gitmek için 6 civarı uyanan adam kahvaltısını yaptıktan sonra karısının ona hazırladığı yolluğu da alarak yola çıkar. Aynı sokaklardan yürüyerek terminale varır. Hintli iş arkadaşının yakınmalarını dinler ve mesaiye başlar. Bazen otobüstekilerin konuşmalarına kulak misafiri olur. Genellikle ikizler ilgisini çeker. Karısı da ikiz bebekleri olsun istemektedir.
Paterson biraz çekingen bir yapıya sahiptir. Dış görünüşü öyledir. Aslında kendini öldürmeye çalışan bir adamın elinden silahı bir hamlede kapacak kadar da cesurdur. Ancak bunu belli etmez... Her akşam karısının deneysel yemeklerini yer ve bara gidip bir bardak bira içer. Köpeği de yanındadır. Her ne kadar karısı deneysel işlerde tutunmaya çalışsa da biraz maymun iştahlıdır. Paterson'ın rutininin içinde şiir yazmak da vardır.
Küçük bir defterine her gün şiirler yazar. Karısı onu bir kopyasını alması için zorlasa da Paterson için bu önemsizdir. Yazdıklarını değerli bulmasa da yaşadığı şehirden çıkan ünlü yazar William Carlos Williams ile kendini özdeşleştirir. Hatta yolda karşılaştığı küçük bir kızın şiirini duyunca onun etkisinde kalır. Paterson hafta sonu farklı bir şey yaşar. Köpeği şiir defterini parçalamıştır. Paterson artık şiir yazmayacağını düşünse de karşılaştığı bir adam her şeyi değiştirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder