6 Mart 2016 Pazar

Danish Girl


2015 yılında çekilen "Danish Girl" aslında David Ebershoff'un aynı adlı romanından uyarlanmış.
"The King's Speech" ve "Les Miserables" gibi filmleri yöneten Tom Hooper, bu kez bir biyografi ile beyazperdede. Romantik/ drama türündeki bu filmde Einar Wegener ve Gerda Wegener çiftinin yaşamlarına konuk oluyoruz. 
1920 yıllarında portre resimleri yapan Gerda kocasıyla çok mutlu görünmektedir. Einar da karısı kadar olmasa da evdeki atölyelerinde resim yapan çevresinde popüler yakışıklı bir erkektir. Gerda'nın en büyük amacı resimleri satıp bir an önce para kazanmaktır. Ancak çizdiklerinde bir eksiklik vardır ve o bunu görememektedir.
Bir gün balerin modeli olmadığını için eşi Einar'dan model olmasını ister ve o elbiseye dokunan adam içindeki kadını keşfeder. Gerda ise bunun kocasının hoşuna gittiğini düşünür bir oyun olarak ona kadın kıyafeti giydirir ve makyaj yapar. İkisi bir davete giderler amaçları biraz eğlenmektir. Einar kendisine Lili denmesini ister. Gerda ise buna karşı çıkmaz ta ki kocasını Henrik ile öpüşene kadar. Gerda gördükleri karşısında şoke olur ve kendini eve zor atar. Artık oyun bitmiştir, Lili yoktur. Einar da bu oyunu unutacaktır.
Ne yazık ki Einar sonsuza dek ortadan kaybolmuş Lili onun yerine gelmiştir. Ve gerçekleri eşi sayesinde gören adam, içindeki kadın olana kadar mücadele edecek, hatta sonu ölümle sonuçlanabilecek cinsiyet değiştirme ameliyatını göze alacaktır.
Gerçekten başrol oyuncuları iyi olan bir film 119 dakika kendini izlettiriyor. "Ex-Machina"den tanıdığımız Alicia Vikander ile "The Theory Of Everthing" filminde Stephen Hawking'i başarıyla canlandıran Eddie Redmayne bu filmde müthiş bir uyum yakalamışlar. İnsan ister istemez film süresince hangisini takip edeceğini şaşırıyor. Ben Whishaw çok yetenekli ancak son zamanlarda birçok filmde onu görmek inandırıcılığını etkiliyor sanki. 
Her sahne bir tablo gibi olan filmi izlemek isteyenler için iyi seyirler.))

Notlar: Einar, Gerda'nın bir bluzunu yerden alıp katlayarak yatağın üstüne koyar. Bir o kadar nazik ve bir o kadar içtendir.
Gerda'nın kocasını geri kazanamayacak olduğunu anladığı her an ve ağladığı her sahne gerçekten çok etkileyici. İçindeki sevgiyi izleyici anlayabiliyor. Ve bir kadının kocası için neler yapabileceğinin sınırlarını zorluyor.
Redmayne ise kadından daha kadın olarak filmdeki rolünün hakkını veriyor.
Gerda'nın Lili tabloları sayesinde isim yapması da onun bu işten tek çıkarı oluyor.

Hiç yorum yok:

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-7

  God of Art- Sanat Tanrısı 7. ARTEMİS Sabah uyandıklarında Artemis pek bir şey hatırlamamaktaydı. Yatakta yalnızdı. Aklında tek kalan p...