Ana içeriğe atla

Danish Girl


2015 yılında çekilen "Danish Girl" aslında David Ebershoff'un aynı adlı romanından uyarlanmış.
"The King's Speech" ve "Les Miserables" gibi filmleri yöneten Tom Hooper, bu kez bir biyografi ile beyazperdede. Romantik/ drama türündeki bu filmde Einar Wegener ve Gerda Wegener çiftinin yaşamlarına konuk oluyoruz. 
1920 yıllarında portre resimleri yapan Gerda kocasıyla çok mutlu görünmektedir. Einar da karısı kadar olmasa da evdeki atölyelerinde resim yapan çevresinde popüler yakışıklı bir erkektir. Gerda'nın en büyük amacı resimleri satıp bir an önce para kazanmaktır. Ancak çizdiklerinde bir eksiklik vardır ve o bunu görememektedir.
Bir gün balerin modeli olmadığını için eşi Einar'dan model olmasını ister ve o elbiseye dokunan adam içindeki kadını keşfeder. Gerda ise bunun kocasının hoşuna gittiğini düşünür bir oyun olarak ona kadın kıyafeti giydirir ve makyaj yapar. İkisi bir davete giderler amaçları biraz eğlenmektir. Einar kendisine Lili denmesini ister. Gerda ise buna karşı çıkmaz ta ki kocasını Henrik ile öpüşene kadar. Gerda gördükleri karşısında şoke olur ve kendini eve zor atar. Artık oyun bitmiştir, Lili yoktur. Einar da bu oyunu unutacaktır.
Ne yazık ki Einar sonsuza dek ortadan kaybolmuş Lili onun yerine gelmiştir. Ve gerçekleri eşi sayesinde gören adam, içindeki kadın olana kadar mücadele edecek, hatta sonu ölümle sonuçlanabilecek cinsiyet değiştirme ameliyatını göze alacaktır.
Gerçekten başrol oyuncuları iyi olan bir film 119 dakika kendini izlettiriyor. "Ex-Machina"den tanıdığımız Alicia Vikander ile "The Theory Of Everthing" filminde Stephen Hawking'i başarıyla canlandıran Eddie Redmayne bu filmde müthiş bir uyum yakalamışlar. İnsan ister istemez film süresince hangisini takip edeceğini şaşırıyor. Ben Whishaw çok yetenekli ancak son zamanlarda birçok filmde onu görmek inandırıcılığını etkiliyor sanki. 
Her sahne bir tablo gibi olan filmi izlemek isteyenler için iyi seyirler.))

Notlar: Einar, Gerda'nın bir bluzunu yerden alıp katlayarak yatağın üstüne koyar. Bir o kadar nazik ve bir o kadar içtendir.
Gerda'nın kocasını geri kazanamayacak olduğunu anladığı her an ve ağladığı her sahne gerçekten çok etkileyici. İçindeki sevgiyi izleyici anlayabiliyor. Ve bir kadının kocası için neler yapabileceğinin sınırlarını zorluyor.
Redmayne ise kadından daha kadın olarak filmdeki rolünün hakkını veriyor.
Gerda'nın Lili tabloları sayesinde isim yapması da onun bu işten tek çıkarı oluyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...